Danıştay Kararı 7. Daire 2004/3196 E. 2006/3185 K. 06.11.2006 T.

7. Daire         2004/3196 E.  ,  2006/3185 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2004/3196
Karar No: 2006/3185

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Dış Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. … – Av. …
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına tescilli … gün ve … sayılı geçici gümrük giriş beyannamesi ile ithal edilen jüt çuval isimli eşyanın Yurtta kalma süresi olarak belirlenen altı ay içinde Yurt dışı edilmediğinden bahisle, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 238’inci maddesi hükmü uyarınca, anılan eşyalara ilişkin vergilerin iki katı tutarında para cezası uygulanmasına dair karara vaki itirazın reddine ilişkin işlemi; olayda, geçici giriş beyannamesi ile ithal edilen eşyanın altı aylık Yurtta kalma süresi dolduktan sonra, İdarece eşyanın akıbetinin sorulması üzerine, davacı tarafından verilen cevabi yazıda; … tarih ve … kayıt sayılı dilekçe ile ek süre talebinde bulunulduğunun belirtildiği; ancak, İdarece, söz konusu evrağın zimmet defterinde kaydının yer almadığı gibi, tüm aramalara rağmen evrak kayıt defterinin de bulunamadığından, davacının ek süre talebini içeren dilekçesinin sahte olduğundan bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmakla birlikte; … tarihli dilekçenin sahte olduğunu kanıtlar nitelikte herhangi bir tespit ve belgenin olmadığı; her ne kadar olay, evrakta sahtekarlık hükümleri yönünden takibatta bulunulması için Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirilmişse de, tahkikatın henüz sonuçlanmadığının anlaşıldığı; öte yandan, eşyaların Yurtta kalma süresinin sona ermesinden sonra da davalı İdarece müteaddit defalar ihracat ve mahsup işlemlerinin yapılmış olması, bu dilekçenin varlığına karine teşkil ettiği; bu durumda, ek süre talebi üzerine Yurtta kalma süresinin uzatılması halinde, geçici ithal rejimi hükümlerinden yararlanmaya devam edecek olan eşyaların yasal süresi içerisinde Yurt dışı edilmediği nedenine dayanılarak tesis edilen işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; ek süre talebini içeren herhangi bir dilekçenin kayıtlarda gözükmemesi nedeniyle, eşyaların süresinde Yurt dışı edilmediğinin kabulü suretiyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirket adına tescilli geçici gümrük giriş beyannamesi ile ithal edilen eşyanın Yurtta kalma süresi olarak belirlenen altı ay içinde Yurt dışı edilmediğinden bahisle, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 238’inci maddesi hükmü uyarınca, söz konusu eşyaya ilişkin vergilerin iki katı tutarında para cezası uygulanmasına dair karara vaki itirazın reddine ilişkin işlemin, Mahkemece, istemin özetinde yazılı gerekçeyle iptal edildiği anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 128’inci maddesinde, geçici ithalat rejiminin, serbest dolaşıma girmemiş eşyanın ithalat vergilerinden tamamen ya da kısmen muaf olarak ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın, Türkiye Gümrük Bölgesi içinde kullanılması ve bu kullanım sırasındaki olağan yıpranma dışında, herhangi bir değişikliğe uğramaksızın yeniden ihracına olanak sağlayan hükümlerin uygulandığı rejim olduğu belirtilmiş olup; aynı Kanunun 238’inci maddesinde de, bu Kanunun 128 ila 134’üncü maddelerinde düzenlenen Geçici İthalat Rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde, eşyaya ilişkin gümrük vergilerinin tahsili yanında, bu vergilerin iki katı tutarında para cezası alınacağı hükmüne yer verilmiştir
Anılan Kanunun 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 5’inci bendinde, bağlayıcı tarife ve menşe bilgileri de dahil olmak üzere, gümrük idaresinin, gümrük mevzuatı ile ilgili olarak belirli bir konuda bir veya daha fazla kişi üzerinde hukuki sonuç doğuracak tasarrufları, idari karar olarak tanımlanmış, 6’ncı maddesinin 2’nci fıkrasında, karar alınması talebinin yazılı olarak yapılacağı, gümrük idaresinin, söz konusu talebe ilişkin başvurunun kendilerine ulaştığı tarihten itibaren otuz gün içinde karar alacağı; “İtirazlar” başlıklı 242’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında da, kişilerin, idari kararlara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itirazda bulunabilecekleri; 4’üncü fıkrasında, gümrük başmüdürlüklerine intikal eden itirazların 30 gün içinde karara bağlanarak ilgili kişiye tebliğ edileceği; 7’nci fıkrasında da, gümrük başmüdürlüklerinin kararına karşı, işlemin yapıldığı gümrük müdürlüğünün bulunduğu yerdeki idari yargı mercilerine başvurulabileceği hükme bağlanmak suretiyle, Kanun koyucu, hem ilgilileri, hem de idareyi bağlar nitelikte kurallar getirmiştir. Bu durumda, idari itiraz prosedürü tamamlanmadan idari yargı yoluna başvurulamayacağı gibi, itirazların gümrük idarelerince 30 gün içinde karara bağlanarak ilgilisine tebliğinin de yasal bir zorunluluk olarak ortaya çıktığı açıktır. Mevcut düzenlemenin bir diğer sonucu da, Yasanın amir hükmüne rağmen, otuz günlük süre içerisinde cevaplandırılmayan başvuruların zımnen reddedildiğinin kabulü gerektiğidir. Aksi halde, idari itirazın cevap verilmemek suretiyle sürüncemede bırakılması ve dolayısıyla, hak arama özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracak uygulamaların ortaya çıkması kaçınılmazdır.
Davada; davacı Şirketçe, eşyaların Yurtta kalma süresi içerisinde, … tarihinde ek süre verilmesi için başvuruda bulunulduğu, (dilekçenin kayıt tarih ve sayısı gösterilerek) iddia edilmiş olup; Mahkemece de, davacının süre uzatım talebine ilişkin dilekçenin davalı İdareye ulaştığı, bu nedenle, dava konusu ceza kesme işleminin, sebep yönünden hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Ancak; davacı Şirketçe iddia edildiği gibi, eşyaların yurtta kalma süresi içinde süre uzatım talebinde bulunulduğu kabul edilse dahi, bu talebin, başvuru tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verilmemek suretiyle zımnen reddi yolundaki işlemin, 4458 sayılı Kanunun yukarıda anılan hükümleri uyarınca, idari karar olarak kabulü zorunlu bulunduğundan, bu işleme karşı, 4458 sayılı Kanunda öngörülen idari itiraz prosedürü izlendikten sonra dava açılması gerekmektedir. Olayda ise, süre uzatım talebinin zımnen reddine dair işleme karşı idari itiraz yoluna gidilmediğinin veya yedi günlük itiraz süresi içerisinde dava açılmadığının sabit olması karşısında, eşyaların Yurtta kalma sürelerinin uzatılmadığının, başka deyişle, eşyaların yasal süresinden sonra Yurt dışı edildiğinin kabulü zorunludur.
Bu itibarla, Geçici İthalat Rejimine ilişkin hükümlerin ihlal edilmesi nedeniyle uygulanan para cezasında hukuka aykırılık bulunmadığından, ceza kararına vaki itirazın reddine dair işlemin, Mahkemece, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle iptali yolunda verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından bu konuda ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 6.11.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.