Danıştay Kararı 7. Daire 2000/872 E. 2000/2232 K. 03.07.2000 T.

7. Daire         2000/872 E.  ,  2000/2232 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/872
Karar No: 2000/2232

Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar: 1- Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi Başkanlığı
2- … Sanayii Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı şirket tarafından beyan edilip ödenen damga vergisinin iadesi istemiyle, davalı vergi dairesi başkanlığına yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve yasal faize hükmedilmesi istemiyle açılan davayı; 3.7.1993 gün ve 21626 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren İhracat ve Yatırımlarda Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması Hakkında 2 seri no’lu Tebliğ’de yer alan düzenlemeden bahisle, davacı şirket, ihracat ve döviz kazandırma taahhüdünde bulunduğundan ve bu sebeple yatırım teşvik belgesi aldığından, ihracatta (gemi inşasında) kullanılmak ve buna işlerlik kazandırmak amacıyla … Bankası … Şubesi ile imzalanan genel kredi sözleşmeleri ve bu nedenle verilen teminat senetlerinin damga vergisinin, sadece, kredi sözleşmesinde genel mahiyetli ifadeler bulunduğu, sözleşmenin özel şartlar kısmının boş olduğu, özel hükümler içermediği, dolayısıyla, istisna kapsamına girmediğinden bahisle, davacı şirketin iade talebinin reddinde isabet görülmediği, yasal faiz istemine gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112’nci maddesinin 4’üncü fıkrası, 1.1.1999 tarihinden itibaren geçerli olarak eklendiğinden, davacının yasal faiz isteminin yerinde görülmediği gerekçesiyle, vergi aslı yönünden dava konusu işlemi iptal eden, yasal faiz istemi yönünden ise davanın reddine karar veren … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; davalı idare tarafından, davacının iade talebinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı; davacı şirket tarafından ise, ihtilaf konusu damga vergisinin ödenmemesi gerektiğine karar verildiğinden, yasal faiz isteminin de kabulü gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Taraflarca karşılıklı olarak istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi : Uyuşmazlık, davacı şirket tarafından beyan edilip 10.10.1996, 17.10.1996 ve 30.7.1997 tarihlerinde ödenen verginin iadesi istemiyle, vergi dairesine yapılan düzeltme başvurusunun reddi işleminden kaynaklanmıştır.
Söz konusu ret işleminin dava konusu edilmesi ve yasal faiz istemi üzerine, temyize konu vergi mahkemesi kararıyla, işin esası incelenmek suretiyle, ret işleminin iptaline, yasal faiz istemi yönünden ise, davanın reddine karar verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 122’nci maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, aynı kanunun 124’üncü maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme başvurusu reddolunanların, şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri hükme bağlanmıştır.
Söz konusu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yapılan vergi hatalarının düzeltilmesi istemine ilişkin başvurularda, davaya konu olabilecek işlem, 213 sayılı Kanunun 124’üncü maddesi hükmü uyarınca, düzeltme isteminin reddine ilişkin vergi dairesi işlemine karşı şikayet yoluyla yapılacak başvuru sonucu Maliye Bakanlığınca tesis edilecek ret işlemidir.
Bu duruma göre, Vergi Usul Kanununun vergi hatalarının düzeltilmesine ilişkin 116’ncı ve müteakip maddeleri kapsamına giren uyuşmazlık konusu olayda; vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra 14.11.1997 tarihinde vergi dairesine yapılan düzeltme başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemiyle vergi dairesi husumetiyle açılan davaya ilişkin dosyanın, idari merci tecavüzü nedeniyle Maliye Bakanlığına gönderilmesi gerekirken, işin esası incelenmek suretiyle, yazılı gerekçe ile tesis edilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı … ‘ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin, Panama denizcilik firması … … ile 4 adet geminin inşası ve teslimi ile ilgili olarak kontrat düzenlediği, bu yatırımlarla ilgili olarak yatırım teşvik belgeleri aldığı ve … Bankası … Şubesi ile imzalanan kredi sözleşmeleri ve bu sözleşmelerin teminatı olarak verilen iki adet senede ait damga vergilerinin 10.10.1996, 17.10.1996 ve 30.7.1997 tarihlerinde ödendiği, bilahare, ödenen damga vergilerinin 14.11.1997 tarihinde vergi dairesi başkanlığına hitaben verilen dilekçe ile iadesinin istenildiği, davalı vergi dairesince, konunun incelemeye sevk edildiği, bunun üzerine düzenlenen vergi tekniği raporunda davacı şirketin iade isteğinin reddi gerektiğinin belirtildiği, sözü geçen raporun davacı şirkete tebliği üzerine, davalı idarenin iade talebinin reddine ilişkin işleminin iptali ile yasal faize hükmedilmesi istemiyle açılan davada, mahkemece, işin esası incelenmek suretiyle, vergi dairesinin ret işleminin iptal edildiği, yasal faiz istemi yönünden ise, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Düzeltme Talebi” başlıklı 122’nci maddesinde; mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden yazı ile isteyebilecekleri, aynı kanunun 124’üncü maddesinde de, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme başvurusu reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri hükmü yer almıştır.
Görüldüğü üzere, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yapılan vergi hatalarının düzeltilmesi istemlerinde, davaya konu olabilecek idari işlem, 213 sayılı Kanunun 124’üncü maddesi hükmü gereğince, düzeltme isteminin reddine ilişkin vergi dairesi işlemine karşı şikayet yoluyla yapılacak başvuru sonucu, Maliye Bakanlığınca tesis edilecek ret işlemidir.
Bu durumda; davacının 14.11.1997 tarihli dilekçesi ile yapmış olduğu düzeltme başvurusu, idari dava açma süresinin geçirilmesinden sonra yapılmış olduğundan, bu başvurunun reddi üzerine şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına gidilmeden, buna dair işlemin iptali istemiyle vergi dairesi husumetiyle açılan davaya ilişkin dosyanın, idari merci tecavüzü nedeniyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15’inci maddesinin 1’inci fıkrasının (e) bendi uyarınca Maliye Bakanlığına gönderilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile tesis edilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 3.7.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.