Danıştay Kararı 7. Daire 1999/2862 E. 2000/897 K. 29.03.2000 T.

7. Daire         1999/2862 E.  ,  2000/897 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/2862
Karar No: 2000/897

Temyiz İsteminde Bulunan : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …, …, …, …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : 16.9.1995 tarihinde vefat eden …’in sağlığında kamulaştırmasız el konulan gayrimenkulünün değerinin tazmini amacıyla varislerce açılan tazminat davasının sonucuna göre ödenen bedelin ihtirazi kayıtla beyan edilmesi üzerine yapılan veraset ve intikal vergisi tarhı ile kusur cezası kesilmesi ve gecikme faizi tahakkukuna ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davayı; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1’inci maddesi ile 2’nci maddesinin (b) bendinden bahisle, olayda, murisin sağlığında … Belediyesince kamulaştırmasız yola katılan taşınmazın bedelinin tazmini amacıyla vefat tarihinden sonra, varisler tarafından 1996 yılında Adli Yargıda tazminat davası açıldığından, belediyece ödenmesine karar verilen bedelin tamamı ile yasal faizin muristen intikal eden bedel olarak kabulünün hakkaniyete uygun düşmeyeceği; Adli Yargıda açılan davalarda taşınmazın dava tarihindeki değerinin 23.084.750.696 lira olduğunun bilirkişi incelemesi sonucu tespit edildiği; muris 16.9.1995 tarihinde vefat ettiğinden, 22.11.1996 tarihinde açılan davaya ilişkin bedelin mirasın açıldığı tarihe indirgenmesinin zorunlu olduğu; bunun için de, 1995 yılı için tespit edilen yeniden değerleme oranını esas almanın hatalı olmayacağı; buna göre, 5.12.1995 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan değerleme oranı %99,5 olup dava tarihi itibarıyla tespit edilen değerin (%100+%99,5=) %199,5 olduğu kabul edildiğinde, bu bedelin %100’ünün 11.713.036.070 lira olduğu; bu bedel üzerinden varislerin mirastaki hisseleri nispetinde veraset ve intikal vergisi tahakkuk ettirilmesi gerektiği; kusur cezası ve gecikme faizine gelince; varisler tarafından, ilk beyannamenin 10.1.1996 tarihinde ve yasal süresi içinde verildiği; 22.11.1996 tarihinde açılan tazminat davasının davacıların lehine sonuçlanması üzerine, 16.3.1998 tarihinde birinci, ilk dava sırasında saklı tutulan fazlaya ilişkin haklar için açılan davanın da, 19.3.1998 tarihinde davacılar lehine sonuçlanması üzerine, 28.4.1998 tarihinde, ikinci ek beyannamenin verildiği; bu durumda, davacıların vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesinden veya eksik yerine getirmesinden dolayı verginin zamanında tahakkuk ettirilemediğinden, söz edilemeyeceğinden, kesilen kusur cezalarında hukuka uyarlık bulunmadığı; diğer taraftan, ortada zamanında tarh ve tahakkuk ettirilmemiş veya normal vade tarihi geçirilmiş bir vergi borcu bulunmadığından, tahakkuk ettirilen gecikme faizinde de yasal isabet görülmediği gerekçesiyle, davanın 11.713.036.070.- liralık matrah üzerinden hesaplanan vergiye ilişkin kısmını reddederek, tarh işleminin bu vergi miktarını aşan kısmı ile kusur cezası kesilmesine ve gecikme faizi tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemleri iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının; 22.11.1996 ve 3.10.1997 tarihlerinde dava konusu yapılan ve sonuçta kazanılan tazminatlar için yasal süresinde beyanname verilmediğinden vergi zıyaına neden olunduğu; beyan edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyatın yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi :Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir. Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle, gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine; kararın onanmasına, 29.3.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.