Danıştay Kararı 7. Daire 1999/918 E. 1999/3393 K. 21.10.1999 T.

7. Daire         1999/918 E.  ,  1999/3393 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/918
Karar No: 1999/3393

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : … Pazarlama İthalat İhracat Limited Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Yükümlü şirket adına tescilli beyanname kapsamı eşya nedeniyle yapılan ek gümrük vergi ve resimleri tahakkukuna vaki itirazın reddi yolundaki işlemi; 1615 sayılı Gümrük Kanununun “Eşyanın Kıymeti” başlıklı 65’inci maddesinin, 12.2.1994 tarih ve 21847 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3968 sayılı Kanunla değişik yeni şeklinde, ithal eşyasının gümrük vergisine esas kıymetinin Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşma hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağının hükme bağlandığı, aynı tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmaya ilişkin Yönetmelikte de, ithal eşyasının vergiye esas kıymetinin belirlenme usullerinin gösterildiği, olayda, yükümlü şirket tarafından beyan edilen fiyat ile idarece ek tahakkuka esas alınan fiyat arasında belirgin bir fark bulunmadığı gibi, bu farkın serbest piyasa şartları içinde ortaya çıkabileceği, eşyanın kıymetinin tespitinde idarece yeterli emsalin gösterilmesi gerektiği halde bir adet emsal gösterilmesi ve bunun da ek tahakkuka esas alınmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:…sayılı kararının; davacıdan, ithal edilen eşyaların kıymetine esas teşkil edecek bilgi ve belgeler (satış sözleşmesi, mahreç ülke çıkış evrakı vs.) istenilmesine rağmen herhangi bir bilgi ve belge ibraz edilmediğinden, eşya kıymetinin satış bedeli yöntemine göre tespit edilemediği, aynı veya benzer eşya kıymetinin araştırılması sonucu saptanan fiyat esas alınarak yapılan ek tahakkukun yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’uncu fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
1615 sayılı Gümrük Kanununun 12.2.1994 tarih ve 21847 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3968 sayılı Kanunla değişik 65’inci maddesinde, “İthal eşyasının gümrük vergisine esas kıymeti, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşma hükümlerine göre tayin ve tespit olunur. Şu kadar ki, Anlaşmanın 8’inci maddesinin 2’nci fıkrasında belirtilen unsurlar bu kıymete dahil edilir.” Hükmü yer almıştır.
1615 sayılı Kanunun değişiklikten önceki 65’inci maddesi hükmü uyarınca, Brüksel Gümrük Kıymeti Tanımı Sözleşmesi kurallarına göre müstakil bir alıcı ile bir satıcının tam ve serbest rekabet şartları içinde uyuştukları farz edilen fiyata göre vergilendirme yoluna gidilmekte iken, anılan maddede 3968 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucu “Cenevre Kıymet Kodu” benimsenmek suretiyle, ithal edilen eşyanın gerçekte ödenen veya ödenecek fiyatının vergilendirmeye esas alınacağı kabul edilmiş bulunmaktadır.
Nitekim, 3968 sayılı Kanunun gerekçesinde; “1615 sayılı Gümrük Kanununun ithal eşyasının kıymet unsurlarını belirleyen 65’inci maddesi, 15.12.1950 tarihli Brüksel Gümrük Kıymeti Tanımı Sözleşmesi kurallarına uygun olarak düzenlenmiştir. Brüksel Gümrük Kıymeti Sözleşmesinin “ithal eşyasının gümrük vergisine esas olan kıymeti, gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihteki normal fiyattır.” şeklindeki sübjektif esasa dayanan temel prensibi yanı sıra, alıcı ve satıcı arasında ilişki bulunması halinde kıymetin reddini öngörmesi, satıcının alıcıya sağlayabileceği makul ölçüdeki iskontoları göz ardı etmesi, özellikle bazı ülkelerin gümrük idarelerinin keyfi ve hayali uygulamalarına neden olmuş ve dünya ticaretinin normal akışında aksamalara yol açan kıymet araştırmaları, GATT nezdinde “tarife dışı engel” olarak görülmeye başlanmıştır. Cenevre’de bu sakıncaları gidermeye yönelik olarak hazırlanan “Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel anlaşmasının, (GATT) VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşma”nın onaylanması 12.5.1988 tarihli ve 3447 sayılı Kanunla uygun bulunmuş ve aynı anlaşma 30.7.1988 tarihli ve 1988/13194 sayılı Kararname ile onaylanmış bulunmaktadır. Anlaşmanın 21’inci maddesinde öngörülen beş yıllık hazırlık dönemi 12.2.1994 tarihinde sona erecektir. Bu bakımdan, “Cenevre Kıymet Kodu” diye adlandırılan söz konusu anlaşmanın, 12.2.1994 tarihinden önce milli mevzuata uyarlanması zorunlu görülmektedir.” denilmektedir.
