Danıştay Kararı 7. Daire 2000/7758 E. 2003/3752 K. 26.06.2003 T.

7. Daire         2000/7758 E.  ,  2003/3752 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2000/7758
Karar No : 2003/3752

Temyiz İsteminde Bulunan : …
Karşı Taraf : Seğmenler Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacıya adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; ödeme emrinin 18.6.1999 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına karşın, 6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesinde öngörülen yedi günlük dava açma süresi geçirildikten sonra, 2.9.1999 tarihinde açıldığı ve bu nedenle süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; ödeme emrine karşı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11’inci maddesi uyarınca başvuruda bulunulduğu, bu nedenle, davada süre aşımı bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi: Ödeme emrinin 18.6.1999 tarihinde tebliği üzerine, davacı tarafından, 25.6.1999 tarihinde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11’inci maddesi kapsamında başvuruda bulunulduğundan, mahkemece, bu başvurunun, anılan madde hükmüne uygun bir başvuru olup olmadığı hususu irdelenerek karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı nedeniyle reddinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, davacıya 18.6.1999 tarihinde ödeme emri tebliği edildiği, bunun üzerine, davacı tarafından 25.6.1999 tarihinde davalı idareye başvurularak ödeme emrinin düzeltilmesinin istendiği, başvuru tarihinden itibaren 60 altmış günlük bekleme süresinden sonra yargılamaya ara verme süresi içerisinde 2.9.1999 tarihinde söz konusu ödeme emirlerinin dava konusu edildiği, Mahkemece; dilekçe ret kararı üzerine yenilenen davanın, davacının kendisine tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58’inci maddesi uyarınca tebliğden itibaren yedi günlük dava açma süresi içerisinde açılmadığı, davacının ödeme emirlerinin düzeltilmesi istemiyle idareye yaptığı başvurunun, yasal dava açma süresini durdurmayacağı gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle reddedildiği anlaşılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava Açma Süresi” başlıklı 7’nci maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu belirtilmiş, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 54’üncü maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, 58’inci maddesinde ise, ödeme emrine karşı, böyle bir borcun bulunmadığı veya kısmen ödendiği veya zaman aşımına uğradığı iddialarıyla 7 gün içinde dava açılabileceği öngörülmüştür.
Aynı Kanunun 11’inci maddesinde ise, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği; bu başvurmanın, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı; altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı; isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı, hükmü yer almıştır.
Vergi kanunlarına göre tahakkuk ettirilerek tahsil edilebilir hale gelen, ancak vadesinde ödenmeyen vergilerin tahsili amacıyla, 6183 sayılı Kanuna göre düzenlenen, kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlem olan ödeme emrine karşı doğrudan dava açılabileceği gibi; 2577 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan 11’inci maddesi uyarınca, ödeme emrinin kaldırılmasının, geri alınmasının, değiştirilmesinin üst makamdan, üst makam yoksa ödeme emrini düzenleyen makamdan idari dava açma süresi içinde istenilmesi ve bu şekilde yapılan başvurunun anılan maddede yazılı şekilde reddi veya reddedilmiş sayılması durumunda, dava hakkının kalan süre içerisinde kullanılması da olanaklıdır.
Bu duruma göre; 16.6.1999 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine karşı, 7 günlük dava açma süresi içerisinde 25.6.1999 tarihinde kayda giren dilekçe ile işlemi tesis eden Vergi Dairesi Müdürlüğüne yapılan başvurunun ve bu başvurudan sonra açılan davanın, başvuruya ait dilekçenin içeriğinin de dikkate alınması suretiyle, 2577 sayılı Kanunun sözü edilen 11’inci maddesinde yer alan düzenlemeye uygun olup olmadığının irdelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 26.6.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.