Danıştay Kararı 7. Daire 2000/4821 E. 2000/4142 K. 20.12.2000 T.

7. Daire         2000/4821 E.  ,  2000/4142 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/4821
Karar No: 2000/4142

Temyiz İsteminde Bulunan: Nazilli Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. … – Av. …
İstemin Özeti : … Tekstil Anonim Şirketinin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla, şirketin kanuni temsilcisi sıfatıyla, davacı adına, düzenlenen ödeme emrini; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35 ile 55 ve 58’inci maddeleri ile Vergi Usul Kanununun 10’uncu maddesinin birlikte değerlendirilmesinden; tüzel kişilerden tahsil edilemeyen amme alacağının kanuni temsilcilerinden tahsili için, vergi borçlusu hakkında tüm kanuni yolların tüketilmesi gerektiği sonucuna varıldığı; olayda, davalı idarece, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirketin bir kısım malları üzerine haciz şerhi konulmuş, ancak yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesi düzenlenen raporda şirket malvarlığının şirket borçlarını karşılayamayacağının belirtilmesi nedeniyle, davacı adına davaya konu ödeme emri düzenlenmişse de, anılan şiketin, davalı idarece haczedilen malları satışa konu edilerek, şirketten tahsil edilemeyen amme alacağı miktarı somut olarak belirlenmeden, dava konusu ödeme emrinin düzenlenme tarihi itibarıyla borçlu şirket hakkında yapılan takipler sonuçlanmadan ve şirketin borcunu ödeyemeyecek durumda olduğunu gösteren aciz fişi düzenlenmeden doğrudan kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde isabet bulunmadığı; öte yandan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35’inci maddesinin, vergi ve buna bağlı alacaklar dışındaki diğer amme alacaklarının kanuni temsilcilerden tahsili için düzenlenmiş bir hüküm olduğu; dava konusu ödeme emri ile tahsili istenilen alacağın da vergi ve buna bağlı alacaklardan olması nedeniyle, anılan Yasa hükmü uyarınca düzenlenen ödeme emrinde bu yönüyle de isabet bulunmadığı gerekçeleriyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; davacı adına düzenlenen ödeme emrinin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Dava, … Tekstil Konfeksiyon San. ve Tic. A.Ş. nin vadesinde ödenmeyen 1999 yılı Nisan dönemine ilişkin katma değer vergisi borcunun tahsili amacıyla davacı adına 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35. maddesi uyarınca düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin iptali istemiyle açılmış, vergi mahkemesince 213 sayılı Yasanın 10. Maddesinin özel nitelikli bir tahsil hükmü olan 2. fıkrasının halen yürürlükte olması karşısında kanuni temsilcilerin vergi ve buna bağlı alacaklar nedeniyle sözü edilen fıkra uyarınca; diğer amme alacakları nedeniyle ise 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35. maddesi uyarınca takip edilmeleri gerektiği; buna göre davacı adına aynı madde uyarınca ödeme emri düzenlenmesinin mümkün olmadığı, 213 sayılı Yasanın 10. maddesine göre kanuni temsilcinin takip edilebilmesi için vergi borçlusu hakkında tüm takip yollarının tüketilmesi ve amme alacağının tahsil olanağının kalmadığının 6183 sayılı Yasanın 75. maddesi uyarınca düzenlenecek aciz fişi ile saptanması gerektiği,olayda davalı idarece haczedilen malvarlığının satışa konu edilerek şirketten tahsil olanağı kalmayan amme alacağının somut olarak tespit edilmediği anlaşıldığından, takip sonuçlanmadan ve aciz fişi düzenlenmeden davacı adına ödeme emri düzenlenerek tebliğ edilmesinde mevzuata uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiş,davalı idarece karar temyiz edilmiştir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 317.maddesinde,anonim şirketlerin yönetim kurulu tarafından idare ve temsil olunacağı hükme bağlanmıştır.Aynı Kanunun 300.maddesinin 8.bendinde,yönetim kurulu üyeleriyle şirketi temsile yetkili kimselerin ticaret siciline tescil ve ilan edileceği, 33.maddesinde,tescil edilmiş hususlarda ortaya çıkacak her türlü değişikliğin de tescil edileceği, 38.maddesinde ise ticaret sicili kayıtlarının üçüncü kişiler hakkında kaydın gazete ile ilan edildiği günü takip eden iş gününden itibaren hüküm ifade edeceği kurala bağlanmıştır.
