Danıştay Kararı 7. Daire 2000/6671 E. 2002/2292 K. 06.06.2002 T.

7. Daire         2000/6671 E.  ,  2002/2292 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/6671
Karar No: 2002/2292

Temyiz İsteminde Bulunan: Kangal Mal Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Bir kısım gelirlerini beyan dışı bırakmak ve indirilebilecek katma değer vergisini yüksek göstermek suretiyle vergi zıyaına neden olduğundan bahisle, inceleme raporuna dayanılarak Ocak- Haziran, Ağustos- Aralık/1997 dönemi için davacı Şirket adına re’sen salınan katma değer vergisi ile kesilen kaçakçılık cezasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; dosyanın incelenmesinden; inceleme elemanınca davacının 1997 takvim yılı için yasal defterlerini tasdik ettirmediği ve kayıtlarını tasdik ettirilmeyen bir defterde izlediği, Haziran ve Temmuz aylarındaki bir kısım satışları için belge düzenlemesine rağmen, bunu katma değer vergisi beyanına dahil etmediği ve ayrıca, fazla katma değer vergisi indirimi yaptığından bahisle vergi salınması önerilmiş olup; davacının inceleme elemanının hesaplamayı yanlış yaptığı ve hatalı kar oranı uyguladığı yolundaki iddialarının araştırılması açısından Mahkemelerince yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda yer alan tespitlere göre, ilgili dönem için ödenmesi gereken katma değer vergisinin, salınan vergiden fazla olduğunun anlaşılması sebebiyle tarhiyatın yerinde olduğu; ancak matrah farkının mükellefin defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu bulunduğu göz önüne alındığında, olay tarihinde yürürlükte bulunan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344’üncü maddesinde sayılan kaçakçılık cezası ile ilgili fiillerin oluşmadığı sonucuna varılarak, davacıya kaçakçılık cezası değil kusur cezası kesilmesinin hakkaniyet kurallarına uygun olacağı gerekçesiyle ceza kesme işleminin kusur cezasından fazlasına isabet eden kısmının iptali; davanın vergi aslı ve anılan cezaya ilişkin kısmının ise reddi yolundaki … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının; olayda vergi zıyaına sebep olan davacıya kaçakçılık cezası kesilmesinin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; manavlık faaliyetiyle uğraşan davacının, 1997 takvim yılına ilişkin yasal defter tasdik ettirmediği ve kayıtlarını tasdik ettirilmeyen bir defterden izlediği, Haziran ve Temmuz aylarındaki bir kısım satışlarına belge düzenlemesine rağmen bunu katma değer vergisi beyanı dışında bıraktığı ve indirilecek katma değer vergisini fazla gösterdiğinden bahisle Ocak-Haziran, Ağustos-Aralık/1997 dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile kaçakçılık cezası kesilmesi yolundaki işlemin iptali istemiyle açılan davada, ceza kesme işleminin kusur cezasından fazlasına isabet eden kısmının iptaline, davanın vergi aslı ve anılan cezaya ilişkin kısmının ise reddine karar verildiği; söz konusu kararın iptale ilişkin hüküm fıkrasının davalı idare tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 3’üncü maddesinin B fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği; ancak, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutat olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu; aynı Kanununun 344’üncü maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan 1 numaralı bendinde, vergi kanunlarına göre tutuması zorunlu olan defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri, vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde bu defterler yerine tamamen veya kısmen başka defter ve kağıtlara kaydetmek ve izlemek fiilinin kaçakçılık fiili olduğu hükme bağlanmıştır.
Vergi mükellefleri bakımından normal ve mutat durum mükellefiyetle ilgili olarak yapılan tüm hasılat ve giderlerin, Vergi Usul Kanununda ve bu kanunun vermiş olduğu yetkiye dayanılarak yapılan idari düzenlemelerde öngörülen belgelerle tevsik edilmesi ve tutulması zorunlu defterlere kaydedilmesi ve bu defterlerle dayanağı olan begelerin istenildiğinde ibraz edilmek üzere muhafaza edilmesidir.
Yukarıda açıklandığı üzere, 1997 takvim dönemine ilişkin yasal defter tasdik ettirmeyerek kayıtlarını tasdiksiz bir defterden izleyen, Haziran ve Temmuz dönemine ilişkin satışlarını beyan dışı bırakan ve fazladan katma değer vergisi indirimi yapan davacının, vergi kaçırma kastı bulunduğundan; kaçakçılık cezası kesilmesinde, hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve Mahkeme kararının aksi yolda verilen temyize konu hüküm fıkrasının bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleride dikkate alınacağından bu hususta hüküm tesisine gerek bulunmadığına; 6.6.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.