Danıştay Kararı 7. Daire 2000/8536 E. 2002/2155 K. 28.05.2002 T.

7. Daire         2000/8536 E.  ,  2002/2155 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/8536
Karar No: 2002/2155

Temyiz İsteminde Bulunan: Seğmenler Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Konut Yapı Kooperatifi
İstemin Özeti : 1997 yılının Ocak ila Eylül dönemlerine ilişkin olarak katma değer vergisi beyannamelerini vermeyen davacı Kooperatif adına takdir komisyonunca belirlenen matrah esas alınarak resen salınan katma değer vergisi ve kesilen kusur cezasına ilişkin işlemi; 3065 sayılı Katma Değer Vergisinin 1,8 ve Kurumlar Vergisi Kanununun 7’inci maddelerini açıklayarak, olayda, ortaklarına konut edindirmek amacıyla kurulan kooperatifin, ticari anlamda mal ve hizmet tesliminde bulunması dolayısıyla kazanç sağlaması ve ortaklarına kazanç üzerinden pay dağıtmasının söz konusu olamayacağı, aksinin de idarece tespit edilmediği; bu durumda kurumlar vergisinden muaf olup, mal ve hizmet teslimi bulunmayan davacı Kooperatif adına yapılan tarh ve ceza kesme işlemlerinde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; takdir komisyonu kararına dayanılarak davacı Kooperatif adına salınan vergi ve kesilen cezada isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; 1994 yılının Ocak ila Aralık dönemlerine ilişkin olarak katma değer vergisi beyannamelerini vermeyen davacı Kooperatif adına takdir komisyonunca belirlenen matrah esas alınarak resen katma değer vergisi salınması ve kusur cezası kesilmesine ilişkin işlemi, davacı Kooperatif kurumlar vergisinden muaf olup, mal ve hizmet tesliminin bulunmadığı, bu durumda katma değer vergisi mükellefi de olamayacağı gerekçesiyle iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 8’inci maddesinin 1’inci fıkrasının a bendi ile mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanların, katma değer vergisi mükellefi olduğu hükme bağlanmış, aynı Kanunun müteakip maddelerinde vergiden istisna edilen teslim ve hizmetler belirtilmiştir. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun istisnalarla ilgili ikinci kısmında, kooperatiflerin yapmış olduğu teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinden muaf olduğuna ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Anılan Kurumun kurumlar vergisinden muaf olması katma değer vergisinden de muaf olmasını gerektirmemektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30’uncu maddesinin ikinci fıkrasının 1’inci bendinin, vergilendirme döneminde yürürlükte bulunan şeklinde, vergi beyannamesinin kanuni sürenin sonundan başlayarak 15 gün geçtiği halde verilmemiş olması, re’sen takdir sebebi olarak sayılmıştır. Anılan yasanın 31’inci maddesinin 8’inci bendinde de takdir komisyonu kararında “takdirin müstenidatı ve takdir hakkında izahat” bulunması gereken hususlar arasında gösterilmiştir.
Olayda; davacı Kooperatifin uyuşmazlık konusu dönemde beyannamelerini vermediği ihtilafsız olduğuna göre, bu fiil için re’sen takdire gidilmesi yerinde ise de; tarhiyatın ilgili bulunduğu dönemde, vergiye tabi mal ve hizmet teslimi olduğuna dair bir tespit bulunmadığı gibi, dosya içerisinde bulunan takdir komisyonu kararından, takdirin dayanağını oluşturan incelemenin de yeterli olmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, istemin reddine, 28.5.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.