Danıştay Kararı 7. Daire 1999/2507 E. 2000/1007 K. 11.04.2000 T.

7. Daire         1999/2507 E.  ,  2000/1007 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No: 1999/2507
Karar No: 2000/1007

Temyiz İsteminde Bulunan: … Turizm ve Ticaret A.Ş.
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı adına Gümrükler Başmüdürlüğü
İstemin Özeti : … Yolcu Salonu Gümrük Hattı Dışı Eşya Satış Mağazaları ve Depoları Gümrük Müdürlüğünün denetim sahasında mağaza işleten davacı Şirketin mağazanın deposunda kaybolan eşyalara ilişkin olarak, Gümrük Yasasının 109’uncu maddesi uyarınca, tahakkuk ettirilen tazminatın ödenmesinin istenmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 1615 sayılı Yasanın 79, 80, 81’inci ve Gümrük Yönetmeliğinin 663 ve 731’inci maddelerinden bahsedilerek, her ne kadar tahakkuk yazısının davacı Şirketin adresine gönderildiği, adresin bilinememesi nedeniyle tebliğ edilemediği, bunun üzerine davacı Şirketin İstanbul’daki adresine yapılmak istenen tebligatın şirket çalışanları tarafından alınmadığı ve 6.8.1998 tarihinde yapılan tebligatın geçersiz olduğu ileri sürülmekte ise de, davacı Şirket yetkililerince durumun 5.8.1998 tarihinde öğrenilmesinden sonra 6.8.1998 tarihinde yapılan itirazın usulüne uygun olduğu, ayrıca, ibrazı istenilen vekaletnamenin de daha sonradan şirket yetkililerince gümrük müdürlüğüne verildiği; bu durumda, davacı Şirketin ek tahakkuka karşı Gümrük Kanununda öngörülen idari itiraz yollarını tükettiğinin anlaşıldığı; öte yandan, davacı Şirketçe, 10.1.1998 tarihli devir teslim tutanağının şirketin yönetim kurulu başkanına hastanede yatmakta iken imzalatıldığı, işletmelerin kayden boş olarak kiralanmak suretiyle devralındığı, fiili sayım günü depoda bulunan eşyaların, devraldıkları firmaya ait olduğu iddialarında bulunulmuşsa da, Gümrük Yönetmeliğinin 663’üncü maddesine göre, gümrük müdürlüğünün belirlediği heyetle birlikte mağazadaki eşyaların sayımının yapılmış olması karşısında, bu iddiaya itibar edilemeyeceği, anılan hükümlere göre, mağazanın içerisinde bulunan eşyalar ile birlikte devralındığının kabul edileceği, davacı Şirket adına eksik çıkan eşyalara ilişkin olarak yapılan tahakkukta yasal isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … gün ve E:…; K:… sayılı kararının; 10.1.1998 tarihinde düzenlenen devir-teslim tutanağının, davacı Şirketin yöneticisine hastanede yatarken imzalatıldığı, deponun sayımı sırasında davacı Şirketin hiçbir elemanın bulunmadığı öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …’ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Şirketce … Yolcu Salonu Gümrük Hattı Dışı Eşya Satış Mağazaları ve Depoları Gümrük Müdürlüğünün denetim sahasındaki antreposunda kaybolan eşyalara ilişkin olarak, 1615 sayılı Kanunun 109’uncu maddesi uyarınca hesaplanan 11.340.860.000.- lira tutarındaki tazminatı konu edinen işleme karşı 6.8.1998 tarihinde, … Gümrükleri Başmüdürlüğüne itiraz edildiği; bu aşamada amme alacağının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi üzerine de, bu başvuruya 6.10.1998 tarihine kadar geçen 60 gün içinde cevap verilmemek suretiyle isteğin zımnen reddedildiğinden bahisle söz konusu işlemin iptali istemiyle, 27.10.1998 tarihinde dava açıldığı anlaşılmıştır.
Gümrük Kanununun 78’inci maddesinde; mükelleflerin gümrük vergisi tahakkuklarına karşı maddede yazılı sebeplerle itiraz edebilecekleri açıklandıktan sonra, 79’uncu ve devamı maddelerinde de, itiraz süresi ve itiraz mercileri düzenlenmiştir. Bu maddelerin hükümlerinden açıkça anlaşılacağı üzere, idari itiraz yolları, gümrük vergisi tahakkukları için öngörülmüş olup; bu yollardan verginin mükellefinin yararlanması mümkün bulunmaktadır.
Oysa; Gümrük Kanununun 109’uncu maddesinin birinci fıkrasında, gümrüğe karşı sorumlu oldukları belirtilen işletmeler, sundurma ve antrepolara konulan eşyalara ait gümrük vergi ve resimlerinin mükellefi olmadıkları gibi; anılan maddenin 3’üncü fıkrası uyarınca bunlardan istenilen tazminat, gümrük vergi ve resmi; bu tazminatın istenilmesine ilişkin işlem de, gümrük vergi ve resmi tahakkuku değildir. Dolayısıyla; sundurma ve antrepo işletmelerine anılan 109’uncu madde uyarınca tebliğ olunan işlemlere karşı, yukarıda sözü edilen idari itiraz yollarının işletilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Buna göre; 1615 sayılı Kanunun 109’uncu maddesi uyarınca hesaplanan tazminatı konu edinen işlemin 5.8.1998’de tebliği üzerine, davacı Şirket tarafından, 6.8.1998 tarihinde yapılan başvurunun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11’inci maddesi uyarınca yapılmış başvuru olarak kabulü gerekeceğinden, bu başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine süresinde açılan davanın, mahkemece, esasının incelenmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan; temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar da, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte değildir.
Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine ve mahkeme kararının onanmasına; hüküm altına alınan tutar üzerinden binde 6 oranında ve … … liradan az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, mahkemece karara bağlanan harcın mahsubundan sonra, kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11.4.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.