Danıştay Kararı 7. Daire 2000/1078 E. 2000/1591 K. 16.05.2000 T.

7. Daire         2000/1078 E.  ,  2000/1591 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/1078
Karar No: 2000/1591

Temyiz İsteminde Bulunan: … Giyim Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Konak Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı şirket adına tahakkuk ettirilen navlun primi, performans primi ve bu primlere ilişkin olarak hesaplanan gecikme zamlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; çıkan görev uyuşmazlığı sebebiyle … Bölge İdare Mahkemesinin; davanın vergi mahkemesi tarafından çözümleneceğine ilişkin kararı üzerine, ödeme emri içeriği primlerin gecikme zammı ile birlikte tahsili için 6183 sayılı Kanunun 37’nci maddesi uyarınca tesis edilen işlemin iptali istemiyle … İdare Mahkemesinde açılan davanın mahkemenin … gün ve E:…; K:… sayılı kararıyla reddedildiği anlaşılmakla, kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde yasa hükümlerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; tahakkuk işleminin iptali istemiyle açılan davayı reddeden … İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Onuncu Dairesince bozulduğu, yapılan ihracatın gerçek olduğu ve katma değer vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini iptal eden mahkeme kararının da Danıştayca onandığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : 6183 sayılı Kanun uyarınca düzenlenen ödeme emri sebebiyle yaratılan uyuşmazlığın, vergi mahkemelerince çözümlenebilmesi için, söz konusu ödeme emrinin, genel bütçeye, il özel idarelerine, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlere ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin bir kamu alacağını konu edinmesi gerekmektedir.
Davacı şirketin ihracatı teşvik tedbirleri kapsamında haksız yere yararlandığı navlun primi ile performans priminin gecikme zamlı olarak tahsili amacıyla düzenlendiği anlaşılan ödeme emrinin, Genel bütçeye, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm niteliğindeki alacaklara ilişkin olmadığı açık bulunduğundan; söz konusu ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davaya bakmakla görevli mahkemenin idare mahkemesi olması gerekir. Bu nedenle, uyuşmazlığın vergi mahkemesince incelenmesinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Mükellef şirket adına tahakkuk ettirilen 1.628.183.000,-lira navlun primi ve 1.635.855.000.- lira performans primi ile bu primlere bağlı olarak hesaplanan gecikme zammının tahsili için tanzim ve tebliğ edilen ödeme emri aleyhine açılan dava üzerine ihtilaf konusu prim borçları aleyhine açılan davanın reddedilerek tahakkukun kesinleştiği gerekçesiyle davayı reddederek ödeme emrini tasdik eden … inci Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması talep edilmektedir.
Dosyada mevcut belgelerin incelenmesinden ihtilaf konusu prim tarhiatı aleyhine açılan davayı reddeden … inci İdare Mahkemesinin … tarih ve Esas No:…, Karar No:… sayılı kararı Danıştay 10’uncu Dairenin 14.12.1999 tarih ve Esas No:1999/4450, Karar No:1999/6847 sayılı kararı ile bozulmuş olduğu anlaşıldığından, ortada tahakkuk etmiş ve ödeme safhasına gelmiş bir borç bulunmadığı cihetle henüz kesinleşmeyen ve ödeme safhasına gelmemiş borç için tanzim ve tebliğ edilen ödeme emri aleyhine açılan davayı reddeden … inci Vergi Mahkemesi kararının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58’inci maddesi 1 inci fıkrası amir hükmüne aykırı bulunduğundan, temiz talebinin kabulü ile … inci Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri hakkında Kanunun 3410 sayılı Kanunun 2’nci maddesiyle değişik 6’ncı maddesinde, “Vergi mahkemeleri;
a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,
b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,
c) Diğer kanunlarla verilen işleri, çözümler” hükmü yer almış; 5’inci maddesinde de, vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştayda çözümlenecek olanlar dışında, maddede belirtilen davaların idare mahkemelerince karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirketin ihracatı teşvik tedbirleri kapsamında haksız yere yararlandığı navlun primi ve performans primi ile bu primlere ilişkin olarak hesaplanan gecikme zamlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın; … İdare Mahkemesince görev yönünden reddedilerek görev uyuşmazlığının çözümlenmesi için … Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesi üzerine; sözü edilen mahkemenin … günlü ve E:…; K:… sayılı kararıyla, vergi mahkemesinin görevli kılındığı, vergi mahkemesince de işin esasının incelenerek davanın reddedildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen maddelerden de anlaşılacağı üzere; 6183 sayılı Kanun uyarınca düzenlenen ödeme emri sebebiyle yaratılan uyuşmazlığın, vergi mahkemelerince çözümlenebilmesi için, söz konusu ödeme emrinin, genel bütçeye, il özel idarelerine, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlere ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin bir kamu alacağını konu edinmesi gerekmektedir.
Olayda, davacı şirketin ihracatı teşvik tedbirleri kapsamında haksız yere yararlandığı öne sürülen navlun primi, performans primi ve bu primlere ilişkin olarak hesaplanan gecikme zammının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin; Genel bütçeye, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri mali yüküm niteliğindeki alacaklara ilişkin olmadığı açık bulunduğundan; söz konusu ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davaya bakmakla görevli mahkeme, idare mahkemesidir. Bu nedenle, uyuşmazlığın vergi mahkemesince incelenmesinde isabet bulunmamaktadır.
Nitekim, ödeme emri ile tahsili yoluna gidilen kamu alacağının aslına karşı açılan dava da, Danıştay Onuncu Dairesince temyizen incelenerek karara bağlanmış bulunmaktadır.
Her ne kadar, İdari Yargılama Usulü Kanununun 43’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin görev ve yetki uyuşmazlıklarında vermiş oldukları kararların kesin olduğu hükme bağlanmışsa da; bu kesinliğin amacı, söz konusu uyuşmazlıklara bir yerde son vermek ve bu suretle davanın, sürüncemede kalmasını engellemektir. Anılan Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde, görev ve yetki dışında işe bakılmış olması hali, temyize konu ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek neden olarak öngörülmüş bulunduğundan; Danıştayca, temyiz incelemesinin, öncelikle, bu hukuka aykırılık hali yönünden yapılması yasa hükmü gereğidir. Yalnızca bir üst idari mahkeme olan bölge idare mahkemelerinin, idari yargı yerlerinde görülmekte olan davalarda çıkan ve birer usul sorunu olan görev ve yetki uyuşmazlıkları dolayısıyla vermiş oldukları söz konusu kararların, İdari Yargı Düzeninin yüksek mahkemesi olan, Danıştayın, bu davalarda verilen kararlara vaki temyiz başvuruları üzerine, aynı konuyu bozma sebebi olarak yeniden incelemesine engel oluşturması ise, düşünülemez.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 16.5.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.