Danıştay Kararı 7. Daire 2000/4774 E. 2002/3354 K. 22.10.2002 T.

7. Daire         2000/4774 E.  ,  2002/3354 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/4774
Karar No: 2002/3354

Temyiz İsteminde Bulunan: Nakil Vasıtaları Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Kozmetik Pazarlama ve Sanayi Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına kayıtlı olup, motorlu taşıtlar vergisine esas ağırlığı 1560 kg olarak beyan edilen 1993 model … marka aracın 1850 kg ağırlığında olduğundan bahisle, 1994, 1995, 1996, 1997 ve 1998 yılları ve 1999 yılının 1’inci dönemi için tarh edilen motorlu taşıtlar vergisi ile 1994 yılı için tarh edilen ek motorlu taşıtlar vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali ile ödenen gecikme zammının iadesi ve yasal faiz ödenmesi istemiyle açılan davada; dosyanın incelenmesinden vergisi uyuşmazlık konusu aracın faturasında ve motorlu araç tescil ve trafik belgesinde ağırlığının 1560 kg olarak gösterildiği, mahkemelerinin ara kararına Karaköy Yolcu Salonu Gümrük Müdürlüğünce gönderilen cevabi yazıda ise, 1992 senesinde ithal edilen araçlar için karayolu uygunluk belgesi düzenlenmediğinin belirtildiği; buna göre, aracın net ağırlığının 1560 kg olduğu sonucuna varıldığı; bu itibarla, dava konusu işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle ödeme emrini iptal eden, davanın faiz istemine ilişkin kısmmını reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının; Maliye Bakanlığınca belirlenen ağırlık esas alınarak tesis edilen işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirketin aktifinde kayıtlı aracın 1560 kg değil 1850 kg olduğundan bahisle tarh edilen motorlu taşıtlar vergisi ile ek motorlu taşıtlar vergisinin tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin mahkemece, istemin özetinde yazılı gerekçeyle iptal edildiği, kararın vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Kanunun 34; 6183 sayılı Kanunun 55’inci maddelerine göre, ikmalen tarh edilen verginin, öncelikle ihbarname ile ilgilisine tebliğ olunması, bu şekilde ilgisine bildirilen ve tahakkuk edip kesinleştiği halde vadesinde ödenmemesi üzerine, ödeme emri ile tahsil yoluna gidilmesi gerekmekte olup, olayda ikmalen tarh edilen motorlu taşılar vergisinin direkt ödeme emri ile istenildiği anlaşıldığından, mahkeme kararının ödeme emrinin motorlu taşıtlar vergisine ilişkin kısmını iptal eden hüküm fıkrası sonucu itibarıyla yerinde görülmüştür.

