Danıştay Kararı 7. Daire 2000/1084 E. 2000/3088 K. 06.11.2000 T.

7. Daire         2000/1084 E.  ,  2000/3088 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/1084
Karar No: 2000/3088

Temyiz İsteminde Bulunan: Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : … Uluslararası Nakliyat A.Ş.
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : 22.12.1993 tarihinde noterce düzenlenen sözleşme ile satılan aracın halen davacı adına tescilli olduğundan bahisle, vadesinde ödenmeyen ek motorlu taşıtlar vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini; Karayolları Trafik Kanunu uyarınca, tescil edilmiş aracın satışının bildirim yükümlülüğü notere ait olduğu gibi, alıcının da ilgili tescil bürosundan adına tescil belgesi alması gerektiği; bu itibarla, 22.12.1993 tarihinde noter satış sözleşmesi ile satılan araç dolayısıyla, kusursuz durumdaki satıcının mükellefiyeti devam ettirilerek, sonraki dönemlere ilişkin verginin tahsili için ödeme emri düzenlenmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden, … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; aracın halen davacı adına kayıtlı bulunduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, 6.11.2000 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

AYRIŞIK OY
Temyiz başvurusu, noter satış sözleşmesi ile 22.12.1993 tarihinde satılan araca ilişkin olarak ek motorlu taşıtlar vergisi tahsili amacıyla tesis edilen işlemin iptali yolundaki vergi mahkemesi kararının bu hüküm fıkrasının bozulması istemine ilişkindir.
197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 2348 sayılı Kanunun 3’üncü maddesiyle değişik 3’üncü maddesinde, motorlu taşıtlar vergisinin mükellefinin, trafik, belediye veya liman sicili ile Ulaştırma Başkanlığınca tutulan sivil hava vasıtaları sicilinde adlarına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilmiş olan gerçek ve tüzel kişiler olduğu, aynı kanunun 3088 sayılı Kanunun 4’üncü maddesiyle değişik 8’inci maddesinde, motorlu taşıtların trafik, liman veya belediye sicili ile Ulaştırma Bakanlığı tarafından tutulan sivil hava vasıtaları siciline ait kayıtlarının silinmesi halinde, silinme takvim yılının ilk altı ayı içinde yapılmış ise, ikinci altı aylık dönemin başından, ikinci altı aylık dönem içinde yapılmışsa takip eden takvim yılı başından itibaren mükellefiyetin sona ereceği hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, motorlu taşıtlar vergisi yükümlüsünün, ilgili kuruluşta adına kayıt ve tescil yapılmış gerçek ya da tüzel kişi olduğu, yükümlülüğün kayıt ve tescil ile başladığı ve ancak ilgili kuruluştaki kaydın silinmesi ile sona erdiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Öte yandan; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20’nci maddesinin 21.5.1997 tarih ve 4262 sayılı Kanunla değişik (d) bendinde, araçların satış ve devir işlemleri noterler tarafından siciline işlenmek üzere işlemin tamamlanmasını müteakip en geç onbeş iş günü içinde ilgili tescil kuruluşu ile vergi dairesi müdürlüğüne bildirileceği; bildirim üzerine, intikal eden araçların vergi kayıtlarının, satış sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibarıyla önceki malikin vergi mükellefiyetine son verildiği hükme bağlanmışsa da, anılan hükmün 1994 yılına ilişkin ek motorlu taşıtlar vergisi yönünden uygulama olanağı bulunmamaktadır. Söz konusu bent hükmünün, 1996 yılında yürürlükte bulunan şekli ile, bu hükmün gerekçesinde; belli süre için kendi adına tescil belgesi almak zorunluluğunun ve buna uymayanlar için öngörülen para ve hapis cezası yaptırımının motorlu aracı satan veya devreden kişilerin vergi ve hukuki sorumlulukları yönünden mağduriyetlerini önlemek için bu araçları satın alan ya da devralan kişileri kısa süre içinde kendi adlarına kayıt ve tescil ettirmeye zorlama amaçlandığından, Karayolları Trafik Kanununun bu hükmünü satış ya da devir halinde buna ilişkin noter tarafından düzenlenmiş sözleşmenin ilgili tescil kuruluşuna bildirilmesi ile adına motorlu taşıt kayıt ve tescilli kişilerin yükümlülüklerinin kendiliğinden sona ereceği biçiminde yorumlamak mümkün değildir.
Ayrıca; aracı satın alan veya devralan kişiler tarafından kanundaki yaptırımlara rağmen ilgili tescil kuruluşuna başvurularak trafik kayıt ve tescil işlemlerinin yaptırılmaması durumunda aracı satan veya devreden kişilerin her zaman bu kuruluşa başvurarak kayıt ve tescilin silinmesini isteyebilmeleri istemlerine olumsuz yanıt alınması halinde, bu işlemin iptali istemiyle idari yargı mercilerinde dava açabilmeleri; ödenen motorlu taşıtlar vergisini adli yargı mercilerinde tazminen talep edebilmeleri yasal düzenlemeler gereğidir.
Dosyanın incelenmesinden; 22.12.1993 tarihli satış sözleşmesi ile noterde satışı gerçekleşen taşıtın yeni malik adına tescilinin yapılmadığı, uyuşmazlık konusu dönemler itibarıyla, aracın davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, noter sözleşmesi ile satılmasına rağmen trafikte davacılar adına kayıt ve tescilli olan taşıtın 1994 yılına ilişkin ek motorlu taşıtlar vergisinin tahsilinde isabetsizlik görülmediğinden, mahkeme kararının aksi yöndeki hüküm fıkrasının bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, kararın bozulması gerektiği oyu ile aksine verilen karara katılmıyorum.