Danıştay Kararı 7. Daire 2000/4022 E. 2002/2790 K. 16.09.2002 T.

7. Daire         2000/4022 E.  ,  2002/2790 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/4022
Karar No: 2002/2790

Temyiz İsteminde Bulunan: Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
İstemin Özeti : Davacı adına, 1995 yılının Aralık, 1996 yılının Ocak dönemleri için salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi cezası ve gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini; ilanen tebliğ yolunun yükümlünün adresinin bilinmediği durumlara ilişkin tebliğ şekli olduğu, ödeme emri davacının bilinen adresine tebliğ edilebildiğine göre, ihbarnamelerin de bu adrese tebliği gerektiği, ihbarname tebliği usulsüz olduğundan kamu alacağının usulüne uygun gerçekleşmediği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; davacının bilinen adreslerinde bulunmaması nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 103’üncü maddesi uyarınca ilanen yapılan tebligat üzerine tahsil edilebilir duruma gelen kamu alacağı için, düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: 213 sayılı Kanunun 103’üncü maddesinde öngörülen ilanen tebliğ üzerine, kesinleşen kamu alacağının tahsili için düzenlenen ödeme emirlerini iptal eden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz istemi; davacı adına, 1995 yılının Aralık, 1996 yılının Ocak dönemleri için salınan katma değer vergisi ile kesilen vergi cezası ve hesaplanan gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini iptal eden mahkeme kararının bozulmasına ilişkindir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 103’üncü maddesinde, muhatabın adresinin hiç bilinmemesi, bilinen adresinin yanlış veya değişmiş olması ve bu yüzden gönderilmiş olan mektubun geri dönmesi, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğe imkan bulunmaması, yabancı memlekette bulunanlara tebligat yapılmasına imkan bulunmaması durumlarında tebligatın ilan yoluyla yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emri ile istenen kamu alacağına ilişkin vergi ve ceza ihbarnamelerinin davacının tarh dosyasında gösterilen “… Bulvarı, …, … ve …” adreslerine tebliğ edilmek üzere gönderildiği; ancak, muhatabın adreste bulunamaması nedeniyle tebligat yapılamadığından, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 103’üncü maddesi uyarınca ilanen tebliğ yoluna gidildikten sonra ödeme emri düzenlendiği; ödeme emrinin tahakkuk aşamasından sonra bildirilen adrese tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; ilanan tebligatta herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından, tahsil edilebilir hale gelen vergi ve cezaların tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptal eden mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz istemin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 16.9.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.