Danıştay Kararı 7. Daire 2001/2921 E. 2004/1487 K. 27.05.2004 T.

7. Daire         2001/2921 E.  ,  2004/1487 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2001/2921
Karar No : 2004/1487

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Ege Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Ege Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünde davacı Şirket adına tescilli … gün ve … sayılı giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ilişkin ek gümrük vergisi ve katma değer vergisi üzerinden hesaplanan para cezalarına vaki itirazın reddine ilişkin işlemi; Ceza Hukukunda, suç ve cezanın yasallığı ilkesinin genel kural olduğu, olayda, beyanname tarihi itibarıyla 1615 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, anılan Kanunun 146’ncı maddesi uyarınca, ek tahakkuk kesinleşmeden para cezası kesilemeyeceği; uyuşmazlığa konu para cezalarının dayanağı ek tahakkuka karşı Mahkemelerinde dava açıldığına ve bu dava halen derdest olduğuna göre, ek tahakkuk kesinleşmeden kesilen para cezalarında isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; davacı Şirket adına kesilen para cezasının yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir,
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu, Ege Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünde davacı Şirket adına tescilli giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın beyan edilen pozisyonda değil, bir başka pozisyonda yer aldığından bahisle yapılan ek gümrük vergisi ve katma değer vergisi tahakkuku üzerinden hesaplanan para cezalarına vaki itirazın reddine ilişkin işlemi iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 234’üncü maddesinin 1 fıkrasının (a) bendinde, serbest dolaşıma giriş rejimine veya bir geçici muafiyet düzenlemesine tabi tutulan eşyaya ilişkin olarak, yapılan beyan ile muayene ve denetleme veya teslimden sonra kontrol sonucunda; eşyanın tarife uygulamasını etkileyen cins, tür ve niteliklerinde veya vergilendirmeye esas olan sayı, baş, ağırlık gibi ölçülerinde aykırılık görüldüğü ve beyana göre hesaplanan gümrük vergisi ile muayene sonuçlarına göre alınması gereken gümrük vergisi arasındaki fark %5’i aştığı takdirde, gümrük vergisinden ayrı olarak bu farkın 3 katı para cezası alınacağı; 232’inci maddesinin 1’inci fıkrasında, 234’üncü madde hükümlerine göre alınacak para cezalarının, itiraz olmaksızın vergi tahakkukunun kesinleşmesinden veya idari itirazın ret kararı ile sonuçlanmasından sonra karara bağlanacağı; idari yargı mercilerine başvurulmasının, gümrük idaresinin ceza uygulamalarını engellemeyeceği hükmü yer almıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 51’inci maddesinde ise, mükelleflerin ithalde beyan ettikleri matrahla tahakkuk veya inceleme yapanların veyahut teftişe yetkili kılınanların buldukları matrahlar üzerinden hesaplanan vergi farkları hakkında Gümrük Kanunu uyarınca gümrük vergisindeki esaslar dairesinde ceza uygulanacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, ithal konusu eşyaların gümrük laboratuarında yapılan analizi sonucunda, beyan edilen pozisyonda değil, başka bir pozisyonda yer aldığının tespit edildiğinden bahisle, ek gümrük vergisi ve katma değer vergisi tahakkuk ettirildiği, davacı Şirket tarafından ek tahakkuka itiraz edildiği, ancak davalı idarece, itiraz hakkında yapılacak herhangi bir işlemin bulunmadığının bildirilmesi üzerine, davacı Şirket tarafından, bu işlemin dava konusu edildiği, bilahare, yukarıda sözü edilen kanun maddeleri uyarınca ek tahakkuk üzerinden hesaplanan para cezalarının tebliğ edildiği, bu cezalara vaki itirazın reddine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan işbu davada, Mahkemece, yazılı gerekçeyle dava konusu işlemlerin iptal edildiği anlaşılmıştır.
Olayda, beyannamenin tescil tarihi olan 1999 yılında 1615 sayılı Gümrük Kanunu yürürlükte ise de; 1615 sayılı Gümrük Kanununun 146’ncı maddesinin 1’inci fıkrası ile 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendi aynı hükümleri içerdiğinden, 4458 sayılı Gümrük Kanununun yukarıda sözü edilen hükmü uyarınca para cezası kesilmesi, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir. Öte yandan; usul hükümlerinin yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren bütün olaylara uygulanacağı bir genel hukuk ilkesi olduğundan ve 4458 sayılı Kanunda, aksi yolda geçici hüküm de getirilmediğinden, 4458 sayılı Kanunun usul hükmü niteliğindeki 232’nci maddesinin 1’inci fıkrasının olaya uygulanmasında da, hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda, davalı idarece, ek tahakkuka vaki itiraz hakkında yapılacak herhangi bir işlemin bulunmadığının bildirilmesi üzerine, davacı Şirket tarafından bu işlemin dava konusu edilmesi, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 232’nci maddesinin yukarıda sözü edilen 1’inci fıkrası hükmü karşısında, para cezası kesilmesini engellemeyeceğinden, yazılı gerekçe ile dava konusu işlemleri iptal eden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de dikkate alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 27.5.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.