Danıştay Kararı 7. Daire 2000/2506 E. 2002/1965 K. 20.05.2002 T.

7. Daire         2000/2506 E.  ,  2002/1965 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/2506
Karar No: 2002/1965

Temyiz İsteminde Bulunan: … Dış Ticaret Yatırım Sanayi Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Bölge Gümrük Müdürlüğü
İstemin Özeti : Yatırım teşvik belgesine dayanılarak Mersin Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünde tescil edilen 22 beyanname kapsamında vergiden muaf olarak ithal edilen karkas dana etlerin, davacı Şirkete ait tesislerde işlenmeden satıldığının tespit edildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen tutarın geç ödenmesi nedeniyle faiz ve gecikme zammı istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; olayda, tahakkuk işlemlerine karşı açılan davaların reddine karar verilmesi üzerine, tahakkuk ettirilen tutarın davacı Şirket tarafından ödendiğinin anlaşıldığı; bu durumda, faiz ve gecikme zammı istenilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 1615 sayılı Gümrük Kanununun 88’inci maddesinde, ödenmeyen gümrük vergisi ve diğer vergilerle gerek bunlara ilişkin, gerek bu kanuna göre karara bağlanmış para cezalarının, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre gümrük idaresince kovuşturulacağı belirtilmiş; aynı Kanunun “Faizler” başlığını taşıyan 176’ncı maddesinde de;
“Bu kanuna göre;
1. Eşyanın yurda ithali sırasında tahakkuk ettirilip tahsili gereken vergiler için, nakitten gayri şekilde teminat, taahhütname ve teminatlı borç senedi verildiği takdirde bunların kabulü tarihinden itibaren,
2. Yurda muvakkat ve muayyen bir süre kalmak üzere vergileri nakitten gayrı şekilde teminat veya taahhüde bağlanarak giren eşya, süresi içinde zorlayıcı sebepler olmamasına rağmen yurt dışı edilmediği veya antrepo veya gümrükçe müsaade olunan mahallere konulmadığı takdirde, buna terettüp eden vergilere ilaveten teminat veya taahhüdün verildiği tarihten itibaren,
3. Eşyanın vergileri ve resimleri ertelendiğinde erteleme tarihinden itibaren, başlamak üzere, geçen süreye ait faiz, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48’inci maddesine göre Bakanlıkça tespit ve tahakkuk ettirilerek tahsil olunur.” hükmü yer almıştır.
Öte yandan; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51’inci maddesinde ise; amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı %9 (95/7138 sayılı B.K.K. ile %10) gecikme zammı tatbik olunacağı, ay kesirlerinin tam ay olarak hesap edileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; 27.8.1993 gün ve 34121 sayılı yatırım teşvik belgesine dayanılarak Mersin Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünde tescil edilen 22 adet beyanname kapsamında kendi tesislerinde işlenerek satışa sunulmak koşuluyla vergiden muaf olarak ithal edilen karkas dana etlerinin davacı Şirkete ait tesislerde işlenmeden satıldığının tespit edildiğinden bahisle adına yapılan tahakkuk işlemlerine karşı açılan davaların reddedilmesi sonucu tahakkuk ettirilen miktarlar ödenmekle birlikte, ödeme tarihine kadar geçen süre için hesaplanacak gecikme zammının bildirilmesi istemiyle başvuruda bulunan davacı Şirket adına davalı idare savunmasında da belirtildiği gibi, 6183 sayılı Yasanın 48 ve 51’inci maddesi uyarınca faiz ve gecikme zammı tahakkuk ettirilerek tebliğ olunduğu anlaşılmıştır.
6183 sayılı Yasanın 51’inci maddesi uyarınca hesaplanacak gecikme zammının aynı kanununun 37’nci maddesi uyarınca belirlenecek vade tarihinin bitiminden itibaren ve ödememe durumunun devam etmemesi koşuluyla hesaplanması gerekmektedir.
Bu itibarla, dava hakkında; gecikme zammı ve gecikme faizinin hesaplanmasında yukarıda belirtilen hususlara uyulup uyulmadığının araştırılması sonucunda karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçeyle verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 20.5.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.