Danıştay Kararı 7. Daire 2000/4277 E. 2002/2325 K. 10.06.2002 T.

7. Daire         2000/4277 E.  ,  2002/2325 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/4277
Karar No: 2002/2325

Temyiz İsteminde Bulunan: Nakil Vasıtaları Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Birliği İstanbul Eczacı Odası
İstemin Özeti : Davacı Kurumca satın alınan araca ilişkin olarak taşıt alım ve ek taşıt alım vergisi tahakkuk ettirilmesi yolunda tesis edilen işlemi; vergi mükellefi olmayan Odanın kamu yararına kurulan ve kamu hizmeti veren hizmet bakımından yerinden yönetim kuruluşu olduğu anlaşılmakla, yerel bakımdan yerinden yönetim kuruluşları gibi vergiden muaf olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; … Birliği Odasının 1318 sayılı Finansman Kanununda sayılan muafiyet veya istisnalar kapsamına girmediğini ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: 1318 sayılı Finansman Kanununun 3’üncü maddesinde taşıt alım vergisinden muaf veya istisna tutulan kurum ve kuruluşlar belirtilmiş olup, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları maddede sayılan bu kamu kurum ve kuruluşları içerisinde yer almamıştır. Dolayısıyla kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından olan … Birliğinin taşıt alım ve ek taşıt alım vergisinden muaf olmadığı sonucuna varılmakla, aksi yolda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Vergi Ödevi” başlıklı 73’üncü madesinin 3’üncü fıkrasında, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulup, değiştirileceği veya kaldırılacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre, vergi ve benzeri yükümlülüklerle ilgili yasa hükümlerinin yorum yoluyla genişletilmesi suretiyle vergi konulması ve istisna veya muafiyet tanınmak suretiyle vergisel yükümlülüklerin kaldırılması, olanaklı bulunmamaktadır.
1318 sayılı Finansman Kanununun 3’üncü maddesinin (a) bendinde; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyelerle köy tüzel kişiliklerince iktisap edilerek bu daire ve idareler adına kayıt ve tescil edilen (Bu dairelere bağlı olup ayrı tüzel kişiliği bulunan iktisadi işletmeler ile özel kanunlarında malları Devlet malı sayılmış olan kuruluşların taşıtları hariç) taşıtların taşıt alım vergisinden muaf olduğu; son fıkrasında ise, taşıt alım vergisi ile ilgili muaflık ve istisna hükümlerinin bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği; Kanunda yer almayan istisna ve muaflıkların hükümsüz olduğu belirtilmiştir.
Davacının bağlı bulunduğu … Birliği, Anayasanın 135’inci maddesi anlamında kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olduğu kuşkusuzdur. Ancak, 1318 sayılı Kanunun taşıt alım vergisine ilişkin muafiyet ve istisnaları düzenleyen 3’üncü maddesinin anılan (a) bendinde, bu vergiden muaf kuruluşlar arasında, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşların sayılmamıştır. Bu yasal duruma karşın, Mahkemece, hizmet yerinden yönetim kuruluşlarının, yerel yerinden yönetim kuruluşları (belediyeler) gibi taşıt alım vergisinden muaf olduklarının kabulü, yorum yoluyla muafiyet ve istisnaların genişletilme niteliğinde olduğundan, “verginin kanuniliği ilkesine” aykırıdır. Bu bakımdan; açıklanan şekilde verilen kararda isabet görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine mahkemece yeniden karar verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 10.6.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.