Danıştay Kararı 7. Daire 2000/449 E. 2000/2790 K. 17.10.2000 T.

7. Daire         2000/449 E.  ,  2000/2790 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/449
Karar No: 2000/2790

Temyiz İsteminde Bulunan: … Plastik Sanayi Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına tescilli giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın beyan edilen kıymetinin düşük bulunması üzerine, idarece belirlenen kıymet esas alınarak tahakkuk ettirilen ek gümrük vergisi ve katma değer vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55’inci maddesinden bahsedilerek, dosyanın incelenmesinden, davacı Şirket adına yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine ilişkin işlemin davacı Şirketi gümrükte temsile yetkili olan …’a tebliğ edildiği ve bu işleme karşı dava açılmaması nedeniyle, ödeme emri düzenlendiği anlaşılmakta olup, bu durumda kesinleşen amme alacağının tahsili amacıyla davacı Şirket adına düzenlenen ödeme emrinde yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; ek tahakkuka karşı yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin, gümrük işlerini yapan kişiye tebliğ edildiği, bu tebligatın usulsüz olduğu, bu tebligata dayanılarak amme alacağının kesinleştiğinden bahsedilemeyeceği ve tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenemeyeceği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz başvurusu; davacı Şirket adına tescilli giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın beyan edilen kıymetinin düşük bulunması üzerine, idarece belirlenen kıymet esas alınarak tahakkuk ettirilen ek gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istemiyle yapılmıştır.
Gümrük Kanununun 81’inci maddesinde, mükelleflerce yapılan itiraz üzerine verilen kararın, itiraz sahibine bildirileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda ise, davacı Şirket adına yapılan ek tahakkuka karşı, davacı Şirket tarafından itiraz edildiği, itirazın reddine ilişkin kararın şirketin gümrük komisyoncusuna tebliğ edildiği görülmektedir.
Bu durumda, Gümrük Kanunu hükümlerine göre, itirazla ilgili olarak itiraz sahibi bilgilendirilmeden, gümrük komisyoncusuna yapılan tebligata dayanılarak, amme alacağının kesinleştiğinden bahsetmek mümkün değildir.
Açıklanan nedenle, temyiz istemi kabul edilerek, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Mükellef şirketin ithal ettiği eşya sebebi ile tarh edilen ek gümrük vergisi ve katma değer vergisinin tahsili için tanzim ve tebliğ edilen ödeme emri aleyhine açılan davayı reddederek ödeme emrini tasdik eden … Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması talep edilmektedir.
… Vergi Mahkemesi, dava konusu ek gümrük vergileri aleyhine vaki itiraz üzerine itirazı reddeden Gümrükler Baş Müdürlüğü işleminin, davacı Şirketi gümrükte temsile yetkili komisyoncuya tebliğ edildiği ve bu işleme karşı dava açılmadığından tarhiyatın kesinleştiği gerekçesiyle davayı reddederek, ödeme emrini tasdik etmiştir.
Ancak; 1615 sayılı Gümrük Kanununun 166’ncı maddesi ile Gümrük Yönetmeliğinin 1521’inci maddesi amir hükümleri gereğince mükellef şirketi gümrükte temsile yetkili gümrük komisyoncusu, sadece gümrük işlemlerinin yaptırılması bakımından yetkilidir. Yani gümrük beyannamelerinin verilmesi, havale ettirilmesi, muayene ve tahakkuka sevk ettirilmesi gibi, işlemleri yaptırmaya ve bu işlemleri mal sahipleri adına takibe yetkilidirler. Bu işlemlerin dışında mal sahipleri adına mahkemelerde dava açamayacakları gibi, onlar adına ihtilaf konusu vergilere idareye itiraz edemezler ve mükelleflerin yaptığı itirazların reddi halinde, gümrükte temsile yetkili kişiye tebligat da yapılamaz. Yapılırsa kanunen geçerli olmayacağından, dava açma süresini başlatmaz. Bu husustaki tebligat mükellef şirkete yapılmadığından, tarhiyat kesinleşmeyip, ödeme safhasına gelmediğinden, henüz tahakkuk etmemiş, yani kesinleşerek ödeme safhasına gelmemiş bir borç için tanzim ve tebliğ edilen ödeme emri aleyhine açılan davayı reddederek ödeme emrini tasdik eden … Vergi Mahkemesi kararı; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58’inci maddesi 1’inci fıkrası amir hükmüne aykırı bulunduğundan, temyiz talebinin kabulü ile … Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacı Şirket adına tescilli giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden mahkeme kararının bozulması istemini içermektedir.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 78’inci maddesinde, mükelleflerin gümrük vergisi tahakkuklarına karşı hangi sebeplerle itiraz edebilecekleri; 79’uncu maddesinde, itirazın yazılı imza veya yazılı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yapılabileceği; 81’inci maddesinde ise, itiraz sonuçlarının itiraz sahibine tebliğ edileceği belirtilmiş; Gümrük Yönetmeliğinin 1521’inci maddesinde de, gümrük komisyoncularının mal sahipleri tarafından genel ve özel surette vekil tayin edilmedikleri takdirde, yalnız işlemi kovalama bakımından vekaleti haiz bulundukları hükmü yer almıştır. Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; gümrük vergisi tahakkuklarına karşı yapılan itiraz üzerine, Gümrük Başmüdürlüğü veya Genel Müdürlüğünce, verilen kararın tebliğinin, gümrük komisyoncusuna değil, itiraz sahibine yapılması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirket adına tescilli giriş beyannamesi muhteviyatı eşyanın beyan edilen kıymetinin düşük bulunması üzerine, idarece belirlenen kıymet esas alınarak yapılan ek tahakkuka karşı davacı Şirket tarafından itirazda bulunulmasına karşın, Gümrükler Başmüdürlüğünün itirazın reddine dair 27.4.1999 gün ve 6 sayılı kararının, şirkete değil, beyannamenin tescili sırasında ithalat işlemlerini takiple yetkilendirilen gümrük komisyoncusu … ‘a, 7.5.1999 tarihinde, elden tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dolayısıyla, ortada usulüne uygun tebligat bulunmadığından, kamu alacağının tahsili kabil hale geldiğinden söz edilmesi ve tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanaklı değildir. Bu itibarla, aksi yolda verilen mahkeme kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 17.10.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.