Danıştay Kararı 7. Daire 2004/3431 E. 2006/3892 K. 07.12.2006 T.

7. Daire         2004/3431 E.  ,  2006/3892 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/3431
Karar No : 2006/3892

Temyiz İsteminde Bulunan: … Alkolsüz İçkiler Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü
İstemin Özeti : Daha önce tescil edilmiş beyanname kapsamı olup, ithalat vergilerinin ödenmemesi nedeniyle tasfiye edilecek hale gelen, ancak, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 179’uncu maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasının istenilmesi üzerine yeni tarihli olarak düzenlenen beyannameyle bu rejime tabi tutulan eşyaya ait özel tüketim vergisi oranının, ithaline ilişkin ilk beyannamenin tescil edildiği tarihdeki vergi oranı olması gerektiğinden bahisle tahakkukun fazla hesaplandığı iddia edilen kısmına yapılan itiraz başvurusunun reddi yolunda tesis edilen gümrük başmüdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davayı; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, gümrük vergilerinin gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihte yürürlükte olan gümrük tarifesine göre hesaplanacağı; 74’üncü maddesinde, eşyanın serbest dolaşıma girişinin ticaret politikası önlemlerinin uygulanması, eşyanın ithali için öngörülen diğer işlemlerin tamamlanması ve kanunen ödenmesi gereken vergilerin tahsili ile mümkün olacağı; 181’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, ithalatta gümrük yükümlülüğünün, ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesi halinde doğacağı; bu maddenin 2’nci fıkrasında da, gümrük yükümlülüğünün söz konusu gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı hükümlerine yer verildiği; sözü edilen hükümler ile anılan Kanun uyarınca yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 612’nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü birlikte değerlendirildiğinde, işlemleri önceden tescil edilmiş beyanname üzerinden ikmal edilen ithalatta, vergilerin, serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutma talebini içeren dilekçenin idarenin kaydına girdiği tarihte yürürlükte bulunan vergi oranına göre hesaplanması gerektiği; dolayısıyla, söz konusu talep tarihinde yürürlükte bulunan vergi oranı üzerinden özel tüketim vergisi tahakkuku yapılmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; 4458 sayılı Kanun hükümlerine göre, beyannamenin ilk defa tescil edildiği tarihte yürürlükte bulunan vergi oranının esas alınması suretiyle vergi hesaplanması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden; … gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi ile ithal edilmek istenilen, ancak, ithalat vergilerinin ödenmemesi nedeniyle tasfiyelik hale gelen eşyanın, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 179’uncu maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, yeniden serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasının istenilmesi üzerine, … gün ve aynı sayılı beyanname düzenlendiği; düzenlenen bu beyannamenin tescil edildiği tarihte yürürlükte bulunan özel tüketim vergisi oranı üzerinden yapılan tahakkukun, kur farkı dışında, ilk tescilin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan orana göre hesaplanandan fazlasına yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, Mahkemece, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle reddedildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 179’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında, 178’inci maddenin (a) bendine göre ihaleye çıkarılan eşyanın beyan sahibinin, ihale ilanının yayımlandığı tarihe kadar, gümrük idaresine başvurarak söz konusu eşyanın, serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasını isteyebileceği, ancak, bu talebin kabulünün, söz konusu eşyaya ait tüm ithalat vergileri, cezalar ile ambarlama ve elleçleme giderleri ve diğer gidirlerin beyan sahibi tarafından üstlenilmesine bağlı olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Sözü edilen hükümle, tasfiyeye tabi tutulan eşyaya hasren üçüncü kişilere nazaran yükümlülere ithalat önceliği tanınmıştır. Bunun için ise, yeni beyanname düzenlenmesi zorunluluğu getirilmediğinden, işlemlerin, daha önce