Danıştay Kararı 7. Daire 2000/999 E. 2000/3058 K. 02.11.2000 T.

7. Daire         2000/999 E.  ,  2000/3058 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/999
Karar No: 2000/3058

Temyiz İsteminde Bulunan : Nakil Vasıtaları Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. … – Av. … – Av. …
İstemin Özeti : İnceleme raporuna dayanılarak davacı adına salınan ağır kusur cezalı taşıt alım vergisi ile ek taşıt alım vergisini; 1318 sayılı Finansman Kanununun 3’üncü maddesinin (c) fıkrası ve geçici 2’nci maddesini açıklayarak, sağlık kurulu raporlarına göre davacının özel tertibatlı araç kullanabileceği ve (H) sınıfı sürücü belgesi alabileceğinin anlaşıldığı, kanunda, sakatların, ikinci kez özel tertibatlı taşıt alabilmeleri için herhangi bir sürenin öngörülmemiş olması sebebiyle, muafiyetten yararlandırılamayacağından bahisle yapılan tarhiyatta isabet bulunmadığı gerekçesiyle kaldıran, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; yapılan işlemde isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Davacı tarafından 12.5.1997 tarihinde satın alınan araçla ilgili olarak inceleme raporuna dayanılarak salınan ağır kusur cezalı taşıt alım ve ek taşıt alım vergisini kaldıran mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
1318 sayılı Finansman Kanununun “Muaflık ve İstisnalar” başlıklı 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendinde, bizzat maluller tarafından iktisap edilerek kullanılan ve özel tertibatlı olarak imal edilmiş taşıtların taşıt alım vergisine tabi olmadığı hüküm altına alınmış; geçici 2’nci maddesinde de, maddede sayılan araçların ilk iktisaplarının ek taşıt alım vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra, ek taşıt alım vergisinin tarh, tahakkuk ve ödenmesi ile muaflık ve istisnalar, sorumluluk ve vergilendirmeye ilişkin diğer hususlar hakkında 1318 sayılı Finansman Kanununun taşıt alım vergisine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Kanunda, malullerin muafiyetten yararlanarak kaç adet araç alabilecekleri ve bu araçları hangi süre zarfında kullanmak zorunda oldukları konusunda herhangi bir sınırlaması öngörülmemiş ise de; muafiyet uygulamasının iyi niyet kuralları çerçevesinde ve yukarıda belirtilen amaçlarla kullanılması esastır.
Olayda; davacı tarafından, 20.3.1997-12.5.1997 tarihlerinde iki adet özel tertibatlı taşıt satın alınmış, Mayıs ayında satın alınan araç kısa bir süre sonra, 1.9.1997 tarihinde satılmıştır.
Bu durum davacının kullanma amacıyla değil, ticaretini yapmak üzere özel tertibatlı taşıt alıp sattığını; dolayısıyla, olayda, taşıt alım vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için yasanın aradığı kullanma koşulunun gerçekleşmediğini gösterdiğinden; davacının, muafiyetten yararlandırılmaması suretiyle inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Uyuşmazlık 12.5.1997 tarihinde iktisap olunan elle kumandalı, özel tertibatlı taşıt için 1997 yılına ilişkin olarak inceleme raporuna müsteniden salınan ağır kusur cezalı taşıt alım, ek taşıt alım vergisiyle eğitime katkı payının kaldırılmasına ilişkin … Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması isteminden kaynaklanmaktadır.
1318 sayılı Finansman Kanununun (Taşıt Alım Vergisi) 2346 sayılı Yasa ile değişik ve muaflık ve istisnaları düzenleyen 3’üncü maddesinin c bendi ile “Bizzat Malüller tarafından iktisap edilerek kullanılan ve özel tertibatlı olarak imal edilmiş “taşıtlar” ın, bu vergiye tabi olmadığı hükme bağlanmış, 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun istisnaları düzenleyen 4’üncü maddesinin c bendi ile bizzat maluller tarafından kullanılan özel tertibatlı olarak imal edilmiş taşıtların motorlu taşıtlar vergisinden müstesna olduğu ilkesi benimsenmiş, 3065 sayılı Kanunun 28’inci maddesi ile belirlenen % 23 oranındaki katma değer vergisi oranına tabi malların yer aldığı III sayılı listede 27/10/1993 tarih ve 93/4932 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yapılan değişiklik ile münhasıran sakatlar için yapılmış taşıtlar bu oran dışına çıkarılarak, % 15’lik genel katma değer vergisi oranına tabi tutulmuştur.
Kanun koyucu yakarıda açıklanan hükümler ile, hareket yeteneğini kaybettiğini sağlık kurulu raporuyla kanıtlayanların bu eksikliklerinin telafi edilebilmesi için iktisap edecekleri taşıtın alımı ve işletilmesi esnasında, daha az ödemede bulunmalarını sağlamak istemiştir.