Bakanlar Kurulunun 27.7.1993 tarih ve 1993/4690 sayılı Kararı ile onaylanarak 27.8.1993 tarih ve 21681 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmanın “Genel Tanıtıcı Açıklama” başlıklı giriş bölümünün 1’inci maddesinde, bu anlaşma çerçevesinde gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle 1’inci maddede tanımlanan “satış bedeli” nin esas alınacağı, 1’inci maddenin 8’inci madde ile birlikte mütalaa edilmesi gerektiği, 8’inci maddenin, içerdiği diğer düzenlemeler dışında, gümrük kıymetinin bir parçasını oluşturduğu kabul edilen, alıcı tarafından üstlenilmiş, ancak ithal eşyasının gerçekte ödenen veya ödenecek fiyatına dahil edilmemiş olan belli unsurlarla ilgili olarak bu fiyatta düzeltmeler yapılmasını ve alıcıdan satıcıya para dışında mal veya hizmet şeklinde intikal edebilecek belirli edimlerin de satış bedeline dahil edilmesini öngördüğü, 1’inci madde hükümlerine göre belirlenemeyen gümrük kıymetinin belirlenmesinde kullanılacak yöntemlerin 2 ila 7’nci maddelerde (2’nci ve 7’nci maddeler dahil) yer aldığı, 2’nci maddesinde ise, gümrük kıymetinin 1’inci madde hükümlerine göre belirlenememesi durumunda, 2’nci veya 3’üncü madde hükümlerine göre kıymete ilişkin esasa ulaşabilmek amacıyla, normal olarak gümrük idaresi ile ithalatçının istişarede bulunması gerektiği belirtilmiştir.
Aynı anlaşmanın “Önsöz” bölümünde, anlaşmanın keyfi veya fiktif gümrük kıymetlerinin kullanılmasını önleyen adil, yeknesak ve tarafsız bir gümrük kıymeti sisteminin gerekli olduğunu kabul ederek, eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, mümkün olduğu ölçüde, bu eşyanın satış bedelinin esas alınması gerektiğinin bilincinde olarak, gümrük kıymetinin ticari uygulamalarla uyumlu, basit ve adil kıstasları esas alması ve kıymetin belirlenmesine ilişkin işlemlerin, eşyayı tedarik edenler konusunda bir ayrım yapılmaksızın genel bir uygulama niteliğinde olması gerektiği hususlarının kabul edildiği açıklanmıştır.
Anlaşmanın Bölüm I’de yer alan “Gümrük Kıymetine İlişkin Kurallar” başlıklı 1’inci maddesinde, “İthal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Yani ithal ülkesine ihraç amacıyla yapılan satış sırasında ortaya çıkan ve 8’inci maddeye göre gerekli düzeltmelerin yapıldığı, gerçekte ödenen veya ödenecek fiyattır.” denilmiş ve eşyanın satış bedelinin, gümrük kıymetine esas alınabilmesi için gerekli koşullara yer verilmiştir. Anlaşmanın 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde, 1’inci madde hükümlerine göre belirlenemeyen ithal eşyasının gümrük kıymetinin, aynı ithal ülkesine ihraç amacıyla satılan ve kıymeti belirlenecek eşya ile aynı veya yakın bir tarihte ihraç edilen, aynı eşyanın satış bedeli, 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının (a) bendinde de, 1 ve 2’nci madde hükümlerine göre belirlenemeyen ithal eşyasının gümrük kıymetinin, aynı ithal ülkesine ihraç amacıyla satılan ve kıymeti belirlenecek eşya ile aynı veya yakın bir tarihte ihraç edilen, benzer eşyanın satış bedeli olduğu belirtilerek, 5, 6 ve 7’nci maddelerde de, gümrük vergisine esas kıymetin tespitinde uygulanacak yöntemlere sırasıyla yer verilmiştir.
