Danıştay Kararı 7. Daire 2001/818 E. 2002/1908 K. 16.05.2002 T.

7. Daire         2001/818 E.  ,  2002/1908 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2001/818
Karar No: 2002/1908

Temyiz İsteminde Bulunan Taralar: 1) Küçükyalı Vergi Dairesi Müdürlüğü
2) … Sanayi Anonim Şirketi
Vekili : Av. … – Av. …
İstemin Özeti : Davacı Şirket ile … Holding Anonim Şirketi arasında düzenlenen hisse devrine ilişkin “ferağ belgesi ve makbuzu” başlıklı kağıt nedeniyle damga vergisi salınması ve ağır kusur cezası kesilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, bu Kanuna ekli I sayılı Tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğunun; bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konulmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek belgeleri ifade ettiğinin hükme bağlandığı; anılan Kanuna ekli I sayılı Tablonun 1’inci bölümünde de, mukavelenameler, taahhütnameler ve temliknamelerden belli parayı ihtiva edenlerin nispi, belli parayı ihtiva etmeyenlerin ise maktu damga vergisine tabi tutulacağının açıklandığı; damga vergisinde vergiyi doğuran olayın, vergiye tabi kağıtların düzenlenmesi anında meydana geldiği; kağıdın düzenlenmesinden ise, kağıdın, imzalanmak veya imza yerine geçecek bir işaret konmak suretiyle eksiksiz olarak tekemmül ettirilmesi ve hüküm ifade edecek hale getirilmiş olması durumunun anlaşılması gerektiği; olayda, damga vergisine tabi tutulan “ferağ belgesi ve makbuzu” başlıklı belgenin, davacı Şirketin portföyünde bulunan … Seramik Sanayi Ticaret Anonim Şirketinin nama yazılı hisselerinin belli bir bedel karşılığında, bütün hak ve vecibeleri ile alıcı … Holding Anonim Şirketine satıldığını taahhüt eden bir belge niteliğinde olduğu ve belgenin esas hükümlerinin kabul edilerek taraflarca imzalandığı hususlarının sabit olduğu; bu duruma göre, hisselerin satışını gösteren ve mukavele olduğu açık bulunan söz konusu belgenin damga vergisine tabi tutulmasında kanuna aykırılık görülmediği; ancak, vergiye tabi tutulan işlemin, davacının kayıtlarının incelenmesi sonucu ortaya çıkarılması karşısında, kasten vergi zıyaına sebebiyet verilmediği sonucuna ulaşılan olayda, tarhiyata kusur cezası uygulanmasının adelet ve hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği gerekçesiyle, ceza kesme işleminin kusur cezasından fazlasına isabet eden kısmının iptali; davanın vergi aslı ve anılan cezaya ilişkin kısmının ise reddi yolundaki … Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının; davanın tümüyle reddi gerektiği ileri sürülerek vergi dairesince; redde ilişkin hüküm fıkrasının ise, yalnızca bildirim niteliğinde olan kağıdın damga vergisine tabi tutulamayacağı, tarhiyatın tümüyle iptali gerektiği ileri sürülerek davacı Şirket tarafından bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Davacı Şirket tarafından savunma verilmemiş; vergi dairesince, davacı Şirketin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: İstem, davacı şirketin portföyünde bulunan … Seramik Sanayi Ticaret Anonim Şirketine ait hisse senetlerinin bir başka şirkete devri sırasında düzenlenen “ferağ belgesi ve makbuzu”nun damga vergisine tabi tutulması sonucu yapılan cezalı tarhiyatın kısmen onanması yolundaki mahkeme kararının, taraflarca temyizen incelenerek bozulmasına yöneliktir.
Türk Ticaret Kanununun 415’inci maddesinde, hamiline yazılı hisse senetlerinin devrinin, şirket ve üçüncü şahıslar hakkında ancak teslim ile hüküm ifade edeceği, 416’ncı maddesinde, nama yazılı hisse senetlerinin, esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça devrolunabileceği, devrin, ciro edilmiş senedin devralana teslimi ile olacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen kanun hükümlerine göre, kıymetli evrak niteliğindeki hisse senetlerinden hamiline yazılı olanların devri için teslim yeterli olup, nama yazılı olanların devri ise, ciro ve devralana teslimi ile tamamlanmakta, pay defterine kaydedilme dışında, devrin sözleşmeye bağlanması ve benzeri gibi başkaca herhangi bir işleme gerek bulunmamaktadır.
Bu nedenle, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, damga vergisine tabi olduğu belirtilen “herhangi bir hususu ispat ve belli etmek için ibraz edilebilecek” nitelikte bulunmayan “ferağ belgesi ve makbuzu”nun damga vergisine tabi tutulması yerinde değildir.
Bu itibarla, vergi dairesinin temyiz isteminin reddi, yükümlü şirketin temyiz isteğinin ise kabulüyle, mahkeme kararının, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin aktifinde kayıtlı … Seramik Sanayi Tic.A.Ş’ye ait nama yazılı hisse senetlerinin tamamının … Holding A.Ş.ne bütün hak ve vecibeleriyle satışı işlemi sırasında düzenlenen “ferağ belgesi ve makbuzu”na ilişkin damga vergisinin ödenmediğinden bahisle davacı şirket adına tarh olunan ağır kusur cezalı damga vergisinin terkini istemiyle açılan davayı kısmen kabul ederek vergi aslını onayan ağır kusur cezasını kusur cezasına çeviren vergi mahkemesi kararının taraflarca temyizen incelenmesinin istenildiği anlaşılmaktadır.