tescil edilen beyanname üzerinden yürütülmesi gerekmektedir. Zira; anılan maddede, talebin kabulü eşyaya ait vergi, ceza ve giderlerin ödenmesine bağlandığından, anılan vergi ve giderlerin mevcut beyanname nedeniyle ödenmesi gereken vergi ve giderler olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Aynı Kanunun 240’ncı maddesinde, söz konusu eşya için ceza öngörülmüş olması da, bu sonucu doğrulamaktadır. Bu itibarla, yeniden beyanname düzenlenmesi zorunlu olmayan olayda, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; … tarih ve … sayıyla tescil edilen beyanname kapsamı olup, ithalat vergilerinin ödenmemesi nedeniyle tasfiye edilecek hale gelen, ancak, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 179’uncu maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasının istenilmesi üzerine … tarih ve … sayılı beyanname ile bu rejime tabi tutulan eşyaya ait özel tüketim vergisi oranının, ilk beyannamenin tescil edildiği tarihdeki vergi oranı olması gerektiğinden bahisle yapılan itiraz başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, Mahkemece, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle reddedildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 181’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, ithalatta gümrük yükümlülüğünün, ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girmesi halinde doğacağı; 2’nci fıkrasında da, gümrük yükümlülüğünün söz konusu gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı; 61’inci maddesinin 2’nci fıkrasında, aksine hüküm bulunmadıkça, eşyanın beyan edildiği gümrük rejimine ilişkin tüm hükümlerin uygulanmasında esas alınacak tarihin, beyannamenin gümrük idareleri tarafından tescil edildiği tarih olduğu; 3’üncü fıkrasında, gümrük idarelerince tescil edilmiş olan beyannamenin, ait olduğu eşyanın vergileri dolayısıyla taahhüt niteliğinde beyan sahibini bağlayacağı ve gümrük vergileri tahakkukuna esas tutulacağı; 74’üncü maddesinde, eşyanın serbest dolaşıma girişinin ticaret politikası önlemlerinin uygulanması, eşyanın ithali için öngörülen diğer işlemlerin tamamlanması ve kanunen ödenmesi gereken vergilerin tahsili ile mümkün olacağı hükümlerine yer verilmiş; anılan Kanunun 242’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, yükümlülerin, kendilerine tebliğ edilen gümrük vergileri için, tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde ilgili gümrük idaresine verecekleri bir dilekçe ile düzeltme talebinde bulunabilecekleri; 3’üncü fıkrasında, kişilerin, düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara karşı yedi gün içinde, kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itiraz edebilecekleri; 7’nci fıkrasında da, gümrük başmüdürlükleri kararlarına karşı, işlemin yapıldığı gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercilerine başvurabilecekleri belirtilmiş; aynı Kanunun 245’inci maddesinin 1’inci fıkrasında ise, yükümlülerin, gümrük idaresine verdikleri beyanname ve bu beyanname eki bilgi ve belgeler esas alınmak suretiyle kendileri tarafından hesaplanan gümrük vergilerine itirazda bulunamayacakları kurala bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; gümrük vergisi tahakkukları dolayısıyla vergi mahkemesinde idari dava açılabilmesinin, söz konusu tahakkuklara karşı Gümrük Kanununun anılan 242’nci maddesinde öngörülen düzeltme veya idari itiraz yollarına başvurulmuş ve bu başvuruların zımnen ya da açık olarak yetkili idari mercice reddedilmiş olması; düzeltme ya da itiraz yollarına başvurulabilmesi için de, idarece kendiliğinden yapılmış bir ek tahakkuk işleminin veya ihtirazi kayıtla verilen gümrük giriş beyannamesine dayalı tahakkukun bulunması gerekmektedir. İhtirazi kayıt, uygulamada, beyanın bağlayıcılığını etkisiz kılmak ve hak arama yollarına başvuru hakkını saklı tutmak amacıyla beyannameye konulan ve beyanın serbest irade ürünü olmadığını gösteren açıklama olarak nitelenderilmektedir. İhtirazi kaydın bu etkisini gösterebilmesi, yasalarda beyanda bulunulması için belli edilen süre veya zamanda konulmuş olmasına bağlıdır. Gümrük vergisi yönünden bu süre veya zaman da, gümrük yükümlülüğünün başladığı; başka bir deyişle, beyannamenin tescil edildiği tarihtir.
