Danıştay Kararı 7. Daire 2004/1493 E. 2005/589 K. 06.04.2005 T.

7. Daire         2004/1493 E.  ,  2005/589 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/1493
Karar No : 2005/589

Kararın Düzeltilmesini İsteyen : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Denizcilik ve Ticaret Anonim Şirketi
İstemin Özeti :Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğüne yapılan başvurunun reddine ilişkin olarak tesis edilen 16.4.2001 gün ve 6082 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, davacı adına düzenlenen … gün ve … sayılı ödeme emrini iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararına yönelik temyiz istemini reddeden Danıştay Yedinci Dairesinin 11.12.2003 gün ve E:2002/23; K:2003/5034 sayılı kararının; usule ve kanuna aykırı olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, 16.4.2001 tarih ve 6082 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davada, Mahkemece, sözü edilen işlemin, ödeme emrinin kaldırılması istemiyle 2577 sayılı Yasanın 11’inci maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddine ilişkin işlem olduğunun kabulü suretiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Ödeme emrinin tebliğ tarihine ve başvurunun üst makamı bulunan davalı Gümrük Müdürlüğüne yapılmış olmasına nazaran, olayda, 2577 sayılı Yasanın 11’inci maddesinin uygulanması koşulları bulunmamaktadır. Dava konusu işlem ise, ödeme emrinden sonra yapılması gereken işlemlerin bildirimine ilişkin olması nedeniyle kesin ve yürütülebilir işlem mahiyeti taşımamaktadır.
Bu itibarla, işlemin iptali istemiyle açılan ve incelenmeksizin reddi gereken davada ödeme emrinin iptaline ilişkin olarak verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, Dairemiz kararının kaldırılmasından sonra mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince, kararın düzeltilmesi istemli dilekçede ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54’üncü maddesinin (c) fıkrasına uygun görüldüğünden, Dairemizce verilen 11.12.2003 gün ve E:2002/23; K:2003/5034 sayılı kararın ortadan kaldırılmasından sonra işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu edilen işlem, davalı Gümrük Müdürlüğüne, istisna belgesine göre işlem yapılması istemiyle yapılan başvuru üzerine tesis edilen, “Eşyanın fiili ithal tarihinden sekiz yıl sonra ibraz edilen istisna belgesinin 6183 sayılı Yasa hükümleri uyarınca takibine geçilen alacağın işlemden kaldırılmasına bir etkisinin olmayacağı, ödeme emri ile takibine geçilen alacağın yasal süresi içerisinde ödenmesi, aksi takdirde haczen takibata geçileceğinin bilinmesi tebliğ olunur.” şeklindeki 16.4.2001 tarih ve 6082 sayılı işlem olmasına karşın; Mahkemece, yapılan başvurunun, 2… tarihinde tebliğ edilen, … gün ve … sayılı ödeme emrinin kaldırılması amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11’nci maddesi uyarınca yapılan başvuru ve tesis edilen işlemin de, bu başvurunun reddi olarak nitelendirilmesi suretiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
İdari Yargılama Usulü Kanununun “Üst Makamlara Başvurma” başlıklı 11’inci maddesinde, ilgililer tarafından, idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hüküm altına alınmıştır. Sözü edilen maddenin 4’üncü fıkrasında yer alan, “Bu madde hükümleri, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanmaz.” hükmü, 18.6.1994 gün ve 21964 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4001 sayılı Kanunun 6’ncı maddesi ile 18.6.1994 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.
4001 sayılı Kanunun anılan 6’ncı maddesinin gerekçesinde, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsili ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, idari davaya konu olacak işlemlere karşı mevcut hükümlere göre dava açılmadan önce idari makamlara başvurulmasının mümkün bulunmadığı, başvuru yapılması dava süresini durdurmadığı için daha sonra açılan davaların süreden reddedildiği, bu sebeple çoğu zaman hak kayıplarına neden olunduğu, gerek bu gibi haksızlıkların ortadan kaldırılması ve gerekse dava yoluna başvurulmadan idareye yapılacak başvuru yoluyla uyuşmazlıkların çözümlenmesinin sağlanmasının, dava sayısını azaltma yönünden yapacağı olumlu etki göz önüne alınarak, söz konusu fıkranın yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiştir.
