Danıştay Kararı 7. Daire 2000/998 E. 2000/1452 K. 03.05.2000 T.

7. Daire         2000/998 E.  ,  2000/1452 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/998
Karar No: 2000/1452

Temyiz İsteminde Bulunan: … Telekomünikasyon A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Beyşehir Belediye Başkanlığı
İstemin Özeti : Davacı kurumun ödenmeyen gayrimenkul kira bedelinin tahsili amacıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; olayda, özel hukuktan doğan kira bedeli 2576 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinde belirtilen vergi, resim ve harç ile benzeri mali yüküm olmadığından, vergi mahkemesinin görevleri arasına girmediği; 2577 sayılı Kanunun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (d) bendi uyarınca bu konuda Adli Yargının görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; akitten doğan alacakların takibinin, 6183 sayılı Kanun kapsamında olmadığı; Vergi Mahkemesinin ödeme emrini iptal etmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Uyuşmazlığın, davacı şirketten kira bedelinin tahsil edilmesi amacıyla ödeme emri düzenlenmesinden doğduğu; Vergi Mahkemesince, konunun çözümünün Adli Yargının görevinde olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddedildiği anlaşılmıştır.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 6’ncı maddesinin (a) fıkrasında, Vergi Mahkemelerinin, genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim, harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaların çözümüyle görevli olduğu belirtilmiştir.
Olayda, kira bedelinin ödeme emriyle istenmiş olması nedeniyle davanın çözümü İdari Yargının görev alanına girmektedir. Ancak, ödeme emrinin içeriği alacağın mali yüküm niteliğinde olmaması nedeniyle, davanın çözümü, vergi mahkemesinin değil idare mahkemesinin görev alanında bulunmaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; kira alacağının tahsili amacıyla, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55’inci maddesi uyarınca düzenlenip, davacı Şirkete tebliğ olunan ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı, ödeme emrinin konusu olan alacağın Özel Hukuk ilişkisinden kaynaklanmış olması sebebiyle Adli Yargı Düzenine mensup mahkemelerin görevine girdiği gerekçesiyle, incelenmeksizin reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
Yukarıda sözü edilen 6183 sayılı Kanunun 55’inci maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içerisinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları için tebliğ olunacağı açıklanan ödeme emri; alacaklı kamu idaresince tek yanlı iradeyle ve kamu gücü kullanılarak tesis edilen, kesin ve uygulanması zorunlu bir idari işlemdir. İdari işlemlerin, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurlarından biri ya da bir kaçı ile hukuka aykırı oldukları iddiasıyla, iptalleri için, menfaati ihlal edilenler tarafından açılan davaların İdari Yargı Düzenine mensup yargı yerlerince, çözümlenmesi ise, İdari Yargı Teorisinin ve Pozitif Hukukumuzun gereğidir. 6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesi ile 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 13’üncü maddesinin düzenlemesi de, anılan yasa maddesine göre düzenlenen ödeme emirlerini konu edinen davaların görüm ve çözümünün, idari yargı yerlerine ait olduğunu göstermektedir.
Her ne kadar, Vergi Mahkemesince, görevsizlik kararı, ödeme emrine konu edilen alacağın 6183 sayılı Kanunun 1’inci maddesinde sayılan alacaklardan olmadığı, Özel Hukuk ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesine dayandırılmışsa da; ödeme emrini konu unsuru bakımından sakatlayan bu durumun, idari-adli görev ayırımını belirleyici etkisi yoktur. Bu sebeple, idari işlemin iptalini gerektirecek bir hukuka aykırılık haline dayanılarak verilen söz konusu görevsizlik kararında, hukuka uyarlık mevcut değildir.
Ancak; 2576 sayılı Kanunun vergi mahkemelerinin görevlerini düzenleyen 6’ncı maddesinin (b) fıkrasında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davalardan vergi mahkemelerinin görevine girenlerin (a) fıkrasında yazılı konularla sınırlandırılması, söz konusu (a) fıkrasında da, Genel Bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlere ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalardan söz edilmiş bulunması karşısında; konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm olmayan ödeme emrine karşı açılan davanın, anılan 2576 sayılı Kanunun 5’inci maddesi uyarınca, İdari Yargı Düzeninin genel görevli mahkemeleri olan idare mahkemelerince karara bağlanması gerekmektedir.
Bu nedenle, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda karara bağlanması gereken davada, vergi mahkemesince, Adli Yargı Düzenine mensup mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle verilen temyize konu görevsizlik kararında isabet bulunmadığından, bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 3.5.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.