Danıştay Kararı 7. Daire 1999/460 E. 1999/3796 K. 17.11.1999 T.

7. Daire         1999/460 E.  ,  1999/3796 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/460
Karar No: 1999/3796

Temyiz İsteminde Bulunan : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına …
Karşı Taraf : …Finansal Kiralama Anonim Şirketi
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Atatürk Havalimanı Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli gümrük giriş beyannamesi kapsamında 8527.90.49 tarife ve istatistik pozisyonunda beyan edilen eşyanın 85.43 tarife ve istatistik pozisyonunda yer aldığından bahisle tahakkuk ettirilen gümrük vergisi ile katma değer vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrini; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58’inci maddesinden bahisle, dosyada yer alan sigortalı işe giriş bildirgesi ve ücret bordrosunun incelenmesinden, davacı Şirketin ek tahakkuka yaptığı itirazın reddine dair 11.6.1997 gün ve 1997/81 sayılı işlemi tebellüğ eden … isimli şahsın, davacı Şirketin değil, … T.A.Ş.’nin çalışanı olduğunun anlaşıldığı; bu itibarla, usulüne uygun olarak Şirket yetkilisine yapılmayan tebligata istinaden, kamu alacağının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle iptal eden …’inci Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; tahakkukun ve ödeme emrinin, itirazın reddi kararını tebellüğ eden kişiye, Şirket adresinde tebliğ edildiği; bu tebligatların geçersizliği konusunda bir iddiada da bulunulmadığı; itirazın reddi üzerine dava açılmayarak kesinleşen amme alacağının, ödeme emri ile istenmesinin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, Atatürk Havalimanı Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescilli gümrük giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle salınan ek gümrük vergisi ve katma değer vergisi tahakkukuna vaki itirazın reddi işleminin iptali istemiyle dava açılmadığı gibi, ödemede de bulunulmadığından bahisle söz konusu vergilerin tahsili amacıyla yükümlü şirket adına ödeme emri düzenlenmesinden doğmuştur.
7201 sayılı Tebligat Kanununun “Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat” başlığını taşıyan 12’nci maddesinde, hükmi şahıslara tebliğin, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılacağı; “Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat” başlığını taşıyan 13’üncü maddesinde ise, hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebligatın, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı öngörülmüştür.
Mahkemece; ek tahakkuka vaki itirazın reddine dair işlemi tebellüğ eden kişinin davacı Şirketin değil, … T.A.Ş.’nin çalışanı olduğu anlaşıldığından, tebligatın usulüne uygun sayılamayacağı ve dolayısıyla ek tahakkuka konu vergilerin tahsil edilebilir hale gelmediği gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmişse de; dosyanın incelenmesinden, ödeme emriyle istenilen vergileri konu edinen ek tahakkuk işleminin 6.5.1997 tarihinde, Şirket adresinde, “daimi çalışan evrak memuru” sıfatıyla … imzasına tebliğ edildiği; davacı Şirketçe, bu tahakkuka 11.5.1997 tarihli dilekçeyle itirazda bulunulduğu; itirazın reddi kararının da, aynı adreste ve aynı sıfatla anılan kişiye 4.7.1997 tarihinde tebliğ oluduğu; ancak, bu işlemin iptali istemiyle dava açılmadığı; daha sonra, dava konusu ödeme emrinin, yine Şirket adresinde aynı kişiye 29.4.1998 günü tebliği üzerine, 7.5.1998 tarihinde, ödeme emrinin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar, … isimli kişi, kayıtlarda … T.A.Ş.’nin işçisi olarak görülmekte ise de, yukarıda sözü edilen üç tebligatın da, farklı tarihlerde ve Şirket adresinde bu kişinin imzasına yapılmış ve bu tebligatlara dayanılarak, herhangi bir usulsüzlük iddiasında bulunulmaksızın idari itiraz ve dava yoluna gidilmiş olunması karşısında; adı geçenin Şirket adına yapılan tebligatları almaya yetkili olduğu sonucuna varıldığından, aksi yolda verilen temyize konu Vergi Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının belirtilen hususlar değerlendirilmek ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58’inci maddesi de göz önünde bulundurulmak suretiyle yeniden verilmek üzere bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 17.11.1999 gününde oybirliği ile karar verildi.