Danıştay Kararı 7. Daire 2003/2371 E. 2005/3028 K. 30.11.2005 T.

7. Daire         2003/2371 E.  ,  2005/3028 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2003/2371
Karar No : 2005/3028

Temyiz İsteminde Bulunan: … İnşaat Taahhüt ve Ticaret A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı Şirket ile … Anonim Şirketi arasında düzenlenen forward sözleşmesine ait olup, vergi, resim, harç istisnası belgesine istinaden başlangıçta alınmayan damga vergisi, eğitime katkı payı ve özel işlem vergisinin, söz konusu sözleşmenin istisna kapsamına girmediğinden bahisle ödenmesinin istenilmesi üzerine, Şubat/2000 dönemine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla ve pişmanlık dilekçesi ekinde verilen beyannameye göre hesaplanan pişmanlık zammıyla birlikte ödenmesinin ardından, ödenen vergilerin hesaplanacak faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davayı; Vergi Usul Kanununun 371’inci maddesinde getirilen pişmanlık müessesesi ile, mükellefler için vergi ödevi olan işlemlerin herhangi bir biçimde hiç yapılmaması, eksik veya hatalı yapılması suretiyle vergi zıyaına neden olunması durumunda, ilgili vergi mükellefine, yeni bir fırsat tanınarak, kimi koşullarla, ceza uygulamasından vazgeçilmekte ve, böylece, vergi mükelleflerini vergi zıyaına neden olan kanuna aykırı eylemlerini vergi dairesine bildirmeye özendirerek, vergi verimliliğinin korunmaya çalışıldığı; kanun koyucunun, ceza uygulamasından vazgeçme karşılığında getirmiş olduğu koşullardan biri ve en önemlisinin, kanuna aykırı davranışın ilgili makamlara kendiliğinden bildirilmiş olması olduğu; burada kastedilenin, mükellefin, dıştan gelen herhangi bir korku, baskı veya tehdit olmaksızın, yapmış olduğu davranışın vergi kanunlarına aykırılığının farkına kendiliğinden vararak, dürüst bir vergi mükellefi gibi davranma bilinç, istek ve istenci ile hareket etmesi olduğu, mükellefin içinde bulunduğu bu durumun, Ceza Hukukundan Vergi Ceza Hukukuna geçen “faal nedamet hali”nden başka birşey olmadığı, Hukuk Düzeninde, “nedamet” duygusunun sonuç doğurabilmesi için koşulsuz olması gerektiği; hiç kimsenin, yapmış olduğu kanuna aykırı davranışının, belli bir koşulun gerçekleşmesi halinde kabul ve bundan nedamet duyacağını söyleyerek, bu bildirim dolayısıyla Hukuk Düzeninin sağlamış olduğu avantajlardan yararlanamayacağı, oysa; “ihtirazi kayıt”ın, Vergi Daireleri İşlem Yönergelerinin 58’inci maddesinde de belirtildiği üzere, mükelleflerce, kanuni gerekçe gösterilerek, beyan edilen matrah veya matrah kısmı üzerinden tarh edilen vergiye karşı dava haklarının saklı tutulduğu yolunda beyannameye yazılı not konulması veya ayrı bir dilekçe ile söz konusu hakkın saklı tutulduğunun vergi dairesine bildirilmesi olduğu, bu anlamda, Vergi Usul Kanununun anılan 371’inci maddesi uyarınca pişmanlıkla beyanda bulunarak, maddede öngörülen diğer koşulları usule uygun biçimde yerine getirmek suretiyle pişmanlık müessesesinin hukuki sonuçlarından, yani sağlamış olduğu cezai avantajlardan yararlanan davacı Şirketin, beyannameye koymuş olduğu ihtirazi kaydın geçerli olduğunun kabul edilemeyeceği; bu bakımdan, davacı Şirketin, söz konusu 371’inci madde hükmünden yararlanmak talebiyle vermiş olduğu beyanname üzerinden yapılan vergi tahakkukuna karşı açılan davanın, Vergi Usul Kanununun 378’inci maddesinin ikinci fıkrasının, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere dava açamayacakları yolundaki hükmü uyarınca incelenmeksizin reddinin icap ettiği gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; aynı konuya ilişkin olarak verilen, Danıştay Üçüncü Dairesinin 6.5.1998 günlü, E:1997/2273; K:1998/1603 sayılı kararında, beyannamelerin, pişmanlıkla ve ihtirazi kayıtla verilebileceğinin kabul edildiği ileri sürülerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 7.2 oranında ve … Yeni Türk Lirasından az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, Mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına, 30.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.