Danıştay Kararı 7. Daire 2002/2760 E. 2005/2751 K. 16.11.2005 T.

7. Daire         2002/2760 E.  ,  2005/2751 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2002/2760
Karar No : 2005/2751

Temyiz İsteminde Bulunan: Alemdar Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Bankası Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
… Bankası Kocaeli Şubesi
İstemin Özeti : Davacı Banka ile … Büyükşehir Belediyesi … İdaresi Başkanlığı arasında toplu konut kredisi kullanmak amacıyla imzalanan kredi sözleşmesi nedeniyle damga vergisi ödenmediğinden bahisle, Ocak ila Aralık/1998 dönemi için salınan damga vergisine ilişkin işlemi; borçlanma sözleşmesi incelendiğinde, ipotek tesis ve tescil işleminin açılan krediye bağlı ve bu kredinin teminine yönelik olduğu; Damga Vergisi Kanununun 6’ncı maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca aynı kağıt üzerinde düzenlenen, birbirine bağlı ve aynı asıldan doğan, yüksek vergi ödenmesini gerektiren ipotek sözleşmesi için damga vergisi ödendiğinden, kredi sözleşmesi nedeniyle damga vergisi alınamayacağı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; borç işlemi ile ipotek işlemlerinin aynı kağıt üzerinde olsalar bile ayrı ayrı işlemler olduğu; dolayısıyla her ikisinin de damga vergisine tabi tutulması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, Davacı Banka ile … Büyükşehir Belediyesi … İdaresi Başkanlığı arasında toplu konut kredisi kullanmak amacıyla 6.8.1998 tarihinde kredi sözleşmesi aktedildiği; 10.8.1998 tarihinde kredi sözleşmesinin son sayfasına ipotek tesis ve tescil işleminin yapıldığı; davacı Bankanın bu ipotek işlemi nedeniyle doğan damga vergisini beyan ederek, 21.5.2001 tarihli vergi dairesi alındısıyla ödediği; aktedilen kredi sözleşmesi nedeniyle damga vergisi ödenmediğinden bahisle dava konusu damga vergisinin salındığı; Mahkemece istemin özetinde yer alan gerekçeyle işlemin iptal edildiği anlaşılmıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; (I) sayılı Tablonun akitlerle ilgili kağıtlar başlıklı bölümünde, belli bir parayı ihtiva eden mukavelenamelerin, taahhütnamelerin ve temliknamelerin, damga vergisi oranının binde 7.5 olduğu; aynı Kanunun 3’üncü maddesinde damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu; 4’üncü maddesinde de, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı verginin bulunacağı, mahiyetin tayininde şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılacağı; 6’ncı maddesinin 1’nci fıkrasında ise, bir kağıtta birbirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde, bunların her birinden ayrı ayrı vergi alınacağı; 2’nci fıkrasında da, bir kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma oldukları takdirde, damga vergisinin en yüksek vergi alınmasını gerektiren akit veya işlem üzerinden alınacağı hükme bağlanmıştır.
Sözü edilen hükümlerin değerlendirilmesinden, aynı kağıttan anlaşılması gereken aynı imzalar üzerindeki metinde, aynı asıldan doğma, birden fazla akit ve işlemin bulunmasıdır. Yoksa, işlem tamamlandıktan sonra, aynı kağıt üzerine ikinci bir işlem yapılmış olması işlemlerin aynı kağıtta toplandığı anlamına gelmez.
Öte yandan; Medeni Kanunda ipotek, gayrimenkul rehni olarak tanımlanmış; Damga Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı Tabloda da, rehin senetleri, nispi damga vergisine tabi tutulmuştur. Rehin, rehin verenle üçüncü kişi ya da kişiler arasında mevcut bir borcun ödenmesini sağlamak amacıyla alacaklısı lehine verilen güvencedir. Kanunda, damga vergisini rehinden bağımsız olarak doğuran asıl borca ilişkin kağıt yanında rehin senetlerinin de damga vergisine tabi tutulmuş olması karşısında, Kanun Koyucu’nun, rehin senetlerini, asıl borcu doğuran işleme bağlı ve bir asıldan doğma olarak görmediği ortadadır. Durum böyle olunca da; aynı kağıt yaprağı üzerine, kredi sözleşmesi ile bu sözleşmeden doğan alacağı temin amacıyla, bir gün sonra yapılan ipotek işleminin, kredi sözleşmesinden ayrı olarak damga vergisine tabi tutulması zorunludur.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; aksi yolda yapılan vergi mahkemesi kararının yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak yeniden verilmek üzere bozulmasına; bozma kararı üzerine verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 16.11.2005 günü oyçokluğu ile karar verildi.

X- Ayrışık Oy
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının dayandığı gerekçeler karşısında, kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.