Danıştay Kararı 7. Daire 2001/3284 E. 2002/2008 K. 21.05.2002 T.

7. Daire         2001/3284 E.  ,  2002/2008 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2001/3284
Karar No: 2002/2008

Temyiz İsteminde Bulunanlar: 1. … Vergi Dairesi Müdürlüğü
2.Çevre Bakanlığı
Karşı Taraf : … İlçesi Köylere Hizmet Götürme Birliği
İstemin Özeti : Davacı Birliğin satın aldığı araca ilişkin olarak taşıt alım vergisi, eğitime katkı payı, özel işlem vergisi, ek taşıt alım vergisi ve çevre kirliliğini önleme fonu tahsil edilmesine ilişkin işlemi; 1318 sayılı Finansman Kanununun 3’üncü, 1580 sayılı Belediye Kanununun 133’üncü, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4’üncü ve Türk Ticaret Kanununun 18’inci maddelerinden bahsedilerek, kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden, köylere kanunlarla verilen zorunlu veya ihtiyari vazifelerin bir veya birkaçının ifası amacıyla kurulan köy birliklerinin, köy tüzel kişiliğinin hukukuna tabi olduğu, ancak, devamlı olarak ticari, sınai veya zirai faaliyette bulunan birliklerin, kazanç gayesi gütmeseler dahi, iktisadi işletme niteliğinde kabul edilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığı; … İlçesi Köylere Hizmet Götürme Birliği Tüzüğünün 5 ve 25’inci maddelerine göre, birliğin ticari faaliyette bulunabileceğinin kabul edildiği, tüzüğün 26’ncı maddesinde de; birliğin, büyük defter, yevmiye defteri, kasa defteri, envanter defteri, amortisman defteri ve kambiyo defteri tutacağının belirtildiği; dosyanın ve ara kararıyla getirtilen belgelerin incelenmesinden, Birliğin 1.1.1991 tarihinde süt toplama ve nakliye işi nedeniyle kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirdiğinin, 25.7.1992 tarihinde yeni imalat ve satış işine başladığının, 13.4.2000 tarihinde unvanının … Köylere Hizmet Götürme Birliği Yem ve Süt İktisadi İşletmesi olarak değiştirildiğinin, 12.12.2000 günlü yönetim kurulu kararı ile de iktisadi işletmelerin hesapları ile birlik hesaplarının ayrılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı; bu durumda, iktisadi faaliyeti kendi tüzel kişiliği bünyesinde gerçekleştirmeyen ve köy tüzel kişiliğinin hukukuna tabi olan davacı Birlik adına kayıt ve tescil edilen taşıtların, taşıt alım vergisine tabi olmadığı, satın alınan aracın, Birlik başkanının makam aracı olarak kullanıldığı, bu durumda, davacı Birlik adına tahakkuk ettirilen ve tahsil edilen fon ve vergilerde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararının; davacı Birliğin, 1318 sayılı Finansman Kanunu hükümlerine göre, muafiyetinin bulunmadığı, tahsil edilen vergilerin yerinde olduğu ileri sürülerek vergi dairesi müdürlüğü tarafından; taşıt alım vergisi üzerinden alınan çevre kirliliğini önleme fonunun yerinde olduğu ileri sürülerek Çevre Bakanlığı tarafından bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz başvuruları, davacı Birlik tarafından satın alınan araç için ödenen taşıt alım vergisi ve çevre kirliliğini önleme fonunun iadesi istemiyle açılan davada, davacı Birliğin taşıt alım vergisinden istisna tutulduğu gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal eden mahkeme kararının bozulması istemlerine ilişkindir.
