Danıştay Kararı 7. Daire 2002/4300 E. 2005/2763 K. 16.11.2005 T.

7. Daire         2002/4300 E.  ,  2005/2763 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2002/4300
Karar No : 2005/2763

Temyiz İsteminde Bulunan: … İnşaat Turizm Sanayii ve Ticaret Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Maliye Bakanlığı
İstemin Özeti : Davacı Şirketin Bayındırlık ve İskan Bakanlığına karşı yapımını üstlendiği konutların hak ediş ödemelerinden kesilen damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; olayda damga vergisi kesintisini yapan Marmara Deprem Bölgesi Afet İnşaat Genel Koordinatörlüğünün, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Bünyesinde kurulmuş bir birim mahiyetinde olduğu; damga vergisinin uygulanması bakımından resmi daire sıfatı taşıdığı, 7269 sayılı Kanunun geçici 19 ve 20’nci maddeleri ile afetten zarar görenlerin ve idarenin anılan Kanun kapsamında yapacakları harcamalarda maliyetin düşürülmesinin amaçlandığı; deprem mağdurları ve projeleri finanse eden idare lehine yapılan düzenlemelerin istihkak ödemelerinden kesilen damga vergisini de kapsayacak şekilde geniş yorumlanmasının ve dış kredinin kullanılması aşamasında hak ediş ödemeleri nedeniyle düzenlenen kağıtların damga vergisinden istisna edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; Marmara Deprem Bölgesi Afet İnşaat Genel Koordinatörlüğünün resmi daire olmadığı, yaptığı ödemelerin damga vergisine tabi tutulamayacağı; 7269 sayılı Kanunun geçici 19 ve 20’nci maddeleri ve 2000 Mali Yılı Bütçe Kanununun 33/d maddesi uyarınca, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası kredisi ile finanse edilen kalıcı konut yapımı hak edişlerinden damga vergisi kesintisi yapılmayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özet: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, davacı Şirketin Bayındırlık ve İskan Bakanlığına karşı kalıcı deprem konutlarının yapımı işini üstlendiği, işin finasmanının Avrupa Konseyi Kalkınma Bankasından alınan kredilerle sağlandığı, davacı Şirkete yapılan hak ediş ödemelerinden damga vergisi kesildiği, kesilen damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddi üzerine açılan davanın, istemin özetinde yer alan gerekçe ile reddedildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümü davacı Şirketin Bayındırlık ve İskan Bakanlığına karşı yapımını üstlendiği konutların hak ediş ödemelerinden damga vergisi kesilip kesilemeyeceğine bağlıdır. Bu belirleme ise, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu, 7269 Umumi Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun geçiçi 19 ve 20’nci maddeleri ile 2000 Mali Yılı Bütçe Kanunun 33/d ve 36’ncı maddelerinin yorumlanmasını gerektirdiğinden; davada ileri sürülen iddialar, 213 sayılı Kanunun aradığı anlamda vergi hatası kapsamında değildir. Dolayısıyla, bu iddianın, ancak, tarhiyata karşı süresinde açılan davada ileri sürülmesi ve incelenmesi mümkündür.
Bu bakımdan; hukuki bir sorun teşkil eden ve yasaların yorumu sonunda çözümlenebilecek nitelikte olan uyuşmazlık hakkında, 213 sayılı Kanunun yukarıda sözü edilen 122 ve 124’üncü maddeleri hükümleri uygulanamayacağından, işin esasını inceleyerek karar veren mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında; “Temyiz incelemesi sonunda, karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise, kararın düzeltilerek onanmasına karar verilir.” hükmü yer almıştır.
İdari Rejimin uygulandığı hukuk sistemlerinde, İdarenin Kamu Hukuku alanında yapmış olduğu idari işlemlerin hukuki varlık kazanabilmeleri, yargı organınca uygun görülmelerine ve onanmalarına bağlı değildir. İdari karar alma prosedürü içinde, “onama” yetkisi, işlemi yapan, kararı alan idari makamın hiyararşik üstüne ya da vesayet makamına aittir. Bu bakımdan; temyize konu kararın hüküm fıkrasında “…davanın reddine…” ibaresinden sonra yer alan ve hiyerarşik veya vesayet makamının yetkisinin yargı yerince kullanılması anlamına geldiği için Kuvvetler Ayrılığı İlkesi ile Anayasanın 125’inci maddesine aykırı olan ” …dava konusu işlemin onanmasına;…” ibaresinin yukarıda açıklanan yasa hükmü uyarınca ”…davanın reddine…” şeklinde düzeltilmesi suretiyle işin esasına geçildi:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirketin Bayındırlık ve İskan Bakanlığına karşı kalıcı deprem konutlarının yapımı işini üstlendiği; işin finasmanının Avrupa Konseyi Kalkınma Bankasından alınan kredilerle sağlandığı; davacı Şirkete yapılan hak ediş ödemelerinden damga vergisi kesildiği, kesilen damga vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddi üzerine açılan davanın, istemin özetinde yer alan gerekçe ile reddedildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 122’nci maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124’üncü maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri açıklanmıştır. Bu maddeler uyarınca düzeltilmesi vergi dairelerinden istenebilecek vergi hatasının tanımı ise, aynı Kanunun 116’ncı maddesinde, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak yapıldıktan sonra, 117’nci ve 118’inci maddelerinde de, hesap hataları ile vergilendirme hatalarının neler olduğu gösterilmiş bulunmaktadır.
Vergi Usul Kanununun yukarıda açıklanan 122’nci ve 124’üncü maddelerine göre idareden düzeltilmesi talep edilebilecek vergi hataları, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin, anılan Kanunun 3’üncü maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurmadan, ilk bakışta anlayabileceği açıklıktaki vergilendirme yanlışlıklarıdır.
Olayda ise uyuşmazlığın çözümü, Davacı Şirketin Bayındırlık ve İskan Bakanlığına karşı yapımını üstlendiği konutların hak ediş ödemelerinden damga vergisi kesilip kesilmeyeceğine bağlıdır. Bu belirleme ise, 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu; 7269 Umumi Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun geçici 19 ve 20’nci maddeleri ile 2000 Mali Yılı Bütçe Kanununun 33/d ve 36’ncı maddelerinin yorumlanmasını gerektirdiğinden; davada ileri sürülen hata, 213 sayılı Kanunun aradığı anlamda vergi hatası değildir.
Bu bakımdan; vergilendirme işlemine karşı süresinde açılacak idari davada incelenebilecek söz konusu iddianın, Vergi Usul Kanununun 124’üncü maddesinde vergi hataları için öngörülen idari başvuru yolu izlenerek tesis ettirilen işleme karşı açılan idari davada incelenmesine ve bu inceleme sonucuna göre dava hakkında hüküm kurulmasına olanak yoktur.
Açıklanan nedenlerle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sonucu itibarıyla yerinde olan kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddine, … Yeni Türk Lirası maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,16.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.