Danıştay Kararı 7. Daire 2004/371 E. 2005/2944 K. 28.11.2005 T.

7. Daire         2004/371 E.  ,  2005/2944 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/371
Karar No : 2005/2944

Temyiz İsteminde Bulunan: Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü
Karşı Taraf : … İnşaat Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi
İstemin Özeti : Milli Eğitim Bakanlığınca yaptırılan ve davacı Şirketçe üstlenilen ilköğretim okulu yapımına ait işler için yapılan avans ve hakediş ödemelerine ilişkin damga vergisi tahsiline ilişkin işlemi; 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 83’üncü ve 78’inci maddeleri ile Kanunun getiriliş amacının birlikte değerlendirilmesinden, ihale yolu ile yapılan okul inşaatı için davacı Şirkete ödenen istihkaklardan damga vergisi kesilmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; dava konusu işlemin Borçlar Kanunu hükümlerine göre tesis edilmesi nedeniyle, davanın vergi mahkemesinin görevine girmediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Borçlar Kanunu hükümlerine göre tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı mahkemeleri olması nedeniyle, görevi dışında bir konuda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Milli Eğitim Bakanlığınca yaptırılan ve davacı Şirket tarafından ihale yoluyla üstlenilen ilköğretim okulu yapımına ilişkin olarak ihale makamınca firmaya yapılan istihkak ödemelerinden 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli 1 sayılı Tablonun IV/1 inci fıkrasına göre kesinti yoluyla ödenen damga vergisinin iadesi istemiyle Milli Eğitim Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğü hasım gösterilerek açılan davayı aynı hasımla tekemmül ettirerek kabul eden vergi mahkemesi kararı temyiz edilmektedir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 15’inci maddesinde ödeme şekilleri sayılarak, damga vergisinin; basılı damga konulması, makbuz verilmesi veya istihkaktan kesinti yapılması şekillerinden biriyle ödeneceği kurala bağlanmış, bu ödeme şekillerinin hangi işlemler için ne suretle uygulanacağının tespite Maliye Bakanlığını yetkili kılmıştır.
Buna göre, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun, vergi kesintisine ilişkin esasları düzenleyen 94’üncü maddesinde belirtilen, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, menkul kıymetler yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmek zorunda olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zırai kazançlarını bilanço veya işletme esasına göre belirleyen çiftçiler, istihkaktan kesinti şekliyle damga vergisini ödeyecekler arasında sayılmıştır. Sayılan kişi ve kuruluşların bir ay içinde yapacaklar nisbi vergiye tabi istihkak ödemeleri, maaş, ücret ve sair adlarla yapılan kesin veya avans ödemeleri ile nisbi vergiye tabi olan müteahhit ve diğer kişilere yapılan kesin ve avans şeklindeki istihkak ödemelerini bu şekilde damga vergisine tabi tutmaları ve söz konusu damga vergilerini bir beyannameyle vergi dairelerine ödemeleri gerekmektedir.
Olayda, Milli Eğitim Merkez Saymanlık Müdürlüğünce istihkaktan kesinti suretiyle tahsil edildiği anlaşılan ve davacı şirket tarafından dava konusu edilen damga vergisi, adı geçen saymanlık tarafından bağlı bulunan vergi dairesine ödenmiş bulunduğundan, davadan, vergiyi tarh, tahakkuk, tahsil yetkisi bulunan vergi dairesi müdürlüğü hasım gösterilerek, tekemmülün sağlanmasından sonra karar verilmesi gerekirken, sadece sorumlu sıfatıyla damga vergisini keserek vergi dairesine ödeyen saymanlık müdürlüğünün hasım gösterilmesi suretiyle bakılan davada isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, yanlış hasımla verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; Milli Eğitim Bakanlığınca yaptırılan ve davacı Şirketçe üstlenilen ilköğretim okulu yapımına ait işler için yapılan avans ve hakediş ödemelerinden, istihkaktan kesinti suretiyle damga vergisi tahsili gerekirken, sehven tahsil edilmediğinin anlaşılması üzerine, bu tutarın, davacı Şirketten tahsili yolundaki işlemi iptal eden Mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 10’uncu maddesinde, görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan bir davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili başsavcı veya başkanunsözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesi şeklinde tanımlanmış; yetkili Başsavcı veya Başkanunsözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda, ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlanmadan önce, idari yargı yerlerinde de dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmalarının şart olduğu; 12’nci maddesinde, görev itirazında bulunan kişi veya makamın, itirazın reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak on beş gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine vereceği; bu yargı merciinin, dilekçenin bir nüshasını ve varsa eklerini yedi gün içinde cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ edeceği, tebligat yapılan taraf, süresi içinde bu yargı merciine cevabını bildirmezse, cevap vermekten vazgeçmiş sayılacağı; yargı merciinin, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itirazın reddi kararını kaldırarak görevsizlik kararı vermediği takdirde, kendisine verilen dilekçeyi, alınan cevabı ve varsa belgeleriyle birlikte görevsizlik itirazının reddine ilişkin karar ile dayanağı belgenin asıl veya örneklerini uyuşmazlık çıkarma isteminde bulunmaya yetkili makama göndereceği; bir davada uyuşmazlık çıkarılması için yalnız bir kez başvurulabileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, davalı idarece, dava dilekçesinde verilen cevapta, davaya konu edilen işlemin 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre tesis edildiği belirtilerek, davanın vergi mahkemesinin görevine girmediği iddia edilerek görev itirazında bulunulduğu halde, Mahkemece bu iddianın karşılanmadığı ve Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun anılan maddelerindeki yöntemin izlenmediği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, Mahkemece, görev itirazı karşılanmadan, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine Mahkemece verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 28.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.