Danıştay Kararı 7. Daire 1999/2627 E. 2000/973 K. 05.04.2000 T.

7. Daire         1999/2627 E.  ,  2000/973 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/2627
Karar No: 2000/973

Temyiz İsteminde Bulunan: Kozanlı Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : …, …, …,
…, …, …
İstemin Özeti : Davacıların 24.11.1993 tarihinde vefat eden murisleri …’dan intikal eden gayrimenkuller nedeniyle verdikleri veraset ve intikal vergisi beyannamesinde beyan ettikleri matrah üzerinden tarhedilen veraset ve intikal vergisi ile kesilen kusur cezasını ödemediklerinden bahisle adlarına düzenlenen ödeme emirlerini; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 122 ve 378; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun ise 55 ve 58’inci maddelerinden bahisle, olayda, dava konusu işlem, ödeme emri olduğundan, davalı idarenin, davacıların beyan ettikleri matraha ve bu matrah üzerinden yapılan tarhiyata karşı dava açamayacakları yolundaki iddiasının yerinde olmadığı; kaldı ki, davacıların beyan ettikleri matrahın hatalı olduğu hususunda bir iddialarının da bulunmadığı; öte yandan, dosyanın incelenmesinden, davacıların varlığını sonradan öğrendiklerini iddia ettikleri gayrimenkuller dolayısıyla tarhedilen veraset ve intikal vergisi ile kesilen kusur cezalarına ait ihbarnamenin tebliği üzerine, davacılar tarafından anılan gayrimenkulün değerinin sehven 1997 yılı rayicine göre beyan edildiği, oysa beyan edilmesi gereken değerin, murisin ölüm tarihi olan 1993 yılına ilişkin rayiç olması gerektiğinden bahisle, davalı idareye, yaptıkları düzeltme başvurusuna cevap verilmeden, dava konusu ödeme emirlerinin düzenlenerek, tebliğ edildiği anlaşıldığından, Vergi Usul Kanununun 123’üncü maddesi hükmüne göre düzeltme başvurusuna cevap verilmemek suretiyle, davacıların Maliye Bakanlığına şikayet yolu da engellenerek, düzenlenen ödeme emirlerinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; davacıların düzeltme talebine cevap verilmemesinin ödeme emirlerini geçersiz kılmayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi …’ün Düşüncesi : Mahkemece; dava konusu ödeme emirleri; davacıların ek beyannameye konu ettikleri gayrimenkuller nedeniyle tarhedilen veraset ve intikal vergileri ile kesilen kusur cezalarına karşı davalı idareye yapılan düzeltme başvurusuna cevap verilmeden ödeme emri düzenlenmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal edilmiş ise de; hukuk düzeninde aslolanın idari işlemlerin icrailiği olması, İdari Yargılama Usulü Kanununun 27’nci maddesi 3’üncü fıkrasının istisnai bir hüküm olması ve düzeltme şikayet yoluna başvurmanın yürürlüğü durdurması için mutlaka kanuni bir düzenlemenin olması gerektiğinden, ödeme emirlerini iptal eden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi, mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte de görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; davacıların 24.11.1993 tarihinde vefat eden muris … …’dan intikal eden gayrimenkuller nedeniyle verdikleri veraset ve intikal vergisi beyannamesinde beyan edilen matrah üzerinden salınan veraset ve intikal vergileri ile kesilen kusur cezalarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerini iptal eden vergi mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55’inci maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı hükme bağlanmış olup; olayda, davacıların, varlığını sonradan öğrendiklerini iddia ettikleri gayrimenkuller nedeniyle salınan veraset ve intikal vergisi ile kesilen kusur cezalarına ilişkin ihbarnamelerin 2.12.1997 tarihinde tebliğine karşın, tarh ve ceza kesme işlemlerini yasal süresi içerisinde idari davaya konu etmedikleri gibi, tahakkuk eden vergi ve cezayı da vadesinde ödemedikleri sabittir.
Her ne kadar, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 124’üncü maddesinde, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talebi reddolunanların şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri öngörülmüşse de; düzeltme istemiyle yapılan başvurunun, o tarihe kadar ödenmemiş olan vergi ve cezanın tahsilini durduracağına dair yasal bir düzenleme mevcut değildir. Öte yandan; vadesinde ödenmeyen kamu alacağı için ödeme emri düzenlenip tebliğ olunmasının, yukarıda anılan Vergi Usul Kanununun 124’üncü maddesinde öngörülen idari başvuru yolunun işleyişini engelleyici bir yönü de bulunmadığından, davalı idarece, vadesinde ödenmeyen kamu alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenerek tebliğinde isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile aksi yolda verilen mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 5.4.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.