Danıştay Kararı 7. Daire 2001/760 E. 2003/847 K. 31.03.2003 T.

7. Daire         2001/760 E.  ,  2003/847 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2001/760
Karar No : 2003/847

Temyiz İsteminde Bulunan: …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Adil Oral Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı tarafından … tarihli noter senedi ile satılan araca ilişkin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin iptali istemiyle, 13.12.1999 tarihinde, vergi dairesi müdürlüğüne yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 3,7 ve 8’inci maddeleri uyarınca, motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin tesisinde ve silinmesinde, trafik siciline kayıt ve tescilin esas olduğu; bu nedenle, motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin sona ermesinin, ancak, trafik sicilindeki kaydın silinmesi ile mümkün olabileceği; olayda ise, satışı yapılan araca ilişkin trafik sicil kaydının halen davacı adına olması karşısında, motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin silinmesi ile aracın yeni sahibi adına mükellefiyet tesis edilmesi yolundaki başvurunun reddine ilişkin işlemde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … günlü E:…; K:… sayılı kararının; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20’inci maddesinin 4262 sayılı Kanunla değişik (d) bendi hükmü uyarınca, noterlerce, satış senedinin vergi dairelerince gönderilmesi üzerine, eski malikin vergi mükellefiyetinin sona erdirilerek, yeni malik adına mükellefiyet tesis ettirilmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: İstem, davacının, … tarihli noter senedi ile sattığı araca ilişkin motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin iptali talebiyle yaptığı başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasına yöneliktir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20’nci maddesinin, 25.5.1997 tarihinde yürürlüğe giren 4262 sayılı Kanunla değişik, (d) bendinde, tescil edilmiş araçların satış ve devir işlemlerinin noterler tarafından, siciline işlenmek üzere, işlemin tamamlanmasını mütakip en geç onbeş iş günü içinde ilgili tescil kuruluşu ile vergi dairesi müdürlüklerine bildirileceği; noterlerin, vergi dairesi müdürlüklerine satış işlemlerini bildirilmesi üzerine, intikal eden araçların vergi kayıtlarının, satış sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibarıyla, 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca, önceki malikin mükellefiyetine son verileceği ve yeni malik adına vergi mükellefiyeti tesis edileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, davacıya ait araç, 2918 sayılı Kanunun 20’nci maddesinin (d) bendinde değişiklik yapan 4262 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce satılmış ise de; davacının, söz konusu Kanun hükümünün yürürlükte olduğu 13.12.1999 tarihli başvurusu üzerine, davalı vergi dairesi müdürlüğünce, satışı yapılan araca ilişkin davacı adına tesis edilen motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin iptal edilmesi, anılan kanun hükmü gereği olduğundan, davacının, motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin iptal edilmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddi yolundaki işlemin iptali gerekirken, aksi yolda verilen mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulü ile, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu, davacının, … tarihli noter senedi ile sattığı araca ait motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin iptali talebiyle, 13.12.1999 tarihinde, vergi dairesi müdürlüğüne yaptığı başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 3’üncü maddesinde, motorlu taşıtlar vergisinin mükellefinin, trafik, belediye veya liman sicili ile Ulaştırma Bakanlığınca tutulan sivil hava vasıtaları sicilinde adlarına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilmiş olan gerçek ve tüzel kişiler olduğu; 7’nci maddesinde, motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin, motorlu taşıtların trafik, liman ve belediye sicili ile Ulaştırma Bakanlığı tarafından tutulan sivil hava vasıtaları siciline kayıt ve tescili ile başlayacağı; 8’inci maddesinde de, motorlu taşıtların, anılan sicillerdeki kayıtlarının silinmesi ile, mükellefiyetin sona ereceği hükümleri yer almıştır.
Öte yandan; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20’nci maddesinin, 25.5.1997 tarihinde yürürlüğe giren 4262 sayılı Kanunla değişik, (d) bendinde, tescil edilmiş araçların satış ve devir işlemlerinin noterler tarafından, siciline işlenmek üzere, işlemin tamamlanmasını mütakip en geç onbeş iş günü içinde ilgili tescil kuruluşu ile vergi dairesi müdürlüklerine bildirileceği; noterlerin, vergi dairesi müdürlüklerine satış işlemlerini bildirilmesi üzerine, intikal eden araçların vergi kayıtlarının, satış sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibarıyla, 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca, önceki malikin mükellefiyetine son verileceği ve yeni malik adına vergi mükellefiyeti tesis edileceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen kanun hükümlerine göre; motorlu taşıtlar vergisinin mükellefinin, trafik, belediye veya liman sicili ile Ulaştırma Bakanlığınca tutulan sivil hava vasıtaları sicilinde adlarına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilmiş olan gerçek ve tüzel kişiler olduğu; söz konusu tescil edilmiş araçların satışı ve devri halinde, bu hususun, satış ve devir işlemini yapan noterlerce, ilgili tescil kuruluşu ile vergi dairesi müdürlüklerine bildirilmesi üzerine, aracın, ilgili tescil kuruluşu tarafından, kendiliğinden, yeni malik adına tescil edileceği; yine, ilgili vergi dairesi müdürlüğünce, eski malik adına tesis edilmiş bulunan motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin, herhangi bir başvuruya gerek kalmaksızın re’sen iptal edilerek, yeni malik adına vergi mükellefiyeti tesis edileceği açıktır.
Olayda, davacıya ait araç, 2918 sayılı Kanunun 20’nci maddesinin (d) bendinde değişiklik yapan 4262 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce satılmış ise de; davacının, söz konusu Kanun hükümünün yürürlükte olduğu 13.12.1999 tarihli başvurusu üzerine, davalı vergi dairesi müdürlüğünce, satışı yapılan araca ilişkin davacı adına tesis edilen motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin iptal edilmesi, anılan kanun hükmü gereğidir.
Bu itibarla, davacının, motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetinin iptali istemiyle yaptığı başvurunun reddine dair davaya konu işlemin iptali gerekirken, davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 31.3.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.