Danıştay Kararı 7. Daire 2000/3899 E. 2002/2966 K. 26.09.2002 T.

7. Daire         2000/3899 E.  ,  2002/2966 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/3899
Karar No: 2002/2966

Temyiz İsteminde Bulunan: Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına İzmir Gümrük Müdürlüğü
Karşı Taraf : …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : İzmir Gümrük Müdürlüğünde tescilli … gün ve … sayılı giriş beyannamesi ile geçici olarak ithal edilen eşyaların kanuni yurtta kalma süresi sona erdikten sonra, yurt dışı edilmediği ve süre uzatma talebinde de bulunulmadığından bahisle, giriş esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla tesis edilen işleme vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davada; olay tarihinde yürürlükte bulunan 1615 sayılı Gümrük Kanununun 81’inci maddesiyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14 ve 15’nci maddelerinden bahisle, olayda, uyuşmazlığa konu edilen vergiye yapılan itiraz hakkında miktar itibarıyla karar vermeye Gümrükler Genel Müdürlüğünün yetkili olduğu; bu sebeple ek tahakkuka yapılan itirazın yerinde görülmemesi üzerine gümrük müdürlüğünce verilecek karara karşı mükelleflerin Genel Müdürlüğe itiraz haklarının bulunduğu; itiraz hakkında yetkili makam olan Gümrükler Genel Müdürlüğünce tesis edilmiş bir işlem mevcut olmadıkça idari başvuru yollarının tüketildiğinin düşünülemeyeceği gerekçesiyle, dava dilekçesi ve eklerinin Gümrükler Genel Müdürlüğüne gönderilmesine ilişkin … Vergi Mahkemesinin … E:…; K:… sayılı kararının; davacının, şartların ihlali halinde 1615 sayılı Kanunun 149’uncu maddesine göre işlem yapılmasını verdiği taahhütnamede kabul ettiği; yapılan işlemin yasal olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, geçici olarak yurda getirilen eşyanın, giriş esnasında gümrük vergi ve resimlerinin teminata bağlandığı, süresi içinde yurt dışı edilmediğinden bahisle de, 6183 sayılı Kanunun, teminatlı kamu alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin 56’ncı maddesi uyarınca işlem tesis edilerek yükümlüye tebliğ edildiği anlaşılmış olup, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada, işin esasına girilerek geçici ithal rejimi şartlarına aykırı davranılıp davranılmadığı hususları incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yükümlünün itiraz yollarına gitme hakkının ortadan kaldırılmasının yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 1615 sayılı Gümrük Kanununun 118’inci maddesinde, ham, yarı mamul veya mamul maddeleri dışarıdan getirterek memleket içinde, başkaca maddeler katılmış olsun olmasın tamamlayıcı veya değerlendirici ya da değiştirici az veya çok bir işçilik gördükten sonra yarı mamul veya mamul hale getirilen eşya ile bunların ihracında ambalaj maddesi olarak kullanılmak veya üzerlerine takılmak amacıyla ithal edilecek eşyanın geçici kabul rejiminden yararlanacağı; bu eşyanın, iki yıl içinde ihraç ve vergilerinin Bakanlıkça kabul ve tespit edilecek esas ve şartlar dairesinde teminata bağlanması gerektiği; 77’nci maddesinde, gümrük vergisi ve diğer vergilerin, tahakkuk ettirilip aynı kanunun 73’üncü maddesi gereğince ödenmeden veya teminata bağlanmadan ve gümrüğün izni olmadan, eşyanın gümrük denetlemesinde serbest bırakılamayacağı ve sahibine teslim edilemeyeceği belirtilmiş; Gümrük Yönetmeliğinin 879’uncu maddesinde de, geçici kabul veya geçici muaflık rejimine tabi eşyanın girişinde tahakkuk ettirilen vergi ve resimlerin yönetmelikte belirtilen teminat cinslerinden biriyle teminata bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Gümrük Kanununun 78’inci maddesinin 5’inci fıkrasında, gümrük vergisi tahakkuklarına karşı yapılacak itirazın sebepleri arasında muaflık hükümlerinin yerine getirilmemiş veya yanlış tatbik edilmiş olması hususları sayıldıktan sonra, 79’uncu maddesi ile 84’üncü maddesinde, itiraz yolunun ne şekilde işleyeceği hüküm altına alınmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 54’üncü maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının, tahsil dairesince cebren tahsil edileceği, 55’inci maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun ödeme emri ile tebliğ olunacağı, 56’ncı maddesinde ise, karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 7 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağının borçluya bildirileceği, 7 gün içinde borç ödenmediği takdirde, teminatın, anılan kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağının tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelemesinden; gümrük giriş beyannamesi ile 1615 sayılı Kanunun 118’inci maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca geçici olarak ithal edilen eşyanın gümrük vergi ve resimlerinin ithalat esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlandığı; anılan eşyanın kanuni yurtta kalma süresi içerisinde yurt dışı edilmediği veya süre uzatma talebinde bulunulmadığından bahisle, geçici ithal esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan gümrük vergi ve resimlerinin tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanunun 56’ncı maddesi uyarınca işlem tesis edilerek ve itirazda bulunulacaksa bir ay içerisinde itiraz edilmesi gerektiği hususu da belirtilerek davacıya tebliğ edildiği; davacı tarafından yapılan itirazın reddi üzerine de, bu karara karşı dava açıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda değinilen yasal düzenlemelere göre; geçici olarak yurda getirilen eşyalara ait gümrük vergi ve resimlerinin giriş esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanması; geçici ithal rejimi şartlarına aykırı davranılması durumunda ise, başlangıçta tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan vergi ve resimlerin, 6183 sayılı Kanunun teminatlı alacakların takip ve tahsiline ilişkin 56’ncı maddesine göre işlem yapılması gerekmektedir.
Bu bakımdan, gümrük vergi ve resimlerinin tahakkukuna değil, geçici olarak ithal edildiği sırada tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan vergi ve resimlerin tahsili amacıyla yukarıda sözü edilen 6183 sayılı Kanunun 56’ncı maddesi uyarınca tesis edilen işleme karşı, doğrudan idari dava yoluna gidilmesi gerekirken 1615 sayılı Kanunda öngörülen itiraz yollarına başvurulması isabetli değildir.
Öte yandan; üst makam mevcut iken işlemi tesis eden makama yapılan başvuru, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11’inci maddesi uyarınca işlemekte olan dava açma süresini durdurmayacağından; davacı Şirketin söz konusu başvurusunun anılan yasal düzenlemeye göre yapılmış kabulü de olanaklı değildir.
Bu durumda; geçici ithal esnasında tahakkuk ettirilerek teminata bağlanan vergi ve resimlerin tahsili amacıyla tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada, geçici ithal rejimi şartlarına aykırı davranılıp davranılmadığı hususu araştırılarak, bu araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dava dilekçesi ve eklerinin Gümrükler Genel Müdürlüğüne gönderilmesi yönünde verilen Mahkeme kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne; Mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 26.9.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.