Anlaşmanın Ek I’ini oluşturan Yorum Notlarının 1 nolu genel notunda ise, 1 ila 7’nci maddelerin (7’nci madde dahil), ithal eşyasının gümrük kıymetinin bu anlaşma hükümlerine göre nasıl belirleneceğini gösterdiği, kıymetin belirlenmesine ilişkin yöntemlerin uygulama sırasına göre sıralandığı, gümrük kıymetinin belirlenmesinde öncelikle uygulanacak yöntemin 1’inci maddede tanımlandığı, 2 nolu genel notta da, gümrük kıymetinin 1’inci madde hükümlerine göre belirlenmesi mümkün değilse, daha sonraki maddelerin gümrük kıymetinin belirlenmesinde kullanılabilecek madde bulununcaya kadar sırasıyla izlenmesi gerektiği, 4’üncü maddedeki istisnai hal dışında, bir maddeye göre belirlenemeyen gümrük kıymeti için kendisinden sonra gelen maddeye geçileceği açıklanmıştır.
Gümrük Kanununun 65’inci Maddesinin Değiştirilmesine Dair 3968 sayılı Kanunla birlikte, aynı tarih ve sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşmaya İlişkin Yönetmeliğin 1’inci maddesinde, bu yönetmeliğin, anlaşma hükümleri çerçevesinde ithal eşyanın kıymetinin tespiti için uygulanması gereken yöntem ve kuralların belirlenmesi bakımından hazırlandığı, 2’nci maddesinde, yönetmeliğin, (gümrük vergisinden muaf olan veya ğırlık esası üzerinden vergiye tabi bulunan eşya da dahil olmak üzere) gümrük hattından geçirilen ithal konusu eşyanın kıymetinin belirlenme usullerini kapsadığı, 5’inci maddesinde ise, ithal eşyasının gümrük vergisine esas alınacak kıymetinin, bu yönetmeliğin 6 ila 12’nci maddelerinde yer alan yöntemlerin sırasıyla uygulanması yoluyla tayin ve tespit olunacağı, bir yönteme göre belirlenemeyen kıymet için izleyen yönteme geçileceği belirtilerek, 6’ncı maddede “Satış Bedeli Yöntemi”, 7’nci maddede “Aynı Eşyanın Satış Bedeli Yöntemi”, 8’inci maddede “Benzer Eşyanın Satış Bedeli Yöntemi”, 10’uncu maddede “İndirgeme Yöntemi”, 11’inci maddede “Hesaplanmış Kıymet Yöntemi” ve 12’nci maddede de “Son Yöntem” e ilişkin yöntem ve kurallara yer verilmiştir.
Gerek Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) VII’nci Maddesinin Uygulanmasına Dair Anlaşma hükümleri, gerekse bu anlaşmaya ilişkin yönetmelikte yer alan düzenlemeler karşısında, ithal edilen eşyanın gümrük kıymetinin belirlenmesinde, öncelikle satış bedelinin esas alınması, satış bedelinin esas alınması için gerekli koşulların mevcut olmadığının tespit edilmesi halinde de sırasıyla diğer yöntemlere başvurulması gerekmektedir.
Olayda, davalı idarece, ithal edilen eşyanın kıymeti ile ilgili olarak davacından satış sözleşmesi ve mahreç ülke çıkış evrakı istenildiği halde ibraz edilmediğinden bahisle, yürürlükteki yasal düzenleme ve yönetmelikte eşyanın gümrük vergisine esas kıymetinin tespitinde ilk kural olarak öngörülen “satış bedeli yöntemi” uygulanmaksızın, aynı veya benzer eşya kıymetinin araştırılması sonucu tespit edilen kıymet esas alınarak ek tahakkuk yapılmaşsa da; davacı tarafından satış sözleşmesi ve mahreç ülke çıkış evrakı ibraz edilmemesi eşya kıymetinin tespitinde satış bedeli yönteminin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden; bu yöntem atlanarak, aynı veya benzer eşya kıymetinin araştırılması sonucu saptanan fiyatın ek tahakkuka esas alınmasında mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine; mahkeme kararının onanmasına, 21.10.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.