Danıştay Kararı 7. Daire 2000/747 E. 2000/975 K. 05.04.2000 T.

7. Daire         2000/747 E.  ,  2000/975 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/747
Karar No: 2000/975

Temyiz İsteminde Bulunan : Maliye Bakanlığı
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacıya ait 1992 model … marka otomobilin beyan edilen net ağırlığının düşük bulunması üzerine 1992 ila 1998 yıllarına ilişkin olarak ödenen motorlu taşıtlar vergisi farkları ile gecikme zamlarının iadesi istemiyle yapılan şikayet yoluyla düzeltme başvurusunun reddi yolundaki işlemin iptali ile yasal faize hükmedilmesi istemiyle açılan davada; 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 2’nci maddesinin 12’nci bendinde, net ağırlığın, taşıtı imal eden fabrikaca belirlenen ve uluslararası otomobil kataloglarında gösterilen ağırlıklar dikkate alınarak Maliye Bakanlığınca tespit olunan ağırlık olarak tanımlandığı, aynı konudaki bir uyuşmazlık nedeniyle mahkemelerinin E:… sayılı dosyasında verilen ara kararına cevaben davalı idare tarafından gönderilen yazıda; araçların net ağırlığının uluslararası kataloglara göre, üzerinde insan veya yük bulunmadan yakıt deposu dolu olarak tespit edildiği, Sanayi ve Ticaret Başkanlığınca tasdik edilen teknik belgelerde ise otomobillerin yakıt deposunun %10’a kadar doldurularak veya fabrikalarca belirlenen kuru ağırlığın yazıldığı hususlarının belirtildiği, olayda, vergisi uyuşmazlık konusu araca ilişkin fatura ile trafik tescil formu fotokopilerinde, anılan aracın yüksüz ağırlığının 920 kg olarak gösterildiği, yukarıda değinilen Yasa maddesinde; net ağırlığın tespitinde, yakıt deposunun dolu olarak dikkate alınacağı yolunda bir kural getirilmediğinden, aracın 970 kg olduğundan bahisle, fazladan tahsil edilen motorlu taşıtlar vergisi ile gecikme zamlarında isabet bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptali; yasal faize hükmedilmesi isteminin de reddi yolundaki …’inci Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının, işlemin iptaline yönelik hüküm fıkrasının; otomobillerin net ağırlıklarının tespit yetkisinin Maliye Bakanlığında olduğu, bu nedenle Bakanlıkça tespit edilen ağırlık esas alınarak yapılan tarhiyatta isabetsizlik olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, 5.4.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AYRIŞIK OY
Temyiz başvurusu; sahibi olduğu otomobil nedeniyle davacı adına salınan motorlu taşıtlar vergisi ile bu verginin vadesinde ödenmemesi sebebiyle hesaplanan gecikme zammının düzeltme ve şikayet yoluyla terkini istemiyle yapılan başvurunun reddine dair Maliye Bakanlığı işlemine karşı açılan davada, Vergi Mahkemesince davaya konu işlemin iptali yolunda verilen kararın bozulması istemine ilişkin olup; dosyanın incelenmesinden, davacının düzeltme yoluyla terkinini istediği vergi miktarının, taşıtın net ağırlığının belirlenmesinde yakıt deposunun dolu olarak hesaba katılmasından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 122’nci maddesinde, mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124’üncü maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri açıklanmıştır. Bu maddeler uyarınca düzeltilmesi vergi dairelerinden istenebilecek vergi hatasının tanımı ise, aynı Kanunun 116’ncı maddesinde, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenilmesi olarak tanımlandıktan sonra, 117’nci ve 118’inci maddelerinde de, hesap hataları ile vergilendirme hatalarının neler olduğu gösterilmiş bulunmaktadır.
Söz konusu maddelerin incelenmesi durumunda görüleceği üzere, Vergi Usul Kanununun yukarıda açıklanan 122’nci ve 124’üncü maddelerine göre idareden düzeltilmesini isteme hakkı doğuran vergi hataları, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin anılan Kanunun 3’üncü maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurmadan ilk bakışta anlayabileceği açıklıktaki vergilendirme yanlışlıklarıdır.
Olayda ise; davacının düzeltilmesini istediği hata, motorlu taşıtlar vergisinin hesabında taşıtın net ağırlığına deposundaki yakıtın da dahil edilmesinden kaynaklanmıştır. Emsali uyuşmazlıklarda Dairemizce verilen kararlardan da anlaşılacağı gibi, aracın net ağırlığına deposundaki yakıt miktarının dahil edilemeyeceği sonucuna varılması hukuksal yorum suretiyle olanaklı bulunduğundan; davacının ileri sürdüğü hata, açıklanan yasal hükümlerin anladığı manada vergi hatası değildir.
Öte yandan; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanundan doğan ve vergi niteliği taşımayan gecikme zammındaki hataların, Vergi Usul Kanununda bu Kanuna tabi vergiler için öngörülen idari başvuru yollarından yararlanılarak düzeltilmesine de yasal olanak yoktur.
Bu nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği oyu ile aksi yolda verilen karara karşıyım.