Danıştay Kararı 7. Daire 2002/1388 E. 2003/3673 K. 23.06.2003 T.

7. Daire         2002/1388 E.  ,  2003/3673 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2002/1388
Karar No : 2003/3673

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Petrolleri Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Haydarpaşa Gümrük Müdürlüğünde tescilli … gün ve … sayılı gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın kıymetinin düşük beyan edildiğinden bahisle, tahakkuk ettirilen katma değer vergisi farkının üç katı para cezası kararına vaki itirazın reddine ilişkin işlemi; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendi uyarınca ceza uygulanabilmesi için, kıymet noksanlığının, gümrük idaresi tarafından yapılan muayene ve denetleme sonucu saptanması gerektiği, oysa olayda, anılan Kanun maddesinde belirtilen şekilde idare tarafından değil, davacının, sevhen düşük kıymet beyanında bulunulduğunu bildirmesi üzerine işlemin tesis edildiği ve verginin de ödenmiş olduğu anlaşıldığından kesilen cezada yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; 4458 sayılı Gümrük Kanununda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunuda yer alan “pişmanlık hükümleri” bulunmadığından, beyannamenin tescilinden sonra yapılan düzeltme taleplerinin kabul edilemeyeceği, yapılan işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: Davacı şirketin ithal ettiği eşyanın bedelinin düşük beyan edildiğinin anlaşılması üzerine bulunan matrah farkı üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin 3 katı tutarında para cezası alınmasına ilişkin ceza kararının kaldırılması isteğiyle açılan davada, davanın kabulüne ve para cezasının terkinine dair verilen vergi mahkemesi kararının davalı idarece temyizen bozulması istenilmektedir.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 234 üncü maddesinin 1 inci maddesinde; serbest dolaşıma giriş rejimine veya bir geçici muafiyet düzenlemesine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak beyan ile muayene ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda bulunan kıymet farkına isabet eden gümrük vergileri üzerinden aynı maddenin fıkralarında yazılı miktarlarda para cezası alınacağına hükmedilmiş,yine Gümrük Yönetmeliğinin 857 nci maddesinde de; Gümrük Kanunu hükümlerine aykırı hareket edenlere söz konusu kanunda yazılı ceza hükümlerinin uygulanmasında ve bu cezaların idari itiraz mercilerince hükme bağlanmasında para cezasını gerektiren eylemde bulunanların kasıtlı olup olmadıklarına bakılmayacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yazılı kanun ve yönetmelik hükümleri ile Gümrük Kanununun genel amaç ve ilkelerine göre kıymet noksanlığı, ister yükümlülerin ihbarı sonucu, isterse idare elemanlarının muayene veya denetimi sonucu belirlenmiş olsun, her halde bulunan kıymet noksanlığına gümrük para cezası kesilmesi gerekmektedir.
Kaldı ki yukarıda belirtilen yönetmelik hükmüne göre, kıymet farkları üzerinden para cezası kesilirken eylemde bulunanların kasıtlı olup olmadıklarının aranmaması da yasada öngörülen koşullar çerçevesinde bulunan kıymet farkları üzerinden para cezası kesilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Diğer taraftan, Gümrük Kanununda kıymet noksanlığını kendiliğinden idareye ihbar eden mükelleflere para cezası kesilemeyeceğine dair bir hükme de yer verilmemiştir.
Bu durumda, olayda davacı şirket adına 4458 sayılı yasanın 234 üncü maddesine göre para cezası kararı alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, davayı kabul eden vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz olunan vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, 23.6.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X- AYRIŞIK OY
Temyiz başvuruşu; ithal edilen eşyanın gümrük vergisine esas değerinin hatalı beyan edildiğinin beyan tarihinden sonra davacı tarafından gümrük idaresine bildirilmesi üzerine, hesaplanan katma değer vergisi farkı üzerinden 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendi uyarınca üç kat olarak kesilen para cezasına dair işlemi; anılan bent hükmüne göre ceza kesilebilmesi için kıymet farkının gümrük idaresinin muayene ve denetimi sonucunda tespit edilmesi gerektiği, oysa, olayda, değerdeki noksanlığın davacının bildirmesi üzerine ortaya çıktığı gerekçesiyle iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
Yukarıda sözü edilen bent hükmü, kıymeti üzerinden gümrük vergisine tabi eşyanın beyan edilen kıymetinin, muayene ve denetleme sonucunda noksan bulunması durumunda, bu noksanlığa ait gümrük vergisinden başka, bu vergi farkının üç katı para cezası alınacağı yolundadır.
Suç, kişilerin kanunların amir hükümlerine aykırı davranışta bulunmalarıdır. Gümrük vergisine esas kıymetin noksan bildirilmesi de, Gümrük Kanununda suç olarak nitelendirilen kanuna aykırı davranıştır. Bu nitelikteki suç, tüm unsurlarının tamamlandığı; yani, noksan beyanın yapıldığı tarihte doğmuş bulunduğundan, ortaya çıkarılış biçimine bakılarak, suçun oluşup oluşmadığına karar verilemez. Bu nedenle, yukarıda sözü edilen (b) bendi düzenlemesinde geçen “muayene ve denetleme” ibarelerine, suçun unsurları olarak bakılması ve muayene ve denetleme olmadıkça, bentte sözü edilen suçun oluşmayacağı sonucuna varılması, Ceza Hukuku ilkelerine uygun değildir.
Kaldı ki, ceza kararının dosyada bulunan örneğinin incelenmesinden anlaşılacağı gibi, davacının bildirimi üzerine, gümrük idaresince beyanname üzerinden yapılan inceleme sonucunda noksan beyan saptandığından olayda,suçun unsurlarından olmayan bu durumlar da gerçekleşmiştir. Bu incelemenin davacının insiyatifi ile yapılması veya noksan beyanın sehven gerçekleşmesi gibi hususlar, suçun manevi unsuru ile ilgilidir; yani, kasıt unsurunu ortadan kaldırıcı etkenlerdir. Oysa, anılan Kanunun 231’inci maddesinin 2’nci fıkrasında yer alan hükme göre, para cezası verilmesinde cezayı gerektiren eylemde bulunanların kasıtlı olup olmadıkları aranmaz. Başka anlatımla; kasıt unsuru taşısın taşımasın, kanuna aykırı davranışta bulunana para cezası kesilmesi kanun emridir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile aksi yolda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.