Danıştay Kararı 7. Daire 2004/248 E. 2005/909 K. 05.05.2005 T.

7. Daire         2004/248 E.  ,  2005/909 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/248
Karar No : 2005/909

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına … Tekstil İhtisas Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Dokumacılık ve Emprimecilik Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına tescilli … günlü ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle yapılan ek gümrük ve katma değer vergisi tahakkukuna vaki itirazın reddine ilişkin işlemi; olayda, ihracatçı firma ile Güney Kore resmi makamlarından sağlanan sipariş emri, proforma fatura ve satış listesinden hareketle, eşyanın gerçek kıymetinin eksik beyan edildiğinden bahisle ek tahakkuk yapılmışsa da, davacı tarafından ibraz edilen, Güney Kore Sanayi ve Ticaret Odası ile Türkiye Cumhuriyeti Seul Büyük Elçiliği Konsolosluk Şubesince onaylı fatura, gümrük çıkış beyannamesi, satış sözleşmesi, banka kayıtları, sigorta poliçesi, menşe şahadetnamesi ve ihraç lisansı gibi belgelerle, ihracatçı firma yetkililerinin noterden onaylı ifadelerinin, beyan edilen kıymetin, eşyanın gerçek satış bedeli olduğunu gösterdiği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…; K:… sayılı kararının; cevaplı rapor uyarınca tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Olayda, ithale konu eşyanın kıymetinin, gerçek değerine nazaran düşük beyan edildiği hususu, ihracatçı firma ile ihracatçı firmanın mukim bulunduğu ülke resmi makamları nezdinde yapılan araştırma sonucu, gerçek kıymeti ihtiva ettikleri, ihracatçı firmaya çekilen ve Mahkemece irdelenmeyen, bir örneği dosyada mevcut, gerçek satış bedelinin düşük gösterilmesi ve haricen ödeme yapılacağı istemli faks mesajı ile de doğrulanan, proforma fatura, sipariş emri ile orjinal satış listesi üzerinden tespit edildiğinden; davacı Şirket adına ek tahakkuk yapılmasında mevzuata aykırılık bulunmadığından, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi :İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu, davacı adına tescilli gümrük giriş beyannamesi kapsamı eşyanın beyan edilen kıymetinin, tespit edilen gerçek kıymetinden daha düşük bulunduğundan bahisle yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemin iptali yolundaki vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirket adına tescilli … tarih ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi kapsamında, Güney Kore’de mukim … Limited firmasından satın alınarak ithal edilen % 100 Polyester … isimli emtianın metre birim fiyatının, faturasına uygun olarak, 0,65 Amerikan doları üzerinden beyan edildiği; ancak, Gümrük Kontrolörlüğünce düzenlenen ve bir örneği dosyada mevcut 22.5.2002 tarih ve 44/275-63 sayılı cevaplı raporda; ihracatçı firma tarafından tanzim edilen ve anılan Güney Kore gümrük makamlarınca gönderilen orijinal sipariş emri, proforma fatura ve satış listelerinde, eşyanın gerçek birim kıymetinin 1,70 Amerikan doları ve gerçek toplam fiyatının ise 38.250- Amerikan doları olarak gösterildiğinin tespit edildiğinden bahisle, dava konusu ek tahakkukun yapıldığı anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 23’üncü maddesinde, eşyanın gümrük kıymetinin, Gümrük Tarifesinin ve eşya ticaretine ilişkin belirli konularda getirilen tarife dışı düzenlemelerin uygulanması amacıyla bu bölümde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenen kıymet olduğu belirtilmiş; 24’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında, ithal eşyasının gümrük kıymetinin, eşyanın satış bedeli; satış bedelinin ise, Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28’inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olduğu öngörülerek, eşyanın satış bedelinin gümrük kıymetine esas alınabilmesi için gerekli koşullara yer verilmiş; 3’üncü fıkrasının (a) bendinde ise, fiilen ödenen veya ödenecek fiyat, ithal eşyası için alıcının, satıcı veya satıcı yararına yaptığı veya yapması gereken ödemelerin toplamı olarak tanımlanmış; ödemelerin, para transferi şeklinde olabileceği gibi, akreditif veya ciro edilebilir bir kıymetli evrak kullanılarak ya da doğrudan veya dolaylı da yapılabileceği kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, sözü edilen Kanunun 26’ncı maddesinde ise, 24 ve 25’inci madde hükümlerine göre belirlenemeyen ithal eşyasının gümrük kıymetinin, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII. Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmanın, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII. Maddesinin ve bu bölüm hükümlerinin prensip ve genel hükümlerine uygun yöntemlerle ve Türkiye’de mevcut veriler esas alınarak belirleneceği öngörülmüş; GATT’nın VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşmanın 17’nci maddesinde de, bu Anlaşmada yer alan hiçbir hükmün, gümrük idaresinin, gümrük kıymetinin belirlenmesi ile ilgili olarak ibraz edilen tutanak, belge veya beyannamenin gerçeklik veya doğruluğunu araştırma hakkını sınırlamayacağı ve bu hakkı tartışma konusu haline getirecek şekilde yorumlanamayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Bu düzenlemelerden, gümrük idaresinin, beyanın doğruluğunu tespit amacıyla, her zaman, her türlü bilgi ve belgeyi inceleyerek değerlendirme hak ve yetkisine sahip bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
Olayda; her ne kadar, Vergi Mahkemesince, proforma fatura, sipariş emri ve satış listesinde yazılı kıymetin teklif edilen kıymet olduğu; bu belgelerde yazılı kıymetin gümrük vergisi tahakkukuna esas alınamayacağı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş ise de; satıcı firmanın kayıtlarında ve sipariş belgeleri ile proforma faturada yazılı satış bedelinin 38.250-Amerikan doları olduğu; davalı idarece ele geçirilen ve bir örneği dosyada mevcut 27.3.2000 günlü faks mesajında da, davacı Şirket tarafından, ihracatçı firmadan, proforma fatura ve satış belgelerinde, gerçek satış bedelinin düşük gösterilmesinin istendiğinin; gerçek satış bedeli ile belgelerde gösterilecek satış bedeli arasındaki farkın ise sevkiyattan bir hafta önce ödeneceğinin bildirildiğinin anlaşılmış olması karşısında; davacı Şirketin gümrüğe ibraz ettiği faturada yazılı kıymetin, gerçek satış bedeli olmadığının, gerçek satış bedelinin, satıcı firmanın kayıtlarında ve ilgili belgelerinde yazılı olan ve sözü edilen faks mesajıyla doğrulanan bedel olduğunun kabulü zorunludur. Bu bakımdan; söz konusu belgelerde yazılı gerçek kıymeti doğrulayan faks mesajı dikkate alınmaksızın, aksi yolda verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 5.5.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.