1318 sayılı Finansman Kanununun 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının a bendinde, genel bütçeye dahil idareler, il özel idareleri ve belediyelerle, köy tüzel kişiliklerince iktisap edilerek bu daire ve idareler adına kayıt ve tescil edilen taşıtların taşıt alım vergisine tabi olmadığı, hükme bağlanmış, 1580 sayılı Belediye Kanununun 138’inci maddesinde de, Birliklerin hükmü şahsiyeti haiz kamu müesseseleri olduğu, açıklanmış olup, 2872 sayılı Çevre Kanununun 18’inci maddesinin (a) fıkrasında ise, motorlu taşıt araçlarının her fenni muayenesi sırasında, fenni muayene ücretinin beşte biri oranında bir defaya mahsus olmak üzere motorlu taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında, ayrıca tahsil edilen bedellerin, çevre kirliliğini önleme fonunun geliri olduğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı Birliğin 1.1.1991 tarihinde süt toplama işi ve nakliyecilik ile uğraşmak amacıyla kurulduğu,birlik tarafından 8.5.2000 tarihinde birlik başkanının makam aracı olarak kullanılmak üzere araç satın alındığı, ödenen fon ve vergilerin iadesi istemiyle açılan davada verilen işlemin iptaline ilişkin kararın temyizen incelenerek bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
Belediye Kanununun 138’inci maddesine göre, birliklerin iktisadi kamu müessesesi olduğu açıktır. Ancak, 1318 sayılı Yasada öngörülen muafiyetlerden yararlanılabilmesine ilişkin maddede açıkça bir düzenleme bulunmamaktadır. 1580 sayılı Yasanın 138’inci maddesindeki hüküm ile birliklere vergi ile ilgili istisna veya muafiyet tanınması öngörülmemiştir.
Bu durumda, fon ve vergilerin iadesi istemiyle açılan davanın reddi gerekirken, aksi yönde verilen kararda yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz istemlerinin kabul edilerek, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi :Temyiz başvurusu; davacı birliğin satın aldığı araca ilişkin olarak tahakkuk ettirilerek tahsil edilen taşıt alım vergisi, ek taşıt alım vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı ile çevre kirliliğini önleme fonunu kaldıran mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 18’inci maddesinin (a) fıkrasında bir defaya mahsus olmak üzere motorlu taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca, tahsil edilen bedellerin, çevre kirliliğini önleme fonunun geliri olduğu hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu içinde yer alan çevre kirliliği önleme fonunun, çevre Kanununun 18’inci maddesinin (a) fıkrası uyarınca, taşıt alım vergisinin dörtte biri oranında hesaplanarak tahsil edilmesi nedeniyle, taşıt alım vergisi matrahı ile bir ilgisinin bulunmadığı anlaşıldığından, idare mahkemesinin görev alanına girdiği sonucuna varılan çevre kirliliğini önleme fonunun vergi mahkemesince karara bağlanmasında usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Bu nedenle, mahkemece çevre kirliliğini önleme fonuna karşı ayrı, taşıt alım vergisi, ek taşıt alım vergisi, eğitime katkı payı, özel işlem vergisine karşı ayrı dava açılmak üzere dilekçe ret kararı verilmesi gerekirken, buna uyulmadan işin esası incelenmek suretiyle verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvuruları; davacı Birliğin satın aldığı araca ilişkin olarak taşıt alım vergisi, ek taşıt alım vergisi, eğitime katkı payı, özel işlem vergisi ve çevre kirliliğini önleme fonu tahsil edilmesine ilişkin işlemi iptal eden Mahkeme kararının, davalı idareler tarafından bozulması istemlerine ilişkindir.
2872 sayılı Çevre Kanununun 18’inci maddesinin (a) fıkrasında , motorlu taşıt araçlarının her fenni muayenesi sırasında, fenni muayene ücretinin beşte biri oranında bir defaya mahsus olmak üzere motorlu taşıt alım vergisi tutarının dörtte biri oranında ayrıca tahsil edilen bedellerin, çevre kirliliğini önleme fonunun geliri olduğu, açıklanmıştır.
Bir vergiye bağlı olarak hesaplanan fonlarla ilgili davaların, vergiye ilişkin uyuşmazlık sonucu ortaya çıkacak hukuki duruma bağlılığı nedeniyle,bu tür uyuşmazlıkların gerek usul ekonomisi, gerekse davaların farklı mahkemelerde görülmesinin uygulamada ortaya çıkaracağı sakıncalar nedeniyle vergi mahkemelerince çözümlenmesi gerektiği kabul edilmekle birlikte, aynı matrah üzerinden hesaplanmayan, bir başka deyişle vergi ile arasında maddi ve hukuki bağlılık bulunmayan fonlara ilişkin uyuşmazlıkların bu kapsamda düşünülmesine olanak bulunmamaktadır.
