Danıştay Kararı 7. Daire 2002/4267 E. 2002/4266 K. 18.12.2002 T.

7. Daire         2002/4267 E.  ,  2002/4266 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2002/4267
Karar No: 2002/4266

Davacı : … Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …
Davalı : T.C. … Anonim Şirketi
İstemin Özeti : Davalı idarenin … gün ve … no’lu Genelgesinin; açık kalan belgeli ve belgesiz ihracat kredilerinin, ihracat taahhüdünün 2’nci maddede açıklanan şekilde yeni gümrük beyannameleri ile kapatılamaması halinde, uygulanan istisnaların ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde tahsilini teminen, banka ve sigorta muameleleri vergisinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre gecikme faizi ve cezası ile birlikte, bağlı olduğu vergi dairesine bankaca yatırılması gerektiği yolundaki 3’üncü maddesinin (b) bendinin iptali istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince, ilk incelemeyle görevli Tetkik Hakimi …’un açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği görüşüldü:
Danıştayın ilk derece mahkemesi sıfatıyla bakabileceği davalar, 2575 sayılı Danıştay Kanununun 24’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında gösterilmiştir. Söz konusu fıkranın (d) bendinde, bakanlıkların düzenleyici işlemleri ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları, bunlar arasında sayılmıştır.
Görüldüğü üzere; anılan bent uyarınca bir idari davanın ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştayda görülebilmesinin ilk koşulu, idari davaya konu edilen idari işlemin düzenleyici nitelikte olmasıdır. İdare Hukukunda, düzenleyici işlem, idarenin, aynı durumda olan idare edilenler için bağlayıcı, soyut hukuk kuralı koyan, yani normatif nitelikte olan tek yanlı tasarruflarına verilen addır. Bu nitelikte olmayan, daha önce yürürlüğe konulan üst hukuk normunu yineleyen veya bu üst hukuk normunun nasıl anlaşılması gerektiği konusunda alt idari birimlere ya da idare edilenlere açıklamalar getiren idari tasarruflar, Hukuk Düzeni’nde herhangi bir değişiklik oluşturamayacaklarından, idare edilenler yönünden bağlayıcı, dolayısıyla da düzenleyici değildirler. İdarenin bu nitelikteki bir işleminin, idari yargı denetimine tabi tutulması, bu denetimin varlık nedenine uygun düşmez. Dosyanın incelenmesinden; davanın, …nın … gün ve … no’lu Genelgesinin, açık kalan belgeli ve belgesiz ihracat kredilerinin, ihracat taahhüdünün 2’nci maddede açıklanan şekilde yeni gümrük beyannameleri ile kapatılamaması halinde, uygulanan istisnaların ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde tahsilini teminen, banka ve sigorta muameleleri vergisinin 213 sayılı Kanuna göre gecikme faizi ve cezası ile birlikte, bağlı olduğu vergi dairesine bankaca yatırılması gerektiği yolundaki 3’üncü maddesinin (b) bendinin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4’üncü maddesine göre, bu Kanunun kapsamına giren vergilerin mükellefini tespit; vergiyi tarh, tahakkuk ve tahsil etmekle Maliye Bakanlığı teşkilatına dahil vergi daireleri yetkili kılınmış olup; mevzuatımızda, bu konuda T.C. …na verilmiş herhangi bir yetki bulunmamaktadır. Bu bakımdan; davalı idarenin yukarıda tarih ve sayısı yazılı Genelgesinin dava konusu edilen bölümünün Hukuk Düzeninde herhangi bir değişiklik meydana getirmesi ve kural koyması söz konusu olamayacağından, düzenleyici olarak kabulü mümkün değildir.
Bu nedenle, ortada, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştayda açılacak idari davaya konu edilebilecek nitelikte düzenleyici bir işlem mevcut olmadığından, davanın 2577 sayılı Kanunun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendi uyarınca incelenmeksizin reddine, fazladan alınan 5.490.000.- lira tutarındaki harcın istemi halinde davacıya iadesine, 18.12.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.