Danıştay Kararı 7. Daire 2003/476 E. 2003/621 K. 17.03.2003 T.

7. Daire         2003/476 E.  ,  2003/621 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2003/476
Karar No : 2003/621

Davacı : …
Davalı : Erciyes Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : 405 seri no’lu Tahsilat Genel Tebliğinin 1.2.2 maddesinin, ortakların hepsinin kanuni temsilci sıfatını haiz olmaları durumunda haklarındaki takibin 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35’inci maddesi hükmü uyarınca, amme alacağının tamamından müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre yürütüleceği yolundaki fıkrasının ve ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen katma değer vergisi, ceza ve gecikme faizi borcunun tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince ilk inceleme ile görevli Tetkik Hakimi …’un açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, 405 seri no’lu Tahsilat Genel Tebliğinin 1.2.2 maddesinin, ortakların hepsinin kanuni temsilci sıfatını haiz olmaları durumunda haklarındaki takibin 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35’inci maddesi hükmü uyarınca, amme alacağının tamamından müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre yürütüleceği yolundaki fıkrasının ve ortağı olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen katma değer vergisi, ceza ve gecikme faizi borcunun tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2’nci maddesinde, iptal davalarının idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı; 14’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasının (c) bendinde, ehliyet hususunun ilk inceleme esnasında inceleneceği; 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde ise, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır. Yukarıda yer alan yasal düzenlemelere göre, iptal davası açılabilmesi için, davacının medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olması yeterli değildir. Ayrıca, iptali istenilen idari işlemin davacının güncel, doğrudan ve kişisel bir menfaatini ihlal ediyor olması da gereklidir. İdari Yargılama Hukukunda, davada taraf olma ehliyetinin bir koşulu olarak kabul edilen menfaat ihlali söz konusu olmaksızın iptal davası açılmasına olanak bulunmamaktadır.
405 seri no’lu Tahsilat Genel Tebliğinin limited şirket ortakları hakkında yapılacak takipte dikkat edilmesi gereken hususlara ilişkin 1.2.2 maddesinin davacı tarafından iptali istenilen fıkrasında; 6762 sayılı Kanunun 540’ıncı maddesinde, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecbur olduklarının hükme bağlandığı; böyle bir durumda ortaklar hakkında 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılacak takibin; 35’inci madde hükümlerine göre sermaye hisseleri oranında olmayacağı; ortakların hepsi kanuni temsilci sıfatını haiz olacaklarından, haklarındaki takibin mükerrer 35’inci madde hükmü uyarınca, amme alacağının tamamından müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre 387 seri no’lu Tahsilat Genel Tebliğinde yer alan açıklamalar çerçevesinde yürütüleceği açıklanmış bulunmaktadır.
Olayda, limited şirketten tahsil edilemeyen katma değer vergisi, ceza ve gecikme faizi borcunun tahsili amacıyla ortak sıfatıyla davacı adına 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35’inci maddesi uyarınca ödeme emirleri düzenlendiği, davacının ise şirkete ait borcun tamamından 405 seri no’lu Tahsilat Genel Tebliğinin 1.2.2 maddesinin yukarıda sözü edilen fıkrası uyarınca sorumlu tutulduğunu ileri sürerek ödeme emirlerinin yanı sıra bahsi geçen fıkranın da iptali istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Oysa, Erciyes Vergi Dairesi Müdürlüğünün davacıya ödeme emirleri ile birlikte tebliğ edilen 27.3.2002 gün ve 3071 sayılı yazısından, savunmasından ve … Vergi Mahkemesinin ara kararı üzerine verdiği cevaptan, davacının, şirketin borçlarının tamamından değil, şirketteki hissesi oranında sorumlu tutulmasının amaçlandığı görülmüştür.
Bu durum karşısında; davacının 405 seri no’lu Tahsilat Genel Tebliğinin 1.2.2 maddesinin yukarıda sözü edilen fıkrasının iptalini istemesinde, korunmaya değer bir menfaati bulunduğundan söz etmek mümkün değildir.
Davanın ödeme emirlerinin iptali isteğine ilişkin kısmına gelince; 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24’üncü maddesi hükmü karşısında, davanın ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülmesi olanaklı değildir.
Açıklanan nedenlerle, davanın, 405 seri no’lu Tahsilat Genel Tebliğinin 1.2.2 maddesinin yukarıda sözü edilen fıkrasının iptali isteğine ilişkin kısmının, 2577 sayılı Kanunun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendi uyarınca incelenmeksizin reddine; … lira maktu karar harcının davacıdan alınmasına; ödeme emirlerinin iptali isteğine ilişkin kısmının ise, 2577 sayılı Kanunun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendi uyarınca görev yönünden reddine ve dosyanın uyuşmazlığı çözümlemekle görevli ve yetkili bulunan … Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 17.3.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.