Danıştay Kararı 7. Daire 2000/1091 E. 2000/3177 K. 13.11.2000 T.

7. Daire         2000/1091 E.  ,  2000/3177 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/1091
Karar No: 2000/3177

Temyiz İsteminde Bulunan: Maliye Bakanlığı
Karşı Taraf : … Üniversitesi Rektörlüğü
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı kurum tarafından satın alınan binek otomobillerine ilişkin olarak yapılan taşıt alım vergisi ve ek taşıt alım vergisi tahakkukuna yönelik işlemin iptali ile yasal faize hükmedilmesi istemiyle açılan davada; 1318 sayılı Finansman Kanununun 3’üncü maddesinin (a) bendinde, genel bütçeye dahil daireler adına kayıt ve tescil edilen araçların taşıt alım vergisinden muaf olduğunun belirtildiği, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 56’ncı maddesinin (b) fıkrasında, üniversitelerin, genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetlerden, istisnalardan ve diğer kolaylıklardan aynen yararlanacağının; Ek 7’nci maddesinde de, vakıflarca kurulacak yüksek öğretim kurumlarının, bu kanunun 56’ncı maddesinde yer alan mali kolaylıklardan, muafiyetlerden ve istisnalardan aynen istifade edeceklerinin hükme bağlandığı; olayda, davacı kurumun bir vakıf üniversitesi olduğu tartışmasız bulunduğundan, Ek 7’nci maddesinin atıf yaptığı 56’ncı maddenin (b) fıkrasında düzenlenen muafiyet hükmünden aynen yararlanması icap ettiği; gerek muafiyet hükmünün düzenleniş biçiminin, gerekse Yükseköğretim Kanununun özel bir kanun olma niteliğinin; 1318 sayılı kanunun 3’üncü maddesinde yer alan “bu kanunda yer almayan istisna ve muaflıklar hükümsüzdür” ibaresinin, Ek 7’nci madde ile getirilen muafiyet hükmünü etkileyeceği tarzındaki bir yoruma müsait bulunmadığı, mevcut düzenlenme kanun koyucunun vakıflarca kurulacak üniversitelere muafiyet tanıma iradesi taşıdığını ortaya koyduğundan, dava konusu işlemde isabet görülmediği; yasal faiz istemine gelince; olay tarihi itibarıyla, fazladan alındığı anlaşılan vergilerin iadesinde faiz hesaplanacağına dair herhangi bir düzenleme bulunmadığından bu istemin yerinde görülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile dava konusu işlemin iptaline; yasal faiz istemine yönelik davanın ise reddine dair, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının, dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının; 1318 sayılı Kanunda yer almayan istisna ve muaflıkların hükümsüz olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacı kurumca satın alınan binek otomobillere ilişkin olarak tahsil edilen taşıt alım ve ek taşıt alım vergilerinin yasal faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkin şikayet başvurusunun reddine dair Maliye Bakanlığı işleminin iptali ve yasal faize hükmedilmesi istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptaline dair vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkin olup; dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından şikayet başvurusunun sebebi olarak, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu hükümleri uyarınca, taşıt alım ve ek taşıt alım vergilerinden muaf tutuldukları halde anılan vergilerin tahsil edilmiş olmasının gösterildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 122’nci maddesinde, mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilecekleri; 124’üncü maddesinde de, vergi mahkemelerinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri açıklanmıştır. Bu maddeler uyarınca düzeltilmesi vergi dairelerinden istenebilecek vergi hatasının tanımı ise, aynı Kanunun 116’ncı maddesinde, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenilmesi olarak yapıldıktan sonra, 117’nci ve 118’inci maddelerinde de, hesap hataları ile vergilendirme hatalarının neler olduğu gösterilmiş bulunmaktadır.
Söz konusu maddelerin incelenmesi durumunda görüleceği üzere; Vergi Usul Kanununun yukarıda açıklanan 122’nci ve 124’üncü maddelerine göre idareden düzeltilmesini isteme hakkı doğuran vergi hataları, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin anılan Kanunun 3’üncü maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurmadan, ilk bakışta, anlayabileceği açıklıktaki vergilendirme yanlışlıklarıdır.
Olayda; düzeltilmesi istenilen hata, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 56’ncı maddesinde yer alan üniversitelerin genel bütçeye dahil kamu kurum ve kuruluşlarına tanınan mali muafiyetlerden, istisnalardan ve diğer kolaylıklardan aynen yararlanacağı yolundaki düzenlemenin davacı hakkında uygulanmamasından kaynaklanmıştır.
Söz konusu yasa hükmünün olaya uygulanması, 1318 sayılı Finansman Kanunu kapsamında muafiyet olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğinin belirlenmesine bağlı bulunmaktadır. Bu belirleme ise, anılan düzenlemenin hukuksal yorumu ile sağlanabilecek nitelikte olduğundan; davada ileri sürülen hata, açıklanan yasal hükümlerin aradığı anlamda vergi hatası değildir.
Bu durumda, ileri sürülen hatanın düzeltme ve şikayet yoluyla giderilmesi imkanı bulunmadığından, Maliye Bakanlığına şikayet yoluyla yapılan başvurunun reddine dair işlemde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 13.11.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AZLIK OYU : İleri sürülen iddialar, mahkemece kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.