Ek motorlu taşıtlar vergisi ile ilgili kısmı hakkında ise, mahkemece, herhangi bir gerekçe gösterilmediği, ancak ödeme emrinin buna ilişkin hüküm fıkrasının da iptal edildiği anlaşıldığından, bu hüküm fıkrasının ise gerekçe gösterilerek hüküm kurulmak üzere bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddiyle, mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirket adına kayıtlı aracın 1994 ila 1999 dönemlerine ait motorlu taşıtlar vergilerinin 1560 kg esas alınarak ödendikten sonra ağırlığının gerçekte 1850 kg olduğundan bahisle, tarh edilen motorlu taşıtlar vergisinin ve ek motorlu taşıtlar vergisinin tahsili amacıyla düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emrinin, vergi mahkemesince, istemin özeti bölümünde yazılı gerekçeyle iptal olunduğu; kararın, davalı Vergi Dairesi Müdürlüğünce temyiz edildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 34’üncü maddesinde, ikmalen ve re’sen tarh edilen vergilerin ihbarname ile ilgililere tebliğ olunacağı; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55’inci maddesinde de, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hükme bağlanmıştır.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun, 9’uncu maddesinin ilk fıkrasında; motorlu taşıtlar vergisinin, taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yer vergi dairesi tarafından her yılın Ocak ayının başında yıllık olarak; yıl içinde bu Kanunun 10’uncu ve 11’inci maddeleri gereğince, vergi miktarında bir değişiklik olursa, bu değişikliğe göre ödenecek verginin de, değişiklik, takvim yılının ilk altı ayında yapılmış ise, takip eden son altı aylık dönemin başında; son altı ayında yapılmış ise, takip eden yılın başında tahakkuk ettirilmiş sayılacağı; ikinci fıkrasında da, tahakkuk ettirilen verginin, ayrıca mükellefe tebliği olunmayacağı ve verginin tahakkuk ettirilen günde tebliğ edilmiş sayılacağı açıklanmış; aynı Kanunun 11’inci maddesinde ise, yıl içinde taşıtın esas olan model yılı, cinsi, net ağırlığı, istiap haddi, motor gücü birimi ve azami kalkış ağırlığı gibi unsurlarından herhangi birisinde, verginin artırılması veya azaltılmasını gerektiren bir değişiklik olduğu takdirde, verginin yeni duruma göre ödeneceği belirtilmiştir.
Kanunda, taşıtın vergilendirilmesine esas olan net ağırlığında bir değişiklik olması halinden söz edilip, bu değişikliğe uygun olarak hesaplanan verginin tahakkuk ettirildiği tarihte tebliğ edilmiş sayılacağı belirtilip, bu değişikliklerin ihbarname ile mükellefe bildirileceğine dair herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de; olayda, vergisi ödeme emriyle istenilen taşıtın vergilendirilmesine esas olan net ağırlığında herhangi bir değişiklik olmadığı, söz konusu taşıtın vergilerinin 1560 kg lık net ağırlık üzerinden ödenmekte iken, sonradan, idarece yapılan bir takım araştırmalar sonucu tespit edilen 1850 kg lık ağırlığın esas alınması suretiyle vergilendirildiği ve bu durumun davacı tarafından bilinmesine olanak bulunmadığı dikkate alındığında, yukarıda değinilen 9’uncu madde hükmüne göre tebliğ edilmiş sayılması mümkün olmayan motorlu taşıtlar vergisinin ödeme emri düzenlenmeden önce ihbarname ile ilgilisine tebliği gerektiğinden; mahkeme kararının dava konusu ödeme emrinin motorlu taşıtlar vergisine ilişkin kısmını iptal eden hüküm fıkrası sonucu itibarıyla yerinde görülmüştür.
Dava konusu ödeme emrinin ek motorlu taşıtlar vergisine ilişkin kısmına gelince:
Yargılama Hukukunda, yargı (hüküm), uyuşmazlığı çözmekle görevli ve yetkili yargı yerinin, yargılama sürecinin sonunda ulaştığı “sonuç” tur. Yargı yerinin bu sonuca ulaşırken bir gerekçeye dayanması , hem Anayasamızda, hem de Yargılama Hukukumuzda yer alan ilkelerdendir. Gerekçe, hakimin, önüne gelen uyuşmazlıkla ilgili olarak saptadığı maddi olgular ile verdiği hüküm arasındaki hukuki değerlendirmedir. Başka bir deyişle gerekçe, maddi olgular ile hüküm arasındaki köprüdür. Gerekçe, aynı zamanda kararın hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesine de olanak tanır. Yargılama kararlarının mutlaka gerekçeli olması gerektiği yolundaki ilkenin amacı da budur.
Olayda, mahkemece, dava konusu ödeme emrinin iptaline ilişkin kararda sadece motorlu taşıtlar vergisi ile ilgili olarak gerekçe gösterildiği; ek motorlu taşıtlar vergisi ile ilgili olarak ise herhangi bir gerekçe gösterilmediği görüldüğünden, mahkeme kararının ek motorlu taşıtlar vergisine ilişkin hüküm fıkrasında yukarıda açıklanan ilkeye uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının, motorlu taşıtlar vergisine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin reddine; ek motorlu taşıtlar vergisine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz isteminin ise kabulüne; mahkeme kararının bu hüküm fıkrasının bozulmasına; bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 22.10.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.