Danıştay Kararı 7. Daire 2000/31 E. 2000/2801 K. 17.10.2000 T.

7. Daire         2000/31 E.  ,  2000/2801 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/31
Karar No: 2000/2801

Temyiz İsteminde Bulunan: …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Haydarpaşa Giriş Gümrük Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı Şirket adına tescilli giriş beyannamesi muhteviyatı eşyaya ilişkin olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin gümrük müdürlüğüne ödenmesi gerektiği yönünde tesis edilen 3.2.1999 gün ve 4.06.10.09 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davayı; Gümrük Kanunu hükümlerine göre, davacı şirket adına yapılan ek tahakkuka vaki itirazın reddine ilişkin işleme karşı dava açılması gerektiği; olayda ise, davacı şirket tarafından 638.475.000.- lira katma değer vergisi tahakkukuna karşı itirazda bulunulduğu; itirazın incelenmesi sonucu, ek tahakkukun 140.944.000.- liraya düşürüldüğü; davacı şirketin, bu işleme karşı da, 15 günlük süre içinde itiraz hakkı olduğu halde, doğrudan dava açtığı; 15 günlük süreden sonra dava açılması nedeniyle, ortada idari merci tecavüzü de bulunmadığı gerekçesiyle incelenmeksizin reddeden, …’nci Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; davacı şirket adına yapılan ek tahakuka karşı itirazda bulunulduğu, bu itiraz sonuçlanmadan yeniden yapılan ek tahakkuka karşı açılan davada işin esasının incelenmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Uyuşmazlık, davacı Şirket adına tahakkuk ettirilen verginin terkini istemiyle açılan davayı; incelenmeksizin reddeden kararın bozulması istemine ilişkindir.
Davacı şirket adına tahakkuk ettirilen 638.475.000.- lira katma değer vergisine karşı süresi içinde itiraz edildiği, itiraz sonuçlanmadan, Gümrükler Genel Müdürlüğünün yazısına göre yeniden yapılan tahakkukun gümrük müdürlüğüne ödenmesi için davacı adına işlem tesis edildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemde, davacı Şirketi itiraza yönlendiren herhangi bir ibare bulunmaması, işleme karşı doğrudan dava açılabileceğini göstermekte olup, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Mükellefin ithal ettiği malların beyan edilen değeri düşük görülerek beyan edilen kıymet ile takdir edilen kıymet arasındaki fark üzerinden tarh ve tebliğ edilen 638.475.000,- lira gümrükte alınan katma değer vergisi ek tarhiyatına vaki itiraz üzerine itirazın kısmen kabulü ile yeniden yapılan hesaplama ile salınan 140.944.000,- lira gümrükte alınan katma değer vergisi aleyhine açılan davayı idareye müracaat edilmeden açıldığı gerekçesiyle incelemeden reddeden … Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması talep edilmektedir.
Dava konusu gümrükte alınan katma değer vergisi ek tarhiyatına karşı idareye vaki itiraz üzerine idarece itirazın kısmen kabulü ile yeniden yapılan hesaplama üzerine tarh edilen 140.944.000,- lira gümrükte alınan katma değer vergisi aleyhine açılan davada; 1615 sayılı Gümrük Kanununun 78’inci maddesi ile Gümrük Yönetmeliğinin 409’uncu maddesi gereğince vaki müracaatın kısmen reddi üzerine, gümrük idaresine tekrar tekrar müracaat öngörülmediği cihetle açılan davayı tekrar idareye yeni bir müracaat yapılmadığı gerekçesiyle incelemeden reddeden … Vergi Mahkemesi kararı, 1615 sayılı Gümrük Kanununun 78’inci maddesi ile Gümrük Yönetmeliğinin 409’uncu maddesi hükümlerine aykırı bulunduğundan, temyiz talebinin kabulü ile … Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacı Şirket adına tescilli giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin gümrük müdürlüğüne ödenmesi gerektiği yönünde tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı incelenmeksizin reddeden mahkeme kararının bozulması istemini içermektedir.
1615 sayılı Gümrük Kanununun 78’inci maddesinde, mükelleflerin gümrük vergisi tahakkuklarına karşı hangi sebeplerle itiraz edebilecekleri; 79’uncu maddesinde, itirazın yazılı imza veya yazılı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yapılabileceği; 81’inci maddesinde ise, itiraz sonuçlarının itiraz sahibine tebliğ edileceği belirtilmiş; Gümrük Yönetmeliğinin 413’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında, belge ve örnekler üzerinde yapılan incelemeler sonunda, Başmüdürlüklerce veya Genel Müdürlükçe mükellef itirazının ret veya kabul olunacağı veyahut ayrı bir uygulama kararına varılacağı ve durumun ilgili gümrüğe ve bu kanal ile mükellefe bildirileceği; 3’üncü fıkrasında, mükellefin itirazı yerinde görüldüğü veya varılan ayrı uygulama kararı mükellefçe kabul olunduğu takdirde, tahakkukun buna göre düzeltileceği açıklandıktan sonra, 414’üncü maddesinde de, mükelleflerin, Genel Müdürlük kararlarına karşı idari yargı yoluna başvurabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, gümrük vergisi tahakkuklarına karşı yapılan itiraz sonucunda, itirazı karara bağlamakla görevli ve yetkili mercilerin, itirazın reddi, kabulü veya ayrı bir uygulamaya varılması yolunda kararlar tesis edebilecekleri sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar, Gümrük Kanununun 81’inci maddesinde, itiraz sahibinin, ayrı uygulama kararına karşı, bildirilme tarihinden itibaren onbeş gün içinde ilgili gümrüğe müracaat ederek itirazında ısrar edebileceği belirtilmiş ise de; 2576 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle bu hükmün uygulama alanı kalmadığından,bu kararlara karşı doğrudan idari dava açılması olanaklı bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirkete tebliğ edilen 638.475.000.- lira katma değer vergisi tahakkukuna karşı yapılan itiraz üzerine, vergi miktarının Gümrükler Genel Müdürlüğünün 4.12.1998 gün ve 37554 sayılı kararına göre yeniden değerlendirildiği; ayrı uygulama kararına varılarak, tahakkukun 140.944.000.- liraya indirildiği ve buna karşı süresi içinde idari dava açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda; söz konusu işlemin iptali istemiyle doğrudan dava açılmasında usulsüzlük bulunmadığından, 15 gün içinde itirazda bulunulmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddi yolunda verilen kararda yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabülüne; işin esasının incelenerek yeniden bir karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 17.10.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.