Tescil ve ilan edilmiş hususlardaki değişikliklerin de tescil ve ilan edilmesi kuralı,bu işlemlerin geçerlilik şartı olarak değil,iyi niyetli üçüncü kişilerin korunması amacıyla öngörülmüştür.Bu itibarla,yönetim kurulu üyeliği herhangi bir nedenle sona eren kişinin üyelikten ayrılışı ticaret sicilinde tescil ve gazeteyle ilan edilmezse,şirket borçlarından iyi niyetli üçüncü kişilere karşı sorumluluğu devam eder.Ancak,yönetim kurulundan fiilen ayrılmakla,şirketin vergi ödevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetkisi kalmayan üyenin şirketten tahsil edilemeyen alacaklardan sorumlu tutulması hukuka aykırıdır.
Dosyanın incelenmesinden davacının şirket yönetim kurulu üyeliğinden … Noterliği tarafından … gün ve … yevmiye no ile onaylanan istifaname ile aynı tarih itibariyle ayrıldığı ve dolayısıyla uyuşmazlık konusu dönemde kanuni temsilci sıfatı bulunmadığı anlaşıldığından adına ödeme emri düzenlenmesinde yasal isabet görülmemiştir.
Temyize konu kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; … Tekstil Anonim Şirketinin ödenmeyen vergi borçlarından dolayı, kanuni temsilci sıfatıyla, davacı adına, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35’inci maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emrini iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden; davaya konu ödeme emrinin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35’inci maddesi gereğince düzenlendiği; vergi mahkemesince de, dava hakkında, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10’uncu maddesi ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun mükerrer 35’inci maddesine dayanılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. Dava hakkında, dava konusu işlemin hukuki sebebi olan yasa hükmü yanında, düzenleme ve koşulları farklı bir başka yasa hükmüne de dayanılarak hüküm kurulmasında, Yargılama Hukuku ilkelerine uyarlık bulunmamaktadır.
Ancak; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna 4108 sayılı Kanunun 11’inci maddesiyle eklenen mükerrer 35’inci maddenin gerekçesinde, “213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10’uncu maddesiyle, tüzel kişilerin varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların tüzel kişiliğin kanuni temsilcilerinden takip ve tahsili cihetine gidilmekte olduğu, ancak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına girmeyen fiyat farkı, kur farkı, haksız yere alınan ihracatta vergi iadesi, kaynak kullanımını destekleme primi gibi bazı amme alacaklarının tüzel kişiliğin mal varlığından tahsili imkanı bulunmadığından, Vergi Usul Kanunu kapsamına girmeyen bu tür alacakların takibinde genel hükümlere başvurulması uzun zaman alacağı gibi, bu hükümlerin uygulanması idareye pratik bir fayda da sağlamayacaktır. Bu itibarla amme borçlusunun mal varlığından alınamayan bu tür alacakların kanuni temsilcilerinin, teşekkülü idare edenlerin veya yabancı şahıs ve kurum mümessillerinin mal varlığından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsilini temin etmek ve Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi ve buna bağlı alacaklarda sorumlu olan bu şahısların diğer amme alacaklarının ödenmesinden de sorumlu olmalarını sağlamak amacıyla 6183 sayılı Kanuna mükerrer 35’inci madde eklenmiştir.” açıklaması yer almış olup; buna göre, Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi ve buna bağlı alacaklar dolayısıyla, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35’inci maddesinin uygulanmasına olanak bulunmadığından; temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bu madde hükmüne dayalı gerekçesi itibarıyla temyize konu kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine, 20.12.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.