Olayda, dava konusu çevre kirliliğini önleme fonunun, Çevre Kanununun 18’inci maddesinin (a) fıkrası uyarınca, taşıt alım vergisinin dörtte biri oranında hesaplanarak tahsil edildiğinin ve taşıt alım vergisi matrahı ile bir ilgisinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, idare mahkemesinin görev alanına girdiği sonucuna varılan çevre kirliliğini önleme fonu hakkındaki uyuşmazlığın, vergi mahkemesince, esastan karara bağlanmasında usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Kaldı ki; bu tür uyuşmazlıklar nedeniyle idare mahkemelerince verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları, Danıştay Altıncı Dairesince esastan incelenmek suretiyle karara bağlanmaktadır.
Mahkeme kararının; taşıt alım vergisi, eğitime katkı payı, özel işlem vergisi ve ek taşıt alım vergisine ilişkin hüküm fıkrasına gelince:
Dosyanın incelenmesinden; davacı … İlçesi Köylere Hizmet Götürme Birliğinin, birlik başkanının makam aracı olarak kullanılmak üzere satın alınan araca, 1318 sayılı Yasa hükümlerine göre muafiyet hükümlerinden yararlanması gerektiği iddiasıyla ödenen fon ve vergilerin iadesi istemiyle açılan davada, işlemin iptal edildiği anlaşılmaktadır.
1318 Sayılı Finansman Kanununun “Muaflık ve İstisnalar” başlıklı 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde, genel bütçeye dahil idareler, katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyelerle, köy tüzel kişiliklerince iktisap edilerek,bu daire ve idareler adına kayıt ve tescil edilen taşıtların (bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmeler ile özel kanunlarında malları Devlet malı sayılmış olan kuruluşların taşıtları hariç) taşıt alım vergisine tabi olmadığı hüküm altına alınmış; geçici 2’inci maddesinde, maddede sayılan araçların ilk iktisaplarının ek taşıt alım vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra, ek taşıt alım vergisinin matrah, tahakkuk ve ödenmesi ile muaflık ve istisnalar, sorumluluk ve vergilendirmeye ilişkin diğer hususlar hakkında 1318 sayılı Finansman Kanununun taşıt alım vergisine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı vurgulanmıştır. Görüldüğü üzere; kanun, kurumlar tarafından iktisap edilen taşıtların taşıt alım vergisi dışında tutulabilmelerini, taşıtın genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyelerle, köy kişiliklerince iktisap edilmesi koşuluna bağlı kılmış,parantez içi hüküm ile de, maddede sayılan kurum ve kuruluşlara bağlı olmakla birlikte ayrı bir tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmelere ait taşıtları, taşıt alım ve ek taşıt alım vergisine tabi tutmuştur.
Olayda, davacı Birliğin, 1.1.1991 tarihinde süt toplama ve nakliye işiyle uğraşmak amacıyla kurulduğunun, bu haliyle iktisadi bir işletme niteliği taşıdığının anlaşılması karşısında, birlik başkanının makam aracı olarak kullanılmak amacıyla satın alınan araca istisna tanınmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Öte yandan, 1580 sayılı Belediye Kanununun 138’inci maddesinde, “Birlikler,hükmi şahsiyeti haiz kamu müesseseleridir. Vazifelerini ifa ettikleri mahalli idarelerin bu vezaifi ifa hususunda haiz oldukları hukuk ve salahiyeti haizdirler. İşbu hukuk ve salahiyeti istimal hususunda alakadar mahalli idarelerle aralarında zuhur eden ihtilafat, vilayet idare heyetince ve birlik muhtelif vilayetlere mensup mahalli idarelerden müteşekkül ise Şurayı Devlet tarafından tetkik ve hallolunur.” hükmü yer almaktadır.
Belediye Kanununun 138’inci maddesinde birliklerin, kamu müesseseleri olduğu belirtilmekte ise de, bu düzenleme birliklerin hak ve kullanabilecekleri yetkiyle ilgilidir. Maddede, vergi kanunlarının uygulanması açısından, birliklerin işlemlerine istisna veya muafiyet tanındığı yolunda açık bir ibare bulunmadığından, davacı Birlik tarafından gerçekleştirilen taşıt alımı dolayısıyla istisna tanınmaması hukuka uygun olup, aksi yolda verilen Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 21.5.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.