Danıştay Kararı 7. Daire 2004/304 E. 2007/730 K. 27.02.2007 T.

7. Daire         2004/304 E.  ,  2007/730 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/304
Karar No : 2007/730

Temyiz İsteminde Bulunan: …Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …Bankası Anonim Şirketi
Vekili : Av….
Müdahil : …Çelik Boru Sanayi Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … Ana İhraç Boru Hattı Projesi Boru Temini İhalesini alan firmanın proje kapsamında kullanılacak boruların üretimi ile ilgili olarak yapılacak ithalatın finansmanını teminen Güney Kore’ye davacı Banka tarafından açılan akreditif nedeniyle ihtirazi kayıtla ödenen damga vergisine ilişkin tahakkuk işlemini; 488 sayılı Damga Vergisi Kanunun 3’üncü maddesinde, damga vergisi mükellefinin kağıtları imza edenler olduğunun, aynı Kanunun 24’üncü maddesinde de, vergiye tabi kağıtların damga vergisinin ödenmemesinden veya noksan ödenmesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan, mükelleflere rucü hakkı olmak üzere kağıtları ibraz edenlerin; birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen, sorumlu olduğunun hükme bağlandığı; … Ana İhraç Boru Hattı Projesi Boru Hattı Projesine İlişkin olarak Anayasanın 90’ıncı maddesi ve 244 sayılı yasada öngörülen prosedüre uygun olarak, 4585 sayılı Kanun ile onaylanması uygun bulunan ve 10.9.2000 tarih ve 24166 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2000/1127 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilerek yürürlüğe giren, Türkiye Cumhuriyeti, Azerbeycan Cumhuriyeti ve Gürcistan arasında, petrolün Azerbeycan Cumhuriyeti, Gürcistan ve Türkiye Cumhuriyeti ülkeleri üzerinden, … Ana İhraç Boru Hattı yoluyla taşınmasına ilişkin anlaşma ve bu anlaşmanın 2 numaralı eki ve ayrılmaz parçası niteliği taşıyan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve MEP İştirakçileri Arasında Ev Sahibi Hükûmet Anlaşmasının 9.3 maddesinin (ii) bendi uyarınca, BOTAŞ Genel Müdürlüğünün anahtar teslimi müteahhit olduğu; 9.3 maddesinin (iii) bendinde ise, proje ile ilgili olarak çalışan yüklenicilere sağlanacak muafiyetlerin düzenlendiği; anılan düzenleme uyarınca, vergisel muafiyet için, esas alt müteahhit niteliği taşıyan ilk kademe veya ikinci kademe alt müteahhitlerce bir iş yapılması veya hizmet sağlanmasının ve inşaat müteahhidine taahhütte bulunan ilk kademe veya ikinci kademe alt müteahhidine anlaşma veya sözleşme çerçevesinde ödenen veya ödenebilir tutarın 250.000 Amerikan dolarına eşit veya daha yüksek olması gerektiği; olayda da, …Boru Çelik Anonim Şirketinin … Boru Hattı ihalesi kapsamında BOTAŞ’ın ilk kademe alt müteahhidi olduğunun ve bu projede boru temini işini üstlendiğinin ve taahhüt konusu boruların imalinde kullanılacak ham maddenin yurt dışından temini için davacı Banka tarafından 778.750-Amerikan doları tutarında akreditif açıldığının anlaşıldığı; Ev Sahibi Hükûmet Anlaşmasında yer alan koşulları taşıyan …Çelik Boru Sanayi Anonim Şirketinin, söz konusu anlaşma uyarınca açılan akreditif nedeniyle, damga vergisinden bağışık tutulması gerekirken, damga vergisine tabi tutulmasında isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin …gün ve E:…; K:…sayılı kararının; ilk kademe ve ikinci kademe alt müteahhitlerin MEP faaliyetlerine ilişkin olarak yapılan işler veya hizmetler dolayısıyla vergisel yükümlülüklerinin olmaması için esas alt müteahhit niteliği taşımaları gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Olayda, davacı Banka tarafından, … Ana İhraç Boru Hattı Projesi Temini İhalesini alan …Çelik Boru Sanayi Anonim Şirketinin, proje kapsamında kullanılacak boruların üretimi ile ilgili olarak yapılacak ithalatın finansmanını teminen Güney Koreye açılan akreditif nedeniyle, yine davacı Banka tarafından ihtirazi kayıtla ödenen damga vergisinin tahakkuk işlemine karşı iş bu davanın açıldığı, davaya, …Çelik Boru Sanayi Anonim Şirketinin de davacı yanında müdahil olarak katıldığı görülmüş olup, Mahkemece, davacı Banka adına hüküm tesis edilmesi gerekirken, …Çelik Boru Sanayi Anonim Şirketinin damga vergisinden bağışık tutulması icap ettiği gerekçesiyle, müdahil adına hüküm tesisinde