Danıştay Kararı 7. Daire 2000/6838 E. 2002/2161 K. 02.05.2002 T.

7. Daire         2000/6838 E.  ,  2002/2161 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/6838
Karar No: 2002/2161

Temyiz İsteminde Bulunan: Hayrabolu Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Varisleri
1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
İstemin Özeti : Nakliyecilik faaliyeti ile uğraşan murisin sahibi olduğu kamyonun satış bedelinin düşük bulunması nedeniyle, Temmuz 1994 dönemi için, re’sen salınan katma değer vergisine ilişkin işlemi; Vergi Usul Kanunun 12’nci maddesi uyarınca, mirasçılar adına murisin vergi borçları için hisseleri oranında ayrı ayrı ihbarname düzenlenerek tebliğ edilmesi gerekirken, muris adına düzenlenen ve mirasçılardan birine tebliğ edilen ihbarname ile murisin vergi borcunun istenmesinde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; mirasçıların hepsinin aynı adreste ikamet ettiği ve ayrı ayrı ihbarname düzenlenmesine gerek bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacıların murisi adına düzenlenen ihbarname ile salınan katma değer vergisine ilişkin işlemi iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
Mükellefin ölümü halinde henüz tarh ve tahakkuk etmemiş vergileri ile ilgili olarak, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 12’nci maddesinde yer alan “ölüm halinde mükelleflerin ödevleri, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçer, Ancak, mirasçılardan her biri ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olurlar” hükmü uyarınca, mirası reddetmemiş mirasçıları adına miras hisseleri nispetinde, ayrı ayrı tarhiyat yapılarak her birine ihbarname ile bildirilebilmesi için; tarhiyatın yapıldığı tarihte, iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüşmüş ve bundan da Vergi Dairesinin bilgilendirilmiş olması gerekir. Oysa; olayda, dava konusu tarh işleminin tesis edildiği tarihte mirasçıların, miras hisselerinin vergi dairesine bildirildiği konusunda bir iddia mevcut değildir. Bu bakımdan; tarhiyatın muris adına yapılıp, tek ihbarname ile aynı adreste oturan mirasçılardan birine yapılmış olması, tarhiyatı kusurlandırıcı nitelikte değildir.
Öte yandan; tarhiyatın açıklanan şekilde yapılıp, tebliğ olunması, ödeme sırasında mirasçıların miras hisseleri itibarıyla sorumlu kılınmalarına engel olmadığından; menfaatlerinin ihlali sonucunu da yaratmış değildir.
Bu nedenle; temyiz isteminin kabulü ile aksi yolda verilen mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 29.5.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.