Danıştay Kararı 7. Daire 2000/4902 E. 2002/3367 K. 22.10.2002 T.

7. Daire         2000/4902 E.  ,  2002/3367 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/4902
Karar No: 2002/3367

Temyiz İsteminde Bulunan: Hisar Veraset ve Harçlar Vergi Daresi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : … ve … tarihlerinde verilen beyannameler üzerine tahakkuk ettirilen veraset ve intikal vergisinin vadesinden sonra ödenen kısmı için hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla davacılar adına ayrı ayrı düzenlenip, vekillerine tebliğ edilen ödeme emirlerini; dosyanın incelenmesinden, davacıların müşterek murisi olan kişinin 27.10.1997 tarihinde ölmesi üzerine, veraset ve intikal vergisi beyannamesinin, davacılar tarafından … ve … tarihlerinde verildiğinin; tahakkuk eden verginin birinci ve ikinci taksitlerinin, … Sulh Hukuk Mahkemesince verilen bir karar nedeniyle vadesinde ödenmediğinin; zira bu kararda davacıların varis oldukları kabul edilmekle beraber, mirasın, yabancılık unsuru nedeniyle Hazineye kalabileceğinin hükme bağlandığının; bu kararın Yargıtayca bozulması üzerine … tarihi itibarıyla davacıların mirasçılığının kabul edildiğinin; sonuçta söz konusu mahkeme kararlarının kesinleşmesinin ardından, tahakkuk eden vergilerin 21.5.1999 tarihinde ödendiğinin, verginin vadesinde ödenmemesinin, davacıların hatasından değil, mirasçı niteliği kazanmalarının mahkemelerce geciktirilmesinden kaynaklandığının anlaşıldığı; hal böyle olunca da 7838 sayılı Kanunun 13’üncü maddesinde belirtilen 6 aylık süre içinde başvurularak tecil talebinde bulunulmadığından bahisle gecikme zammı tahakkuk ettirilmesinde ve bunların tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…; K:… sayılı kararının; davacıların kendiliklerinden verdikleri beyannameler üzerine tahakkuk ettirilip, vadelerinden sonra ödenen vergiler için, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca gecikme zammı hesaplanmasının ve bunun tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmesinin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’nın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; … ve … tarihlerinde verilen beyannameler üzerine tahakkuk ettirilen veraset ve intikal vergisinin 31.5.1998 ve 31.11.1998 vadeli 1 ve 2’nci taksitlerinin vadesinden sonra ödenmesi nedeniyle hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla davacılar adına ayrı ayrı düzenlenip vekillerine tebliğ edilen ödeme emirlerini iptal eden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istimine ilişkindir.
7338 sayılı Veresat ve İntikal Vergisi Kunununun 1’inci maddesinde; Türkiye’de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu, 9’uncu maddesinde ölümün bir yabancı memlekette vuku bulması ve mükelleflerin de müteveffanın bulunduğu memlekette olmaları halinde, ölüm tarihini takip eden dört ay içinde beyanname verileceği, 14’üncü maddesinde; verginin, mükellefler tarafından verilen beyannameler üzerine tarh olunacağı, 19’uncu madesinde de, verginin tahakkukundan itibaren 5 yılda ve her yıl Mayıs ve Kasım aylarında olmak üzere iki eşit taksitte ödeneceği, 20’nci maddesinde ise; mükellefiyetin, beyanname verildiği takdirde, beyannamede gösterilen mallar için beyanname tarihinde başlayacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51’inci maddesinde, kamu alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına, vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için gecikme zammı uygulanacağı; 52’nci maddesinde, gecikme zammının önceden borçluya bildirilmesine gerek olmadığı; 55’inci maddesinde de, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Avusturya’da yaşamakta iken 27.10.1997 tarihinde vefat eden …’in, yine Avusturya’da yerleşik bulunan mirasçıları … ve … tarafından, murislerinden intikal edip, Türkiye’de bulunan mallar nedeniyle, … ve … tarihlerinde veraset ve intikal vergisi beyannamesi verildiği; 27.4.1998 tarihinde beyan edilen matrah üzerinden gerekli tarhiyatın yapıldığı ve birinci taksit için 31.5.1998, ikinci taksit için 30.11.1998 vade tarihlerinin belirlendiği; bu arada veraset ilamı ile ilgili olarak adli yargıda açılan davada verilen ve intikal eden kimi mallar için davacılarla birlikte Hazinenin de mirasçılığına hükmeden kararın Yargıtayca bozulması üzerine, … Sulh Hukuk Mahkemesinin … günlü ve … sayılı kararıyla Hazinenin mirasçı olamayacağının hükme bağlandığı; davacılar tarafından, tahakkuk eden verginin birinci ve ikinci taksitlerinin, vade tarihleri itibarıyla kesinleşmemiş olması nedeniyle, mirasçılıklarının kesinleşmesini takiben ödendiği; bu arada, 24.5.1999 tarihinde vergi dairesine başvurularak, ödemenin gecikmesinin kendilerinden değil, ilgili resmi dairelerin gerekeni yerinde ve zamanında yapmamalarından kaynaklandığı belirtilmek suretiyle gecikme zammı uygulanmamasının istenildiği; istemin 2.8.1999 tarih 9316 sayılı işlemle reddedilmesinin ardından, 30.11.1999 tarihinde, taksitlerin geç ödenmesi nedeniyle hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen 16.7.1999 tarih ve 99/6-1 ve 99/6-2 takip nolu ödeme emirlerinin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Olayda; dava konusu ödeme emirleri, vergi mahkemesince, vergilerin birinci ve ikinci taksitlerinin, davacıların kusuru nedeniyle değil, adli yargı yerince mirasçı olduklarına dair kararın geç verilmesi nedeniyle geç ödendiği gerekçesiyle iptal edilmiş ise de; 6183 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümlerine göre vadesinde ödenmeyen kamu alacağına gecikme zammı uygulanabilmesi için, borçlunun kusurunun olup olmamasının önemi bulunmadığından; kendi beyanları üzerine tahakkuk eden vergileri normal vade tarihlerinde ödemedikleri çekişmesiz bulunan davacılar adına gecikme zammı hesaplanmasında ve bunun tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 22.10.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.