Danıştay Kararı 7. Daire 2000/7232 E. 2003/436 K. 18.02.2003 T.

7. Daire         2000/7232 E.  ,  2003/436 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2000/7232
Karar No : 2003/436

Temyiz İsteminde Bulunan: Çifteler Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Nakliyecilik faaliyetinde kullandığı aracını satan davacının, aracın satış bedelini emsaline nazaran düşük beyan ettiğinden bahisle, vergi inceleme raporu ile belirlenen matrah üzerinden Mart/1999 dönemi için re’sen salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi zıyaı cezasına ilişkin işlemi; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 267’nci maddesinin 3’üncü sırasında yer alan takdir esasına göre, emsal bedeline ilişkin tespitin takdir komisyonunca yapılması gerektiği; olayda ise, dayanağının vergi inceleme raporu olması nedeniyle tarh ve ceza kesme işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; vergi inceleme raporu uyarınca belirlenen matrah üzerinden tesis edilen tarh ve ceza kesme işleminin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30’uncu maddesine uygun olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3’üncü maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin esası olduğu belirtilmiştir. Diğer taraftan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20’inci maddesinin birinci bendinde yer alan re’sen araştırma ilkesi uyarınca idari yargı yerleri uyuşmazlık konusu olayın hukuki nitelendirmesini yapmak, olaya uygulanması gereken hukuk kurallarını belirlemek ve sonuçta hukuki çözüme varmak yönlerinden tam bir yetkiye sahip oldukları gibi maddi olayı belirleme yönünden de her türlü inceleme ve araştırmayı kendiliklerinden yaparak iddia ve savunmalarda ortaya konan maddi durumun gerçeğe uygun olup olmadığını serbestçe araştırma olanağına sahiptirler.
Olayda, vergi mahkemesince yükümlünün Kasım 1998 döneminde satmış olduğu araca ilişkin faturanın düşük bedelle düzenlenmiş olduğundan bahisle vergi denetmenince düzenlenen rapora dayanılarak aracın kasko değeri esas alınmak suretiyle fark matrah
üzerinden tarhedilen cezalı katma değer vergisinin kaldırılmasına karar verilmiş ise de; aracın tüm teknik özellikleri ile yıpranma payı gözönünde bulundurulmak suretiyle gerçek satış değerinin tayin ve tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması,bu mümkün olmadığı takdirde ticaret ve sanayi odaları ile şöforler ve otomobilciler derneği nezdinde araştırma yapılarak karar verilmesi gerekirken söz konusu araştırma ve inceleme yapılmadan
yazılı gerekçe ile verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile yukarıda sözü edilen yasa hükümleri uyarınca gerekli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra yeniden bir karar verilmek üzere temyiz konusu kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; nakliyecilik faaliyetinde kullandığı aracını satan davacının, aracın satış bedelini emsaline nazaran düşük beyan ettiğinden bahisle, vergi inceleme raporu ile belirlenen matrah üzerinden salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin işlemi iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
Mahkeme kararı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 267’nci maddesinin üçüncü sırasına göre; emsal bedeline ilişkin tespitin takdir komisyonunca yapılması gerektiği; Vergi inceleme raporuna dayanılarak re’sen salınan vergi ve cezada hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesine dayanmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde; matrahın, işlemin mahiyetine göre, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit olunacağı belirtilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 267’nci maddesinde, her ne kadar, emsal bedeli, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veya doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olarak tanımlandıktan sonra, hangi sıra ve esaslara göre tesis olunacağı üç sıra halinde açıklanmış, üçüncü sırada getirilen takdir esasının önceki sırada belirtilen esaslara göre belli edilmeyen emsal bedellerinin ilgililerin başvurusu üzerine takdir komisyonunca maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle takdir yolu ile belli edileceği hükmü yer almışsa da; aynı Kanunun 30’uncu maddesinin, ilk fıkrasında inceleme raporlarında bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkının re’sen takdir edilmiş sayılacağı öngörülmüş bulunduğundan; bu düzenleme ile inceleme elemanlarına verilen takdir yetkisinin katma değer vergisi yönünden matrah takdiri sonucunu doğuran emsal bedel takdirini de kapsadığının kabulü gerekir. Bu bakımdan; davada, inceleme elemanınca yapılan emsal bedel takdirinin aracın gerçek satış değerini yansıtıp yansıtmadığının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, Mahkemece, dava konusu işlemin yukarıda yazılı gerekçeyle iptalinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına 18.2.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.