Danıştay Kararı 7. Daire 2000/10212 E. 2002/2511 K. 20.06.2002 T.

7. Daire         2000/10212 E.  ,  2002/2511 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/10212
Karar No: 2002/2511

Davacı : …
Davalı : 1) Maliye Bakanlığı
2) Kavaklıdere Vergi Dairesi Başkanlığı
İstemin Özeti : Davacı adına, 2000 yılına ait yıllık faaliyetlerine ilişkin bildirim formlarını vermediğinden bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan 285 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin iptali istenilmektedir.
Maliye Bakanlığının Savunmasının Özeti: Dava konusu tebliğin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 149 mükerrer 257 ve mükerrer 355’inci maddelerine uygun olduğu, bu tebliğ uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında da tebliğ hükümleri ile anılan maddelere aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Vergi Dairesi Başkanlığının Savunmasının Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’nun Düşüncesi: Dava konusu tebliğ ile bu tebliğ uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmesine ilişkin işlem 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 149 mükerrer 257 ve mükerrer 355’inci maddelerine aykırılık taşımadığından; davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Dava; 2000 yılına ait yıllık faaliyetlerine ilişkin bildirim formlarını vermeyen mükellefe kesilen özel usulsüzlük cezası ile bu cezanın mesnedi olan 285 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin iptali talebiyle açılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 149’uncu ve mükerrer 257’inci maddeleri gereğince verilmesi mecburi olan bildirimleri vermeyenler, eksik veya yanıltıcı olarak verenler hakkında, 213 sayılı Kanunun 355’inci maddesi uygulanmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4369 sayılı Kanunla değişik 355’inci maddesi ile aynı Kanunun 149’uncu maddesinde verilmesi öngörülen bilgileri vermeyenlere de özel usulsüzlük cezası verilmesi hükme bağlanmıştır.
Bu durumda, 249 nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile verilmesi mecburi olan yıllık faaliyetlere ilişkin bildirim formlarını 256 nolu ve 285 nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirlenen süreler içinde vermeyenlere eksik veya yanıltıcı olarak verenlere, Vergi Usul Kanununun mükerrer 355’inci maddesi gereğince özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.
Açıklanan sebeplerle iptali talep edilen 285 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 149 uncu maddesi ile mükerrer 257 inci maddesi amir hükmüne ve aynı Kanunun 4369 sayılı Kanunla değişik mükerrer 355’inci maddesi amir hükmüne uygun bulunduğundan ve kesilen özel usulsüzlük cezası da 285 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği hükümlerine uygun bulunduğundan, hukuki mesnedi bulunmayan davanın reddi gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu olan ve 7.4.2000 gün ve 24013 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 285 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile davalı Maliye Bakanlığınca oluşturulan Vergi İstihbarat Merkezi için bilgi toplamak amacıyla katma değer vergisi beyannamelerine ilişkin “yıllık bildirim” vermek yükümlülüğünde olanlarla ilgili olarak, 256 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen bilgi verme ve bilgi verme zamanına ilişkin sürelerin yeniden belirlendiği; anılan Tebliğde bir şahıstan satın alınan mal ve hizmetlerin tutarlarının toplamının (KDV hariç) 1.000.000.000.- lirayı aşması durumunda, bu alımlara ilişkin bilgilerin bildirim formuna yazılması istenilmiş iken, dava konusu Tebliğ ile bu haddin 10.000.000.000.- liraya yükseltildiği; ayrıca, verme zorunluluğu getirilen bildirimleri belirlenen sürelerde vermeyenler, eksik veya yanıltıcı olarak verenler hakkında, aynı kanunun mükerrer 355’inci maddesi gereğince gerekli işlemlerin yapılacağının duyurulduğu; davanın da, anılan bu Tebliğ ile bu Tebliğ uyarınca 2000 yılına ait yıllık faaliyetlerine ilişkin bildirim formlarını vermeyen davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasının iptali istemiyle açıldığı anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun “Bilgi verme”başlıklı 148’inci maddesinde, kamu idare ve müesseselerinin mükellefler veya mükelleflerle muamelelerde bulunan diğer gerçek ve tüzel kişilerin, Maliye Bakanlığının veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların isteyecekleri bilgileri vermeye mecbur oldukları belirtilmiş; aynı Kanunun “Devamlı bilgi verme”başlıklı 149’uncu maddesinde ise, kamu idare ve müesseseleri (kamu hizmeti ifa eden kurumlar ve kuruluşlar dahil) ile gerçek ve tüzel kişilerin vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye ve Gümrük Bakanlığı ve vergi dairesince kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasıllarla ve devamlı olarak yazı ile vermeye mecbur oldukları hükme bağlanmış; ayrıca, Kanunun mükerrer 257’inci maddesinin 3’üncü ve 4’üncü fıkralarında, tutulması ve düzenlenmesi zorunlu defter, kayıt ve belgelerin mikrofilm, mikro fiş veya elektronik bilgi ve kayıt araçlarıyla yapılması veya bu kayıt ortamlarında saklanması hususunda izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, bu şekilde tutulacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığında veya muhafaza etmekle görevlendireceği kurumda saklanması zorunluluğu getirmeye, bu konuda uygulanan usul ve esasları belirlemeye, vergi beyannameleri ile bu Kanunun 149’uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgilerin yazı yerine, mikro fiş, mikro film, manyetik kayıtlı ortam ve araçla, ve benzeri vasıtalarla verilmesine izin vermeye veya zorunluluk getirmeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğu açıklanmış; Kanunun mükerrer 355’inci maddesinin 1’inci fıkrasında ise, bu Kanunun 148, 149 ve mükerrer 257’nci maddesinde yer alan zorunluluklara uymayanlara özel usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan maddelerle, kamu idare ve müesseseleri, mükellefler ve mükelleflerle muamelede bulunacak gerçek ve tüzel kişilerden bilgi istenilmesi konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir. Kendilerinden bilgi istenilen kişi veya kuruluşların sayısal çokluğu nedeniyle bilginin yazı ile bu mükelleften ayrıca istenilmesinin olanaksızlığı karşısında; anılan yetkinin Resmi Gazete’de yayımlanmak suretiyle genel tebliğ ile kullanılmasında açıklanan yasa hükümlerine aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan; davacının dava konusu Tebliğ ile getirilen bildirim formu verme yükümlülüğünü yerine getirmediği açıktır. Davacı tarafından, ceza kesme yetkisinin, söz konusu bilgi formlarının istenildiğine dair yazıda anılan yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda ceza kesileceği uyarısında bulunulması koşuluyla kullanılabileceği iddia edilmekte ise de; dava konusu Tebliğde istenilen bilgilerin verilmemesi durumunda, Vergi Usul Kanununun mükerrer 355’inci maddesi uyarınca gerekli işlemlerin yapılacağı duyurulduğundan, kesilen özel usulsüzlük cezası da hukuka aykırı değildir.
Açıklanan nedenle, davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 20.6.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.