Öte yandan; 4458 sayılı Kanunun 179’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında, 178’inci maddenin (a) bendine göre ihaleye çıkarılan eşyanın beyan sahibinin, ihale ilanının yayımlandığı tarihe kadar, gümrük idaresine başvurarak söz konusu eşyanın, serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasını isteyebileceği, ancak, bu talebin kabul edilebilmesi için söz konusu eşyaya ait tüm ithalat vergileri, cezalar ile ambarlama ve elleçleme giderleri ve diğer gidirlerin beyan sahibi tarafından üstlenilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Sözü edilen hukuki durum karşısında; 4458 sayılı Kanunun anılan 179’uncu maddesi uyarınca yapılan serbest dolaşıma giriş rejimi talebi üzerine tescil edilen beyanname, Mahkemece de kabul edildiği üzere, Gümrük Kanunu hükümlerinin uygulanması bakımından yeni bir beyannamedir. Bu bakımdan; muhteviyatında yer alan hususların serbest irade ürünü olmadığını kanıtlayan ihtirazi kayıt konulmadan verilen beyannameye dayanılarak tahakkuk ettirilen vergilere karşı, idari itiraz yollarına gidilmesi mümkün bulunmadığından, açılan davanın açıklanan nedenle reddi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen vergi mahkemesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddine, … Yeni Türk lirası maktu karar harcının temyiz edenden alınmasına, 7.12.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X-AZLIK OYU
Dosyanın incelenmesinden; … tarihinde tescil edilen gümrük giriş beyannamesi kapsamı olup, ithalat vergilerinin ödenmemesi nedeniyle tasfiye edilecek hale gelen, ancak, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 179’uncu maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca, serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasının istenilmesi üzerine, … tarihli beyanname ile bu rejime tabi tutulan eşyaya ait özel tüketim vergisi oranının, ilk beyannamenin tescil edildiği tarihdeki vergi oranı olması gerektiğinden bahisle yapılan itiraz başvurusunun reddi yolundaki başmüdürlük kararının iptali istemiyle açılan davanın, Mahkemece, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle reddedildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 70’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, beyan sahibinden kaynaklanan sebeplerle tescil edilmiş beyanname kapsamı eşyanın ödenmesi gereken ithalat vergilerinin ödenmemesi halinde, eşyanın muayene edileceği, muayene sonucuna göre gümrük idarelerince alınacak para cezasının ve diğer takipleri gerektiren veya gerektirmeyen durumların bir tutanağa bağlanacağı ve, daha sonra, eşyanın 177 ila 180’inci madde hükümlerine göre tasfiye edileceği öngörülmüş; anılan fıkrayla göndermede bulunulan 178’inci maddesinin birinci fıkrasında, 177’nci maddede belirtilen eşyanın ihale yoluyla satış suretiyle tasfiyeye tabi tutulacağı; 179’uncu maddesinin 1’nci fıkrasında da, 178’inci maddenin (a) bendine göre ihaleye çıkarılan eşyanın beyan sahibinin, ihale ilanının yayımlandığı tarihe kadar, gümrük idaresine başvurarak söz konusu eşyanın, serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasını isteyebileceği, ancak, bu talebin kabulünün, söz konusu eşyaya ait tüm ithalat vergileri, cezalar ile ambarlama ve elleçleme giderleri ve diğer gidirlerin beyan sahibi tarafından üstlenilmesine bağlı olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Sözü edilen hükümlerde, tasfiye edilecek hale gelen eşyanın serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutulmasının istenilmesi halinde, eşyanın teslimi için yeniden gümrük giriş beyannamesi verilmesini zorunlu kılan herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu bakımdan; daha önce tescil edilen beyanname üzerinden tahakkuk ettirilen vergiler esas alınarak, yukarıda sözü edilen 179’uncu madde hükmüne göre işlem yapılması gerekirken, davacı Şirket tarafından yeniden verilen beyannamenin tescil tarihinde yürürlükte bulunan vergi oranları uygulanarak hesaplanan vergiler esas alınmak suretiyle işlem tesis edilmesinde isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, aksi yolda verilen mahkeme kararında isabet görülmediğinden, anılan kararın bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.