Danıştay Kararı 7. Daire 2000/6454 E. 2002/2293 K. 06.06.2002 T.

7. Daire         2000/6454 E.  ,  2002/2293 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/6454
Karar No: 2002/2293

Temyiz İsteminde Bulunan : … Dayanıklı Tüketim Malzemeleri Ticaret
ve Sanayi Limited Şirketi
Karşı Taraf : Uray Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bırakmak suretiyle vergi zıyaına neden olduğundan bahisle, vergi inceleme raporuna dayanılarak, Mayıs/1999 dönemi için, davacı Şirket adına, re’sen salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi zıyaı cezasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; olayda, inceleme elemanınca, orta vadeli satış bedelleri dikkate alınmak suretiyle 1998 yılında satılan 187 adet klima fiyatının katma değer vergisi hariç 63.660.792.000.- lira olarak tespit edildiği; bu tutardan %12 ortalama satış iskontosu tenzil edildikten sonra, 57.294.713.000.- lira satış hasılatı olması gerekirken Şirket tarafından katma değer vergisi hariç 55.876.829.252.- lira tutarında fatura düzenlemek suretiyle 1.417.883.000.- lira hasılatın kayıt dışı bırakıldığı belirtilerek, bu tutar üzerinden tarhiyat yapılmasının önerildiği; inceleme elemanınca yapılan tespit ve hesaplamaların mahkemelerince de yerinde görüldüğü; bu itibarla, salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi zıyaı cezasında yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; eksik incelemeye dayalı olarak yapılan tarhiyatın yerinde olmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İsteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket tarafından düzenlenen satış faturalarında yer alan klima birim fiyatlarının, kurumun toptan klima alımı yaptığı firma tarafından düzenlenip bayilere gönderilen “Klimaların Perakende Birim Satış Kampanya Fiyatlarına İlişkin Listeler”de yer alan ortalama birim fiyatlarından oldukça düşük olduğundan söz edilerek, satışların tamamının, orta vadeli kampanya fiyatlarından taksitli olarak yapıldığı varsayımından hareketle yapılan hesaplama sonucuna göre, kayıt dışı satış hasılat bulunarak bu durumun defter ve belgelerin ihticaca salih olmadığının kanıtı olduğu kabul edilmek suretiyle re’sen vergileme yapıldığı anlaşılmış olup; bu durumda satışlarını garanti belgesi düzenleyerek, faturalı olarak, peşin, orta ve uzun vadeli olmak üzere yapan davacı Şirketin, satış yaptığı alıcı kişiler nezdinde karşıt inceleme yapılarak olayın gerçek mahiyetinin ortaya konulması gerekirken, sadece kampanya satış listelerinde yer alan birim fiyatlardan hareketle ve bu fiyatlardan daha düşük birim fiyatı ile emtia satışı yapıldığı görüşüyle, başkaca açık ve inandırıcı bir tespit ve hukuken geçerli deliller elde edilmeden varsayıma dayalı olarak vergi salınmasında ve ceza kesilmesinde yasaya uyarlık bulunmadığından, tarhiyata yönelik davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Dava, Mayıs/1999 dönemi için yükümlü adına yapılan katma değer vergisi tarhiyatı ile kesilen vergi ziyaı cezasının iptali istemiyle açılmış, vergi mahkemesince, vergi inceleme raporunun incelenmesinden, yükümlü şirket tarafından 1998 yılında kısa orta ve uzun vadeli olarak satılan 187 adet klimanın tamamının orta vadeli taksitli satış fiyatı ile satıldığı,ortalama % 10 satış iskontosu yapıldığı kabul edilmek suretiyle, yapılan hesaplama sonucu kayıt ve beyan dışı bırakıldığı saptanan bir kısım hasılatın Aralık döneminde elde edildiği kabul edilmek suretiyle, yükümlü şirket beyanlarının yeniden düzenlenmesi sonucu, 1999 yılı Mayıs döneminde ödenmesi gereken katma değer vergisi çıktığı anlaşıldığından, rapor uyarınca yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş,davacı tarafından karar temyiz edilmiştir.
