Danıştay Kararı 7. Daire 2001/118 E. 2001/1308 K. 16.04.2001 T.

7. Daire         2001/118 E.  ,  2001/1308 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2001/118
Karar No: 2001/1308

Temyiz İsteminde Bulunan: …
Karşı Taraf : Şişli Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : 2000 yılının Nisan dönemine ait katma değer vergisinin, 1999 yılına ait gelir vergisi beyannamesinde tahakkuk eden gelir vergisinin aynı yıl stopaj suretiyle ödenen vergi ve fon tutarından düşük çıkması nedeniyle ortaya çıkan vergi alacağından mahsubu talebinin kabul edilmemesi üzerine, söz konusu katma değer vergisinin tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; mahkemelerince verilen … gün ve … sayılı ara kararı ile, davacı adına tevkif yoluyla kesilen ve iade hakkı doğuran vergilerin, vergi sorumlusu tarafından vergi dairesine yatırıldığına dair belgenin davacıdan istenilmesine rağmen, herhangi bir belge ibraz edilmediği; buna göre, davacı tarafından, gelir vergisi beyannamesi ekinde, kesintiyi yapanların adı-soyadı ile bağlı olduğu vergi dairelerinin, vergi hesap numaralarının ve kesinti miktarlarının bir liste halinde vergi dairesine bildirilmiş olmasının, davacının vergi dairesi nezdinde, ödeme emri içeriği vergi borcunu karşılayacak miktarda bir alacağı olduğunu göstermediği; zira, böyle bir iddianın, ancak hukuken geçerli olan belgelerin ibrazı ile kanıtlanabileceği, bu nedenle, vergi dairesi nezdinde, uyuşmazlık konusu dönem için tahakkuk ettirilen katma değer vergisi borcunu karşılayacak miktarda alacağı olduğunu ispat edemeyen davacı adına, anılan verginin tahsili amacıyla ödeme emri tebliğinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … … Vergi Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı kararının; gelir vergisi beyannamesi ekinde vergi dairesine ibraz edilen ve kesinti yapanların ad-soyadları ile bağlı oldukları vergi dairesini, vergi hesap numaralarını, stopaj matrahını, kesinti tutarını gösteren tablonun, Danıştay tarafından yeterli görüldüğü; bunun, Gelirler Genel Müdürlüğünce de benimsenerek, saymanlık belgesinin ibrazını öngören … seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde değişiklik önerisinde bulunulduğu; nitekim, 28.2.2001 gün ve 24332 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliği değişikliği ve 241 seri nolu Gelir Vergisi Tebliği ile de bu yönde bir düzeltme yapıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Uyuşmazlık, davacıdan 1999 yılında stopaj suretiyle kesilen vergi ve fon tutarının, aynı yıla ait gelir vergisi beyannameside beyan ettiği matrah üzerinden hesaplanan gelir vergisi ve fon payından fazla olması nedeniyle ortaya çıkan farkın, 2000 yılı Nisan dönemine ait katma değer vergisi borcuna mahsup edilmesi suretiyle ret ve iadesi istemiyle yapılan başvuru reddedilerek, tahakkuk eden katma değer vergisinin ödeme emri ile istenilmesinden kaynaklanmış; ödeme emrinin iptali istemiyle açılan dava, vergi mahkemesince reddedilmiştir.
Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 52’nci maddesi ile … seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin A/1 bölümünde, ücret ve/veya serbest meslek kazancına ilişkin iadelerde, söz konusu vergilerin, kesintiyi yapan sorumlu adına tahakkuk ettiğini gösteren ilgili saymanlıktan alınacak belgenin ibrazı yeterli görülmüş, ayrıca bu vergilerin ödendiğine dair bir belge aranılmamıştır.