Türk Ticaret Kanununun 415’inci maddesinde, hamiline yazılı hisse senetlerinin devrinin, şirket ve üçüncü şahıslar hakkında ancak teslimi ile hüküm ifade edeceği, 416’ıncı maddesinde de,nama yazılı hisse senetlerinin, esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça devrolunabileceği, devrin, ciro edilmiş senedin devralana teslimi ile olacağı hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, bu kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu kanundaki kağıt teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade ettiği açıklanmıştır.
Yukarıda anılan kanun hükümlerine göre kıymetli evrak niteliğindeki hisse senetlerinden hamiline yazılı olanların devri için teslimin yeterli olduğu, nama yazılı olanların devrinin ise, ciro ve devralana teslimi ile tamamlandığı pay defterine kaydedilme dışında devrin, damga vergisi kanununda tanımlandığı şekilde herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek bir sözleşmeye bağlanmasına gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle hisse senedi ferağ ve kabul belgesinin damga vergisine tabi kağıtlardan olduğunun kabulü suretiyle yapılan cezalı tarh işleminde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle vergi dairesi temyiz isteminin reddi, yükümlü temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Vergi dairesinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacının temyiz istemine gelince:
Dosyanın incelenmesinden, davacı Şirketin portföyünde bulunan … Seramik Sanayi Ticaret Anonim Şirketine ait nama yazılı hisse senetlerinin, tüm hak ve sorumluluklarıyla, … Holding Anonim Şirketine 133.247.139.300.- lira karşılığında devredildiği; hisse senetleri devre konu edilen … Seramik Sanayi Anonim Şirketi İdare Meclisi Başkanlığına hitaben düzenlenerek taraflarca imzalanan vergisi uyuşmazlığa konu olan “ferağ belgesi ve makbuzu” ile, devredilen nama yazılı hisse senetlerinin, alıcısı adına kaydedilmesinin istenildiği; davacı Şirket hakkında yapılan vergi incelemesi sonucunda, inceleme elemanı tarafından, anılan belgenin, hisse senetlerinin devrini konu edinen mukavelename niteliğinde bulunduğundan bahisle, damga vergisi tarhiyatı önerildiği; davalı vergi dairesince de, devir bedeli üzerinden dava konusu damga vergisi tarhiyatının yapıldığı ve ağır kusur cezası kesildiği anlaşılmıştır.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu; bu Kanundaki kağıt teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeleri ifade ettiği; 4’üncü maddesinde, bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılacağı ve buna göre tabloda yazılı vergisinin bulunacağı, kağıtların mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerindeki yazının tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılacağı; 9’uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmış; kanuna ekli (1) sayılı tabloda, mukavelenamelerin, taahhütnamelerin ve temliknamelerin %06 oranında vergiye tabi olduğu belirtilmiş; (2) sayılı tabloda ise, ticari veya mütedavil kağıtlar üzerine yazılan ciro, kabul ve tesellümü mutazammın şerhler, damga vergisinden istisna edilen kağıtlar arasında sayılmıştır.
Buna göre; bir kağıdın damga vergisine tabi olması için, Kanunda sayılan istisnalar dışında, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenmesi ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek nitelikte olması gerekir. Damga Vergisi Kanununa ekli 2 sayılı Tablonun IV’üncü bölümünün 1’inci maddesinde ise, ticari veya mütedavil kağıtlar üzerine yazılan ciro, kabul ve tesellümü mutazammın şerhler, damga vergisinden istisna edilmiştir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 409’uncu maddesinde, hisse senetlerinin, hamiline veya nama yazılı olacağı; 415’inci maddesinde, hamiline yazılı hisse senetlerinin devrinin, şirket ve üçüncü şahıslar hakkında ancak teslim ile hüküm ifade edeceği; 416’ncı maddesinde, nama yazılı hisse senetlerinin esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça devrolunabileceği, devrin, ciro edilmiş senedin devralana teslimi ile olacağı öngörülmüştür.
Yukarıda yer verilen kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; kıymetli evrak niteliğindeki hisse senetlerinden hamiline yazılı olanların devri için teslimin yeterli olduğu; nama yazılı olanların devrinin ise, senedin cirosu ve devralana teslimi ile gerçekleştiği; bunun için, pay defterine kaydedilme dışında, ayrıca devrin sözleşmeye bağlanması ve benzeri başkaca herhangi bir işleme gerek bulunmadığı sonucu çıkarılmaktadır.
Olayda da, vergi dairesince vergiye tabi olduğu ileri sürülen “ferağ belgesi ve makbuzu”isimli belgenin, Damga Vergisi Kanununa ekli I sayılı Tabloda vergiye tabi olduğu belirtilen mukavelename, taahhütname veya temlikname niteliği taşımayıp, yalnızca, nama yazılı hisse senetlerinin devrinin hüküm ifade edebilmesi için, devir işleminin, hisse senetleri devre konu edilen Şirketin pay defterine kaydının yapılması için düzenlenen bir bildirim hüviyetinde olduğu anlaşıldığından; söz konusu belgede yazılı tutar esas alınarak damga vergisi salınmasına ve ağır kusur cezası kesilmesine ilişkin işlemin iptali gerekirken, mahkeme kararının, istemin özeti kısmında açıklanan gerekçeyle davanın kısmen reddi yolundaki hüküm fıkrasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, vergi dairesinin temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına; davacı Şirketin temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına; kısmen bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 16.5.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.