Yükümlü, 20.3.1997 de aldığı ilk aracını kullanmaya devam ederken 12.5.1997 de ikinci bir araç satın almış ve bunu ise kısa bir süre sonra 1.9.1997 de satmıştır.
Her ne kadar kanun koyucu maluller tarafından vergisiz olarak iktisap olunan taşıtların, elden çıkarılması için bir süre sınırlaması getirmemiş ise de sosyal nitelik taşıdığı tartışmasız bulunan bu muafiyetin kötüye kullanılarak ticari kazanç elde etmek için kullanılması düşünülemez.
Yaptırdığı tertibat olmaksızın da kullanılabilecek nitelikteki araçların alımı ve kullanılması taşıt alım vergisi ile motorlu taşıtlar vergisine tabi olduğu halde özel tertibatlı aracı 4 ay içinde satan ve aynı nitelikteki ilk aracını kullanmayı sürdüren davacının ikinci aracı ticari amaçla alıp sattığı ortadadır. Bu durumda, yapılan tarhiyatta mevzuata aykırılık bulunmadığından aksi görüşten hareketle tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyada bulunan; davacının … Hastanesinden aldığı 18.2.1997 gün ve 719 sayılı sağlık kurulu raporunda; sağ alt ekstremitede polio sekeli (kısalık ve incelik) mevcut olduğu ve H sınıfı ehliyet alabileceği hususunun belirtildiği, davacının, 20.3.1997 tarihinde 1997 model …, 12.5.1997 tarihinde ise 1997 model … tipi elden kumandalı gaz fren aparatlı araç satın aldığı, satın alınan ikinci aracı 1.9.1997 tarihinde sattığı, bu alışlara ilişkin vergilerin ödenmediğinin düzenlenen 8.6.1999 günlü vergi inceleme raporu ile tespit edildiği, sözü edilen raporda yasa ile malullere sosyal amaçlı bir muafiyet uygulanmasının amaçlandığı, bu itibarla, mükellefin sahip olduğu araçlardan kullanım sınırlarını aşan araçlar için muafiyet uygulanmasının yerinde olmadığı sonucuna varılarak, davacının satın aldığı ikinci araç için muafiyetten yararlandırılmaması gerektiğinin bildirilmesi üzerine, dava konusu tarhiyatın yapıldığı; davacı nezdinde tutulan 7.12.1998 günlü tutanakta, davacı tarafından, muafiyetten yararlanmak suretiyle iki adet araç iktisap edildiği; araçların tescil işlemlerinin … Otomotiv Limited Şirketi tarafından gerçekleştirildiği, bunun içinde ne kadar ödemede bulunduğunu hatırlamadığını ifade ettiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelenin gerçek mahiyetinin esas olduğu; gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği öngörülmüş olup; buna göre, vergilendirme işlemlerinde vergiyi doğuran olaya ilişkin muamelenin biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin gerçek niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir.
1318 sayılı Finansman Kanununun “Muaflık ve İstisnalar” başlıklı 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (c) bendinde, bizzat maluller tarafından iktisap edilerek kullanılan ve özel tertibatlı olarak imal edilmiş taşıtların taşıt alım vergisine tabi olmadığı hüküm altına alınmış; geçici 2’nci maddesinde de, maddede sayılan araçların ilk iktisaplarının ek taşıt alım vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra, ek taşıt alım vergisinin tarh, tahakkuk ve ödenmesi ile muaflık ve istisnalar, sorumluluk ve vergilendirmeye ilişkin diğer hususlar hakkında 1318 sayılı Finansman Kanununun taşıt alım vergisine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı vurgulanmıştır. Görüldüğü üzere; kanun, maluller tarafından iktisap edilen taşıtların taşıt alım vergisi dışında tutulabilmelerini, biri, söz konusu taşıtların bizzat malul tarafından kullanılması; diğeri de, iktisap eden malulün fiziki engelinin gerektirdiği özel tertibatlı olarak imal edilmiş bulunması olmak üzere iki koşulun gerçekleşmesine bağlı kılmıştır.
Olayda; davacının, 20.3.1997-12.5.1997 tarihleri arasında iki adet özel tertibatlı taşıt satın alıp; bunlardan tarhiyata esas alınan … plakalı olanını dört buçuk ay geçmeden sattığı sabittir.
Bu açıklamalar, davacının kullanma amacıyla değil, ticaretini yapmak üzere özel tertibatlı taşıt alıp sattığını; dolayısıyla, olayda, taşıt alım vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için yasanın aradığı kullanma koşulunun gerçekleşmediğini gösterdiğinden; davacının, muafiyetten yararlandırılmaması suretiyle inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve aksi yolda verilen mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 2.11.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.