Buna göre; 2577 sayılı Kanunun 11’inci maddesinin 4’üncü fıkrasının yürürlükten kaldırılmasıyla güdülen amacın, tıpkı diğer idari işlemlerde olduğu gibi, tarh, tahakkuk ve tahsil işlemleriyle karşılaşan yükümlülere, bu işlemlerin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için dava açma süresi içinde idareye başvuru yolunun açılması bu başvuru ile dava açma süresinin durdurulması ve böylece uyuşmazlıkların, dava aşamasına gelmeden, idari süreç içerisinde yeniden incelenip halledilmesi olduğu anlaşılmaktadır.
Sözü edilen hukuki durum karşısında; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca Gümrük Müdürlükleri tarafından düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptali için doğrudan dava açılabileceği gibi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun sözü edilen 11’inci maddesi uyarınca, ödeme emirlerinin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenilmesi; belirtilen koşullara uygun olarak yapılan başvurular üzerine tesis edilen olumsuz işlemlere karşı ise, 2577 sayılı Kanunun 11’inci maddesinde öngörülen esaslara uyulmak şartıyla, idari yargı mercilerine başvurulması gerekmektedir.
Olayda; istisna kapsamında beyan edilerek ithal edilen eşyanın bu kapsamda olmadığından bahisle tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dava konusu edilmediği açıktır. Öte yandan; ödeme emrinin kaldırılmasına ilişkin olduğu kabul edilen söz konusu başvurunun, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren işleyen yedi günlük dava açma süresi geçtikten sonra ve üst makam olan Gümrük Başmüdürlüğüne değil, ödeme emrini düzenleyen ve işlemi tesis eden gümrük müdürlüğüne yapılmış olması nedeniyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11’nci maddesi kapsamında yapılan başvuru olduğunun kabulüne olanak yoktur. Bu itibarla, yapılan başvuru üzerine tesis edilen işlemin ödeme emri ile ilişkilendirilmesi açıklanan hukuki duruma aykırıdır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14’üncü maddesinin 5.4.1990 gün ve 3622 sayılı Kanunun 5’inci maddesiyle değişik 3’üncü fıkrasının (d) bendinde, dava konusu edilen işlemin, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, ilk incelemede dikkate alınması gereken yönler arasında sayılmış; aynı maddenin 6’ncı fıkrasında da, 3’üncü fıkranın bentlerinde yazılı yönlerden kanuna aykırılıkların ilk incelemeden sonra saptanması halinde de, davanın her safhasında, 15’inci madde hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir. Sözü edilen 15’inci maddenin ilk fıkrasının (b) bendinde ise, ortada, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken işlemin olmaması halinde davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
İdare Hukukunda, idari işlem; bir idari makam tarafından, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tek yanlı iradeyle yapılan kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem olarak tanımlanmaktadır. Yine anılan Hukukun ilkelerine göre, idari işlemin kesinliği, idari prosedürün son aşamasının da bitirilmiş olmasını, yani hukuki sonuç yaratabilmesi için bir başka idari makamın onayına gereksiniminin bulunmamasını; yürütülmesinin zorunlu olması da, Hukuk Düzeninde değişiklik meydana getirecek biçimde uygulanmasının gerekli olmasını ifade etmektedir.
Bu bakımdan; esasen 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılması gereken işlemleri gösteren davalı Gümrük Müdürlüğü işlemi, davacı Şirketin hukuki durumunda herhangi bir değişiklik yaratmadığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasının (d) bendinde belirtilen idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem niteliğinde değildir. Dolayısıyla, dava konusu edilemeyeceğinden, incelenmeksizin reddi gereken davada, maddi olayın yanlış nitelendirilmesi sonucu verilen mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 6.4.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.