yargılama hukuku kurallarına uyarlık görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz istemini kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacı Banka tarafından ihtirazi kayıtla ödenen damga vergisine ilişkin tahakkuk işlemini iptal eden mahkeme kararın bozulması istemine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31’inci maddesinin 1’inci fıkrasının yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 57’inci maddesinde, davaya katılan kişinin (müdahilin), yanında katıldığı tarafla birlikte hareket edeceğinin belirtildiği; sözü edilen düzenlemeye göre; müdahilin katıldığı taraftan bağımsız olarak istekte bulunamayacağı; onun durumunu ağırlaştırıcı biçimde davranamayacağı ve idari yargı yerince verilen kararı müstakilen temyiz edemeyeceği; sadece katıldığı tarafın temyiz başvurusunda bulunması halinde bu yola müracaat edebileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, davacı Banka tarafından, … Ana İhraç Boru Hattı Projesi Temini İhalesini alan …Çelik Boru Sanayi Anonim Şirketinin, proje kapsamında kullanılacak boruların üretimi ile ilgili olarak yapılacak ithalatın finansmanını teminen Güney Kore’ye açılan akreditif nedeniyle, yine davacı Banka tarafından ihtirazi kayıtla ödenen damga vergisinin tahakkuk işlemine karşı işbu davanın açıldığı, daha sonra …Çelik Boru Sanayi Anonim Şirketinin de davacı yanında müdahil olarak davaya katıldığı görülmektedir.
Yukarıda anılan Kanunun 31’inci maddesinin 1’inci fıkrasında yollamada bulunduğu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uyarınca dava konusu edilen işlem ile ilgili verilecek kararın müdehale isteminde bulunanın hakkını etkileyeceğinin tespiti durumunda, davaya katılma isteminde bulunanın isteminin kabul edileceği sabit ise de; yanında katıldığı tarafla birlikte hareket eden, onun durumunu ağırlaştırıcı biçimde davranamayan ve katıldığı taraftan bağımsız olarak istekte ve müstakilen temyiz başvurusunda bulunamayan müdahil adına davanın tarafı sıfatıyla karar verilemez.
Bu itibarla , davanın ihtirazi kayıtla damga vergisini ödeyen İş Bankası Anonim Şirketince açılmasına karşın, yanında davaya katılan …Çelik Boru Sanayi Anonim Şirketinin damga vergisinden bağışık tutulması icap ettiği gerekçesiyle müdahil adına verilen mahkeme kararında yukarıda açıklanan yargılama hukuku kurallarına uyarlılık görülmemiştir.
Öte yandan; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 378’inci maddesininin 2’nci fıkrasında; mükelleflerin, beyan ettileri matrahlara ve bu matrah üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları hükme bağlanmış, fıkranın devamında ise, bu Kanunun vergi hatalarına ait hükümlerinin mahfuz olduğu belirtilmiş; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında da, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlere karşı dava yoluna gidilebileceği yolunda düzenlemelere yer verilmek suretiyle, ihtirazi kayıtla verilen beyannamelere dayanılarak yapılan tarh işlemlerinin idari davaya konu edilebileceği dolaylı olarak kabul edilmiştir.
Bu düzenlemelere ve Danıştayın istikrar bulan içtihadına göre, kural, beyan edilen matrahlar üzerinden yapılan tarh işlemlerine karşı dava açılamayacağıdır. Bu kuralın istisnası, vergi hatası sebebiyle öngörülen düzeltme ve şikayet başvuruları sonucu tesis edilen işlemler ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerinden yapılan tarh işlemlerine karşı idari dava yoludur. Ancak, tüm bu hallerde, dava konusu edilen idari işlemin hukuka uygunluk denetimi, söz konusu istisnai durumlarla sınırlıdır.
Olayda ise; davacı Banka tarafından, 19.12.2002 tarihinde damga vergisi beyannamesinin verildiği, tahakkuk eden verginin 20.12.2002 tarihinde ödendiği ve aynı tarihte verilen dilekçe ile tahakkuk eden tutarın ihtirazi kayıtla ödendiğinin belirtildiği, dolayısıyla, beyannamenin mi ihtirazi kayıtla verildiği, yoksa ödemenin mi ihtirazi kayıtla yapıldığı dosyada yer alan bilgi ve belgelerden anlaşılamadığından, bozma üzerine verilecek kararda bu hususun da inceleneceği tabiidir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 27.2.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.