Danıştay Kararı 7. Daire 2000/9143 E. 2002/2011 K. 21.05.2002 T.

7. Daire         2000/9143 E.  ,  2002/2011 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/9143
Karar No: 2002/2011

Temyiz İsteminde Bulunan: … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … İlçesi Köylere Hizmet Götürme Birliği
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı Birlik tarafından köylerden süt toplanması işinin organizasyonundan “birlik payı” adı altında komisyon geliri elde edildiğinden bahisle, 1994 yılı için, re’sen salınan katma değer vergisine ve kesilen kaçakçılık cezasına ilişkin işlemi; dosyanın incelenmesinden, … İlçesine bağlı 46 köyün oluşturduğu tüzel kişilikten oluşan Birliğin, köy ve beldelerden toplanan sütü, üçer aylık dönemler halinde ihaleye çıkararak sattığının; ihaleyi alan firmaların (mandıraların) sütü köylerden toplayarak aldığının; dolayısıyla, Birliğin, köylerin, beldelerin ve mandıraların yükümlülüklerinin yerine getirilmesini gözetlemekte ve denetlemekte olduğunun; şartların ihlali halinde, üreticilere ceza kestiğinin; mandıraların ise, sözleşmelerini feshedip teminatlarını irat kaydettiğinin; sütün kalitesini denetlemek üzere tahlil laboratuvarı kurduğunun; bunun karşılığında, “birlik payı” olarak adlandırılan ve ihaleye göre değişen oranlarda para aldığının; bu paraların, komisyon geliri olduğundan bahisle davacı Birlik adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve kurumlar vergisi tarhiyatı yapıldığının anlaşıldığı; tarh ve ceza kesme işlemlerine karşı açılan davada; davacı Birliğin ilçe köylerine hizmet götürmek amacıyla kurulan bir kamu kuruluşu olduğu, tüzüğü gereği ticaret yapmasına olanak bulunmadığı ve ticari faaliyeti olduğu konusunda bir tespit yapılmadığı; yapılan işlerin ticari, zirai veya sınai bir niteliğinin de bulunmadığı; tüzüğünde yazılı amaçlar doğrultusunda çalışan davacı Birliğin, köylerin süt satımı işinin organizasyonu karşılığında aldığı komisyon nedeniyle vergilendirilmesinin kanuna uygun olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptal edilmesi sebebiyle davacı Birlik adına cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmasında da yasal isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; inceleme raporuna dayanılarak davacı Birlik adına yapılan cezalı tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacı Birlik adına 1994 yılı için inceleme raporuna dayanılarak salınan katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına ilişkin işlemi iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (g) bendinde, genel ve katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü kuruluşlara ait veya tabi olan ve yahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve hizmetlerinin katma değer vergisine tabi olduğu hükmüne yer verilmiş; 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4’üncü maddesinde de, devlete, özel idarelere, belediyelere ve diğer kamu idarelerine ve müesseselerine ait ve tabi olup faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci maddenin (A) ve (B) işaretli bentleri haricinde kalan ticari, sınai ve zirai işletmelerin iktisadi kamu müesseseleri olduğu; bunların kazanç gayesi gütmemelerinin, faaliyetlerinin kanunla tevdi edilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, müstakil muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerine tesir etmeyeceği, hükme bağlanmıştır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 11’inci maddesinde, ticarethane veya fabrika yahut ticari şekilde işletilen diğer müesseselerin, ticari işletme sayılacağı, hükme bağlanmış; aynı Kanunun 12’nci maddesinde de, bu maddede oniki bent halinde sayılan ve mahiyeti itibarıyla bunlara benzeyen işlerle uğraşmak için kurulan müesseselerin “ticarethane” sayılacağı açıklanmış olup; Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 3.4.1995 gün ve 22247 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16.4.1994 gün ve E:1992/2; K:1994/2 sayılı kararı ile de, Kurumlar Vergisi Kanununun 5’inci maddesinde tanımlanan kurumların iktisadi işletmeleri konusunda Danıştay Vergi Dava Daireleri arasında çıkan içtihat farklılığı, bu kurumların ücret karşılığı yapmış oldukları hizmetlerin iktisadi işletme olduğunun kabulü ile giderilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 46 köyün müşterek yararına olan sosyal, kültürel, zirai, sınai, ticari amaçlı hizmetlerini gerçekleştirmek amacıyla kurulan davacı Birliğin, üyesi olan köylerin sütünü ihaleye çıkararak, sütün toplanması, satışı ve organizasyonuna aracılık ederek, üreticiden mandıralara süt akışının sağlanması hizmetini yürüttüğü ve bu hizmetinin karşılığı olarak da, “birlik payı” adı altında gelir elde ettiği anlaşılmıştır. Davacı Birliğin, bu şekilde yürüttüğü hizmet, yukarıda açıklanan kanun hükümlerinde ve İçtihatları Birleştirme Kurulu kararında tanımlanan anlamda iktisadi işletme niteliği taşıdığından; “birlik payı” adı altında bu hizmet karşılığı davacı Birliğe ödenen para üzerinden katma değer vergisi hesaplanmasında isabetsizlik yoktur. Bu bakımdan,aksi yolda verilen mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 21.5.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

X-AZLIK OYU
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden, aksi yönde verilen karara katılmıyorum.