Danıştay Kararı 7. Daire 2003/2511 E. 2003/5049 K. 15.12.2003 T.

7. Daire         2003/2511 E.  ,  2003/5049 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2003/2511
Karar No : 2003/5049

Temyiz İsteminde Bulunan: Efeler Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi
İstemin Özeti : Davacı Şirketin 1996 yılına ait kesinleşmiş vergi borçları ile gecikme faizlerinin tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emirlerini iptal eden … Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı kararının; 13.3.2003 tarihinde Vergi Dairesi Müdürlüğü kayıtlarına giren dilekçe ile 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunundan yararlanma talebinde bulunularak davadan vazgeçildiği, uyuşmazlık hakkında buna göre karar verilmesi gerektiği halde, mahkemece davaya konu işlemlerin iptalinde isabet bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, isteminin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
4811 sayılı Vergi Barışı Kanununda, bu Kanundan yararlanmak amacıyla yapılacak başvurular için öngörülen süre içerisinde yargılamanın durdurulmasını gerektiren bir düzenleme mevcut olmadığından, mahkemenin, dosyanın o tarihteki durumuna göre dava hakkında karar vermesinde hukuka aykırılık yoktur. Dolayısıyla, yararlanma başvurusuna ait dilekçenin mahkemeye intikal ettirilmemesinin veya yararlanma başvurusunun, mahkemece karar verildikten sonra yapılmasının, kararın bozulmasını sağlaması söz konusu değildir.
Öte yandan; anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra verilen temyize konu karar, davacının bu Kanun hükümlerinden yararlanma koşullarında değişiklik yaratmayacağından; ilgilinin Kanunun yürürlüğe girdiği tarihteki hukuki durumuna göre getirilen haklardan yararlandırılmasına engel de bulunmamaktadır.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, 15.12.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.