213 sayılı Yasanın 3/B maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134’üncü maddesinde; vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak,tespit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın ve Danıştay Üçüncü Dairesinin E:2000/1530 sayılı dosyasının incelenmesinden, yükümlü şirket yetkilisinin rapor eki tutanakta klima satışlarının genelde orta ve uzun vadeli taksitli satış şeklinde olduğu, peşin satışların fazla olmadığını beyan etmesi, dava ve temyiz dilekçelerinde ise bütün alış ve satışların faturalı olduğunu, 213 sayılı Yasa kurallarına uygun düzenlenmiş olan faturalar nedeniyle karşıt inceleme yapılabileceği öne sürmesi karşısında, inceleme elemanınca alıcılar nezdinde karşıt inceleme yapılmaksızın klimaların ne kadarının hangi vade koşullarında satıldığının kesin ve net olarak tespitinin mümkün olmadığından söz edilerek ve tüm klimaların orta vadeli taksitli satıldığı varsayılarak yapılan hesaplama sonucu bulunan matrah farkında ve bu nedenle yapılan cezalı tarhiyatın onanmasına ilişkin vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, klima ticareti yapan davacı Şirket adına, 1998 yılında gerçekleştirdiği klima satışlarından elde ettiği hasılatlardan bir kısmını, defter kayıtlarına intikal ettirmediğinden bahisle, vergi inceleme raporuna dayanılarak Mayıs/1999 dönemi için katma değer vergisi salındığı ve vergi zıyaı cezası kesildiği; iptali istemiyle açılan davanın da, Mahkemece, yazılı gerekçeyle reddedildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30’uncu maddesinin ilk fıkrasında, re’sen vergi tarhı; “vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır.” denilmek suretiyle tanımlandıktan sonra; maddenin ikinci fıkrasının vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği halleri sayan bentleri arasında, “defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması” ve “tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması” hallerine de yer verilmiştir.
Bu hükümler, idareye verilmiş olan yetkinin kullanılması ve görevin eksiksiz olarak yerine getirilmesi suretiyle, öncelikle, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların incelenmesini; bu kayıt ve vesikalarda vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitini engelleyen noksanlık, usulsüzlük ve karışıklıklar veya tutulması zorunlu olan defterlerin ve verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması durumunda, bu hususların açık ve sağlıklı biçimde saptanmasından sonra, matrahın takdirine geçilmesini öngörmüştür.
Olayda ise; davacı Şirket tarafından düzenlenen satış faturalarında yer alan klima birim fiyatlarının, kurumun toptan klima alımı yaptığı firma tarafından düzenlenip bayilere gönderilen “Klimaların Perakende Birim Satış Kampanya Fiyatlarına İlişkin Listeler”de yer alan ortalama birim fiyatlarından düşük olduğundan söz edilerek, satışların tamamının, orta vadeli kampanya fiyatlarından ve taksitli olarak gerçekleştirildiği varsayımından hareketle yapılan hesaplama sonucuna göre, kayıt dışı satış hasılatı hesaplanarak, bu durumun defter ve belgelerin ihticaca salih olmadığının kanıtı olduğu kabul edilmek suretiyle re’sen tarhiyat yapılmıştır.
Bu durumda, satışlarını garanti belgesi düzenleyerek faturalı olarak peşin, orta ve uzun vadeli olmak üzere yapan davacı Şirketin, satış yaptığı alıcı kişiler nezdinde karşıt inceleme yapılarak, davacının defter ve belgelerinin gerçek maliyeti yansıtmadığı ortaya konulmaksızın, sadece kampanya satış listelerinde yer alan birim fiyatlardan hareketle ve bu fiyatlardan daha düşük birim fiyatı ile emtia satışı yapıldığı görüşüyle, vergi salınmasında ve ceza kesilmesinde yasaya uyarlık bulunmadığından, davanın reddi yolundaki vergi mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 6.6.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.