Danıştay Kararı 7. Daire 2000/1755 E. 2000/3107 K. 07.11.2000 T.

7. Daire         2000/1755 E.  ,  2000/3107 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/1755
Karar No: 2000/3107

Temyiz İsteminde Bulunan: …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Yeditepe Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı adına salınan veraset ve intikal vergisi, mali denge vergisi ve eğitime katkı payı ile kesilen usulsüzlük cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; olayda, davacı tarafından muristen intikal eden gayrimenkulün vergi dairesine beyan edildiği, beyan üzerine tahakkuk işlemlerinin yapıldığı, tahakkuk işlemine karşı, beyannamede gayrimenkulün değerinde hata yapıldığı ileri sürülerek açılan davada, mahkemece davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla kamu alacağının temyiz edilmeyen mahkeme kararı ile kesinleştiğinin anlaşıldığı, kesinleşen kamu alacağının ödeme emri ile istenilmesinde mevzuata aykırılık görülmediği, davacının iddialarının, ödeme emri safhasında ileri sürülebilecek nitelikte olmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; düzeltme isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan ilk davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiğinden, ödeme emrinin iptali istemiyle açılan bu davada işin esasının incelenmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, murisin 12.4.1981 tarihinde vefatı üzerine mirasçılara veraset yoluyla intikal eden gayrimenkul nedeniyle 7.9.1998 tarihinde verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde, gayrimenkulün intikal ettiği 1981 yılına ilişkin rayiç bedel (1.000.000.-lira) yerine, 1998 yılına ilişkin emlak vergisi beyannamesinde gösterilen (1.500.000.000.-lira) rayiç bedelin beyan edilmesinden sonra, aynı gün vergi dairesine verilen dilekçe ile bu yanlışlıktan söz edilerek düzeltme beyannamesi verildiği; düzeltme isteminin vergi dairesince reddine dair işlemin, beyan üzerinden yapılan tarhiyata ilişkin tahakkuk fişleri ve vergi ceza ihbarnameleriyle birlikte davacıya tebliği üzerine de, düzeltme isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, Vergi Mahkemesince, süre aşımı sebebiyle reddolunduğu; dosyada, bu karar üzerine kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın reddine dair Vergi Mahkemesi kararının temyizen bozulmasının istenildiği anlaşılmıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58’inci maddesinde; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği belirtilmiş olup; davada, ileri sürülen ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 124’üncü meddesi uyarınca yapılacak idari başvurulara konu edilebilecek nitelikte olan, ölüme bağlı intikallerde, gayrimenkullerin ölüm tarihi itibarıyla değerlendirilmesi gerektiği halde, 12/4/1981 tarihinde veraset yoluyla kendisine intikal eden taşınmaz için 1981 yılına ait vergi değeri olan 1.000.000.- lira yerine yanlışlıkla 1998 yılı için saptanan vergi değeri olan 1.500.000.000.- liranın beyana esas alındığı yolundaki iddianın, sözü geçen 58’inci maddede ödeme emrine karşı ileri sürülebileceği açıklanan iddialardan olmaması sebebiyle, vergi mahkemesince, davanın reddinde isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddine; mahkeme kararının onanmasına, … lira maktu karar harcının temyiz edenden alınmasına, 7.11.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AYRIŞIK OY
Temyiz başvurusu; 1981 yılında veraset yoluyla intikal eden taşınmaz için 1998 yılında verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde gösterilen rayiç bedel üzerinden salınan vergi ve kesilen vergi cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın reddine dair vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
Her ne kadar, davacı tarafından veraset ve intikal vergisi beyannamesinde gayrimenkulün rayiç bedeli konusunda yanlışlık yapıldığı ileri sürülerek düzeltme isteminde bulunulmuş ve bu istemin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmiş ise de; yükümlüye 1981 yılında intikal eden taşınmazın beyan edilmesi gereken değerinin yasanın açık hükmü gereği, o yıla ilişkin değeri olması, diğer taraftan Dairemizce verilen 24.11.1999 gün ve E:1999/1106; K:1999/3863 sayılı kararda bu şekilde yapılan hatalı bir beyanın Vergi Usul Kanununun “Hesap hataları” başlıklı 117’nci maddesinin 1’inci fıkrasında tanımlanan anlamda matrah hatası olarak kabul edilmiş bulunması karşısında ödeme emrinin iptali istemiyle açılan işbu davada, 12.4.1981 tarihinde veraset yoluyla intikal eden taşınmaz için 1981 yılı vergi değeri (1.000.000.-lira) yerine, 1998 yılı için hesaplanan vergi değerinin (1.500.000.000.-liranın) beyan edildiği yolundaki iddianın, 6183 sayılı Kanunun 58’inci maddesinde sayılan ödeme emrine itiraz sebeplerinden “borcum yoktur” kapsamında incelenmesi gerekir.
Açıklanan nedenle, temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile aksi yolda verilen karara katılmıyorum.