Olayda da, davacının, 1999 yılına ait gelir vergisi beyannamesi ekinde, ilgili yılda stopaj suretiyle kendi adına vergi ve fon tahsil edenlerin ad ve soyadları ile bağlı oldukları vergi dairesini, vergi hesap numaralarını, kesinti matrahını ve tutarını gösterir bir listeyi davalı vergi dairesine ibraz ettiği tartışmasızdır. Söz konusu listede yer alan bilgilerden hareketle, vergi dairesinin, davacının elde ettiği gelirden kesilen vergilerin vergi kesenler adına tahakkuk edip etmediğini tespit etmesi her zaman mümkündür. Bu itibarla, davacının elde ettiği gelirlerden kesilen vergilerin, kesintiyi yapan sorumlu adına tahakkuk ettiğini gösteren ilgili saymanlıktan alınacak belgenin ibraz edilmediğinden bahisle, mahsup talebinin reddi ile, mahsubu talep edilen katma değer vergisinin ödeme emri ile istenilmesinde ve ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, davacıdan 1999 yılında stopaj suretiyle tahsil edilen gelir vergisi ve fon payı tutarının, aynı yıla ait gelir vergisi beyannamesinde beyan edilen matrah üzerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisi ve fon payı tutarından yüksek olması nedeniyle, davacı lehine vergi ve fon alacağının doğduğu, davacı adına stopaj suretiyle vergi kesenlerin ad ve soyadları ile bağlı bulundukları vergi dairesini, vergi hesap numaralarını, kesilen vergi tutarlarını ve matrahlarını gösterir bir listenin, gelir vergisi beyannamesi ekinde vergi dairesine ibraz edildiği; 2000 yılının Nisan döneminde tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin, vergi dairesi nezdindeki söz konusu vergi alacağından mahsup edilmesi yolundaki talebin, Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliği ile … seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde öngörülen ve stopaj suretiyle ödenen vergilerin, “kesintiyi yapan sorumlu adına tahakkuk ettirildiğine ilişkin ilgili saymanlığın yazısının” ibraz edilmediğinden bahisle reddedilerek, tahakkuk eden katma değer vergisinin tahsili amacıyla ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 121’inci maddesinde, yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu Kanuna göre kesilmiş bulunan vergilerin, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edileceği, mahsubu gereken miktar gelir vergisinden fazla olduğu takdirde farkın, mükellefin müracaatı üzerine kendisine ret ve iade edileceği belirtilmiştir.
Devlet harcamalarında aranılacak kanıtlayıcı belgeleri belirlemek amacıyla, 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun 70 ve 139’uncu maddeleri ile 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 11’inci maddesine dayanılarak hazırlanan, 14.10.1991 gün ve 21021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 52’nci maddesinin, “Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına Göre Yapılacak İadelere İlişkin Esaslar” başlıklı 2’nci fıkrasının (a) bendinde, mükelleflere ret ve iadesi gereken paraların yatırıldığına ilişkin ilgili vergi dairesi yazısının,
(b) bendinin ikinci paragrafında da, beyannamesinde ücret ve/veya serbest meslek kazancı bulunan mükelleflere yapılacak ret ve iadelerinde ise, kesilen vergilerin, kesintiyi yapan sorumlu adına tahakkuk ettirildiğine ilişkin saymanlık yazısının ödeme belgesine bağlanması gerektiği belirtilmiş, … seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin A/1 bölümünde, paralel düzenlemelere yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, gerek Devlet Harcama Belgesi Yönetmeliğinde, gerekse … seri nolu Genel Tebliğinde, ücret ve serbest meslek kazancı ödemelerine yönelik ret ve iadelerde tahakkuk yeterli bulunmuş, vergi sorumlularının vergiyi ödediklerine dair belge aranmamıştır.
Belirtilen bu hukuki durum karşısında, davacının, 1999 yılına ait gelir vergisi beyannamesine eklediği ve içeriği yukarıda açıklanmış bulunan listede yer alan bilgilerin, mahsup yoluyla ret ve iadesi istenilen vergilerin tahakkukunu belgelemeye yeterli olduğu ve vergi dairesinin, bu bilgilerle, tahakkuk işlemine her zaman ulaşabileceği açık olup, davacının mahsup talebinin reddi ile, mahsubu talep edilen verginin tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde ve ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 16.4.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.