Danıştay Kararı 7. Daire 2001/4534 E. 2004/2711 K. 02.11.2004 T.

7. Daire         2001/4534 E.  ,  2004/2711 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2001/4534
Karar No : 2004/2711

Temyiz İsteminde Bulunan: … Un Fabrikaları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Mersin Gümrük Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı Şirkete ait … gün ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında, işlendikten sonra ihraç edilmek kaydıyla ithal edilen eşyalara ait asli ve feri kamu alacaklarının garanti altına alınması amacıyla teminat istenilmesi yolunda tesis edilen işleme vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7’nci; 4458 sayılı Gümrük Kanununun 205 ve 242’nci maddelerini açıklayarak, dosyanın incelenmesinden, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca teminat istenilmesi yolunda tesis ve tebliğ edilen işleme karşı davacı tarafından, sırasıyla, Mersin Gümrük Müdürlüğü, Mersin Gümrükleri Başmüdürlüğü ve Gümrük Müsteşarlığı nezdinde yapılan itirazların reddi üzerine işbu davanın açıldığının anlaşıldığı; ancak, dava konusu işlemin, 6183 sayılı Kanun uyarınca tesis edilen, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olması sebebiyle, 4458 sayılı Kanunun 242’nci maddesinde düzenlenen itiraz prosedürüne tabi olmadığı, bu sebeple, tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde dava konusu edilmesi gerekirken, 18.5.2000 tarihinde tebliğ edilen işleme karşı, itiraz prosedürü işletildikten sonra, 5.6.2001 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle, süre aşımı yönünden reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E….; K….sayılı kararının; işlemin idari itiraz prosedürüne tabi olması sebebiyle, itiraz üzerine tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada süre aşımı bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Davacıdan teminat istenilmesi yolunda tesis edilen, davaya konu işlem 6183 sayılı Kanun uyarınca değil, 4458 sayılı Kanunun 202 ila 207’nci maddeleri arasında düzenlenen hükümler doğrultusunda tesis edilen ve 4458 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin 5’inci fıkrasında tanımı yapılan “idari karar” niteliğinde bir işlem olduğundan, aynı Kanunun 242’nci maddesi uyarınca idari itiraza tabidir. Bu sebeple mahkeme kararının gerekçesine katılmak mümkün değildir.
Ancak, İdari kararlara karşı 4458 sayılı Kanunun 242’nci maddesinin 3’üncü fıkrasına göre, 7 gün içerisinde doğrudan ilgili başmüdürlüğe itiraz yoluna gidilmesi ve tesis edilecek işleme karşı dava açılması gerekirken, olayda, önce gümrük müdürlüğüne, ardından başmüdürlüğe, sonrasında Gümrük Müsteşarlığına itiraz edilerek açılan dava süresinde olmadığından, mahkeme kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmas gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirket tarafından, … gün ve … sayılı dahilde işleme izin belgesi kapsamında, yurda getirilen ham maddenin işlendikten sonra ihraç edildiğine dair çıkış beyannamelerinin sahte olduğunun anlaşılması üzerine, tahakkuk ettirilen vergiler için davacıdan teminat istenilerek verilmediği takdirde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca işlem tesis edileceğinin bildirildiği; söz konusu işlemin 18.5.2000 tarihinde tebliği üzerine, davacı tarafından sırasıyla, 24.5.2000 tarihinde Mersin Gümrük Müdürlüğüne düzeltme talebinde bulunulduğu; bu başvurunun reddi üzerine, 5.7.2000 tarihinde Mersin Gümrükleri Başmüdürlüğüne yapılan itirazın reddinden sonra, 11.8.2000 tarihinde de, Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığına başvurulduğu; Gümrük Müsteşarlığının ret işleminin 14.5.2001 tarihinde tebliği üzerine de, Mersin Gümrük Müdürlüğünün teminat istenilmesi yolundaki 25.4.2000 gün ve 21004 sayılı işleminin iptali istemiyle, 5.6.2001 tarihinde dava açıldığı anlaşılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 202’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, gümrük mevzuatı uyarınca, gümrük idarelerinin, gümrük vergilerinin ödenmesini sağlamak üzere teminat verilmesini gerekli görmeleri halinde, bu teminatın yükümlü veya yükümlü olması muhtemel kişi tarafından verileceği; 205’inci maddesinde, gümrük vergileri için kabul edilecek teminatlar ile bunların değerlendirilmesinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine tabi olduğu hükme bağlandıktan sonra, itirazlar başlıklı 242’nci maddesinin 3 ve 5’inci fıkralarında, kişilerin, düzeltme taleplerine ilişkin kararlara, idari kararlara, gümrük vergilerine ve cezalara karşı yedi gün içinde kararı alan gümrük idaresinin bağlı bulunduğu gümrük başmüdürlüğü nezdinde itirazda bulunabilecekleri; ilk kararın alındığı gümrük idaresinin gümrük başmüdürlüğü olduğu hallerde, bu karara karşı onbeş gün içinde Gümrük Müsteşarlığına itiraz edilebileceği; hüküm altına alınmış; 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının 5’inci bendinde ise, bağlayıcı tarife ve menşe bilgileri de dahil olmak üzere, gümrük idaresinin, gümrük mevzuatı ile ilgili olarak belirli bir konuda bir veya daha fazla kişi üzerinde hukuki sonuç doğuracak tasarrufları, idari karar olarak tanımlanmıştır.
Mahkemece, Mersin Gümrük Müdürlüğünün, dahilde işleme izin belgesi kapsamında ithal edilen eşyalara ait asli ve fer’i kamu alacaklarına karşılık teminat gösterilmesi, aksi takdirde 6183 sayılı Kanun uyarınca işlem tesis edileceği yolundaki işlemi, 6183 sayılı Kanun uyarınca tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olarak değerlendirilerek, söz konusu işleme karşı idari itiraz yoluna başvurulmaksızın, doğrudan dava konusu edilmesinin icap ettiği gerekçesiyle hüküm tesis edilmiş ise de; sözü edilen işlemin, 6183 sayılı Kanun uyarınca değil, 4458 sayılı Kanunun 202’nci maddesi uyarınca tesis edilen ve aynı Kanunun 3’üncü maddesinin 5’inci fıkrasında tanımı yapılan “idari karar” niteliğinde olması ve yukarıda değinilen 242’nci maddesinin 3’üncü fıkrası uyarınca idari itiraza tabi bulunması sebebiyle, Mahkemenin bu gerekçesine katılmak mümkün değildir.
Ancak, idari kararlara karşı, 4458 sayılı Kanunun 242’nci maddesinin 3’üncü fıkrası hükmü uyarınca, tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde ilgili başmüdürlüğe itiraz edilmesi ve itiraz üzerine tesis edilecek işleme karşı da, tebliğini izleyen günden itibaren, otuz günlük dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken; davacı tarafından, önce yetkisiz makam olan gümrük müdürlüğüne düzeltme başvurusunda bulunarak, bu başvurunun reddedilmesi üzerine,süresi geçtikten sonra, sırasıyla, başmüdürlüğe ve Gümrük Müsteşarlığına itiraz yoluna gidildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmakla, süresi geçtikten sonra yapılan söz konusu itirazlara verilen cevapların, dava hakkı doğurması olanaklı bulunmadığından; bu nedenle incelenmeksizin reddi gereken davada, açıklanan şekilde verilen kararda isabet mevcut değilse de; temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, sonucu itibarıyla yerinde olan temyize konu kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine; … lira maktu karar harcının temyiz edenden alınmasına, 2.11.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.