Danıştay Kararı 7. Daire 2000/2004 E. 2002/1097 K. 14.03.2002 T.

7. Daire         2000/2004 E.  ,  2002/1097 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/2004
Karar No: 2002/1097

Temyiz İsteminde Bulunan: Şükrü Kanatlı Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Limited Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı adına fatura düzenleyen alt firmanın kesinleşen vergi borçlarının, anılan firmadan tahsil edilemediğinden bahisle, müteselsil sorumlu sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla uygulanan haciz işlemini; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11’inci maddesini açıklayarak aynı kanunun 4’üncü maddesine göre, vergi dairesinin, mükellefi tespit eden, vergiyi tarh ve tahakkuk ettirerek tahsil eden daire olduğu; mükelleflerin vergi uygulaması bakımından hangi vergi dairesine bağlı olduklarının vergi kanunları ile belirleneceği; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 43’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında da, katma değer vergisinin, mükelleflerin iş yerinin bulunduğu yer vergi dairesince tarh olunacağının belirtildiği; dosyanın incelenmesinden, Şükrü Kanatlı Vergi Dairesi tarafından kendi mükellefi olan … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine ait vergi borçlarının anılan Şirketten tahsil edilemediğinden bahisle müteselsil sorumlu sıfatıyla, Liman Vergi Dairesinin mükellefi olan davacı Şirketten tahsil edilmesi amacıyla ödeme emri düzenlenip tebliğ edildiğinin anlaşıldığı; yukarıda belirtilen yasa hükümlerine göre, Hazineye intikal etmeyen vergi alacağının müteselsil sorumlu olan kişiden tahsili işlemlerinin asıl borçlunun bağlı olduğu vergi dairesince değil, müteselsil sorumlunun bağlı bulunduğu vergi dairesince gerçekleştirilmesinin icap ettiği; aksi bir uygulamaya 6183 sayılı Kanunun 5’inci maddesinin de cevaz vermeyeceği; bu durumda yetkisiz makamca düzenlenen ödeme emrinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; yapılan işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun cebren tahsil ve şekilleri başlıklı 54’üncü maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının, tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı, cebren tahsilin 1) amme borçlusu tahsil dairesine teminat göstermişse, teminatın paraya çevrilmesi yahut kefilin takibi, 2) amme borçlusunun borcuna yetecek miktardaki mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi, 3) gerekli şartlar bulunduğu takdirde borçlunun iflasının istenmesi, şekillerinden herhangi birinin tatbiki suretiyle yapılacağı; 55’inci maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 56’ncı maddesinde ise, karşılığında teminat gösterilmiş bulunan amme alacağı vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 7 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerle cebren tahsile devam olunacağının borçluya bildirileceği, 7 gün içinde borç ödenmediği takdirde, teminatın anılan kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağının tahsil edileceği; 62’nci maddesinde de, borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı hükme bağlanmıştır. 6183 sayılı Kanunun amme alacağının cebren tahsiline ilişkin kısmının, cebren tahsil ve takip esasları başlıklı birinci bölümünde yer alan bu düzenlemelere göre, cebren tahsil yollarına başvurulabilmesi için öncelikle, cebren takip usulleri olan ödeme emri tebliği ya da alacak teminata bağlanmış ise borcun ödenmemesi halinde teminatın paraya çevrileceği hususunun tebliği gerekir.
Olayda, davacı Şirket tarafından, haciz işleminden önce kendilerine herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmediği ileri sürüldüğünden ve davalı idarece de bu durumun aksi iddia edilmediğinden, ödeme emri tebliğ edilmeden, doğrudan uygulanan haciz işleminde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine, 14.3.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.